Rixos, Swissotel, Hilton ve Four Seasons gibi oteller ile 3. havalimanının inşaatında görev alan DSG İnşaat, 3. havalimanındaki işlerin uzamasını gerekçe göstererek konkordato başvurusu yaptı
Rixos, Swissotel, Hilton ve Four Seasons gibi oteller ile 3. havalimanının inşaatında görev alan DSG İnşaat, 3. havalimanındaki işlerin İGA tarafından uzatılmasının yarattığı maliyet artışını gerekçe göstererek konkordato başvurusu yaptı
Ekonomide yüksek enflasyon-yüksek faiz-yüksek döviz sarmalında kriz derinleşirken, iflas bayrağını çeken, konkordato başvurusunda bulunan ve borç yapılandırması yapan şirketlere her geçen gün yenileri ekleniyor.
Sözcü’nün haberine göre; Rixos, Swissotel, Hilton ve Four Seasons gibi otellerin inşaatlarında görev alan, son olarak 3. havalimanının bir bölüm kaba-ince inşaatında ve asma tavan çalışmalarında çalışan DSG İnşaat konkordato başvurusu yaptı.
DSG İnşaat Genel Müdürü Cem Itırak, 3. havalimanındaki işlerin 8 ayda bitmesi gerektiğini ancak İGA’nın yer tesliminde gecikmesi nedeniyle inşaatın 30 ay sürdüğünü, bunun da ciddi bir maliyet artışı doğurduğunu söyledi.
Mahkeme, başvuru doğrultusunda şirkete üç ay süreyle konkordato komiseri atadı.
DSG İnşaat’ın görev aldığı projelerden bazıları şunlar: 3. Havalimanı Projesi, Swissotel the Bosphorus, Four Seasons Bosphorus Luxury Hotel, Hilton Bursa, Cornelia Diamond Golf Resort & Spa Antalya, Rixos Mriya 5 Star Hotel (Rusya), Alupka Villa, Hotel & Spa Complex (Rusya), Jumeirah Zabeel Saray (Birleşik Arap Emirlikleri), Rixos Al Nasr Hotel (Libya), Tripoli Congress Center (Libya), Rixos Almaty Hotel (Kazakistan), Sipopo Congress Center (Ekvator Ginesi).
Ekonomik krizin etkileri ilk olarak ayakkabı ve inşaat firmalarında görülmeye başlandı. Köklü firmalar borçlarını ödeyemediklerini bildirerek ticaret mahkemelerine konkordato talebinde bulunuyor.
15 Temmuz darbe girişiminin öncesinde FETÖ’ye bağlı olduğu iddia edilen şirketlerin, FETÖ mensubu olduğu iddia edilen hakimler aracılığı ile şartları oluşmamasına rağmen alacaklıların şirkete haciz uygulamasının önüne geçmek için hukuka aykırı erteleme kararı aldırdıkları, bu yolla da şirketlerin kasasında bulunan paraları paravan şirket/hesaplara aktararak şirketleri hortumladıkları, alacakların alacaklarının tahsil imkanlarını ortadan kaldırdıkları ve sonuç olarak İcra İflas Kanunu’ndaki bu uygulamayı kötüye kullandıkları iddiası ile darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’le birlikte çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle iflas erteleme uygulaması yasaklanmıştı.
OHAL kaldırılmadan hemen öncesinde ise 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nda yapılan değişiklikle iflas ertelemeye dair kanun maddeleri tamamen kaldırıldı ki bu da hukuken iflas erteleme uygulamasının artık olmadığı anlamına geliyor. Bu tarz bir durumda geriye kalan tek seçenek ise konkordato uygulaması oldu.
İflas erteleme ve konkordato sonuçları açısından aynı uygulamalar olsa bile başvuru biçimleri ve devam eden süreçteki uygulamaları açısından farklılık gösteriyor. Her ikisi de başvuran şirketi her türlü icra takibi ve haciz tehdidi baskısından kurtarıyor. İflas erteleme/konkordato başvurusu yaparak kararı alan şirket; aleyhine icra takibi başlatılmasını engellediği gibi var olan takipler hakkında da iptal/durma kararı verilmesini sağlıyor.
Yapılan değişiklik öncesinde iflas ertelemeye başvuran şirketin başvurusu yalnızca asliye ticaret hakiminin kararı ile alınabiliyor ve hakim aksi karar verinceye kadar geçerli oluyordu. Konkordato da ise başvurucu, neden konkordato istediğinin gerekçesini (somut delilleriyle) ve konkordato teklifi (projesi) sunarak borçlarını hangi vadede, nasıl ödeyeceğini icra mahkemesine bildiriyor. Mahkeme teklifi uygun görürse üç aylık bir süre ile başvuran şirket lehine tedbir kararı veriyor ve bu süreçte şirketin teklifi alacaklarının yarısının ve alacak miktarlarının 3’te 2’sini eşdeğer kısmının çoğunluğunun onayını alırsa tedbirin kendine sağladığı korumadan faydalanmaya devam edebiliyor. Aksi durumda ise üç aylık sürenin sonunda bu tedbir alacaklılar onay vermediği için kalkıyor. Birçok şirketin borçlularına ulaşması/onay alması bu üç aylık süreçte zor olduğundan, genelde şirketler bu üç ay içerisinde durumlarını toparlamaya çalışıyor. Bu sürecin sonunda toparlayamadığı takdirde ise iflas sürecine giriliyor.
İlgili haberler:
Sendika.Org