Armani, Versace, Ramsey, Kiğılı, KİP gibi şirketlere fason üretim yapan 50 yıllık tekstil devi Sir Giyim ile Asrın Konakları projesinin sahibi Kuran Grubu konkordato başvurusu yaptı
Armani, Versace, Ramsey, Kiğılı, KİP gibi şirketlere fason üretim yapan 50 yıllık tekstil devi Sir Giyim ile Asrın Konakları projesinin sahibi Kuran Grubu konkordato başvurusu yaptı
Ekonomide yüksek enflasyon-yüksek faiz-yüksek döviz sarmalında kriz derinleşirken; şirketler de iflas bayrağı çekme, konkordato başvurusu yapma ve borç yapılandırma yoluna gidiyor.
Armani, Versace, Ramsey, Paulmark, Kiğılı, Kimlik, KİP gibi giyim sektörünün önde gelen şirketlerine fason üretim yapan ve 500 civarında çalışanı bulunan 51 yıllık tekstil devi Sir Kostüm Giyim konkordato başvurusu yaptı. Şirketin patronu İrfan Duran, ekonomik krizin etkisiyle sektörde alacak vadelerinin uzaması ve uzun süredir çek ile dönen piyasalardaki nakit sıkıntısının bu kararda etkili olduğunu söyledi.
Benzer bir biçimde 50 yıldır inşaat, akaryakıt, turizm ve eğitim sektörlerinde olan, Asrın Konakları Marina ve Asrın Konutları projelerini hayata geçiren Kuran Grubu da sıkıntılı bir ekonomik süreç geçirdiğini söyleyerek konkordato başvurusunda bulundu.
Başvurular sonucunda her iki şirkete de konkordato komiserleri atandı.
Ekonomik krizin etkileri ilk olarak ayakkabı ve inşaat firmalarında görülmeye başlandı. Köklü firmalar borçlarını ödeyemediklerini bildirerek ticaret mahkemelerine konkordato talebinde bulunuyor.
15 Temmuz darbe girişiminin öncesinde FETÖ’ye bağlı olduğu iddia edilen şirketlerin, FETÖ mensubu olduğu iddia edilen hakimler aracılığı ile şartları oluşmamasına rağmen alacaklıların şirkete haciz uygulamasının önüne geçmek için hukuka aykırı erteleme kararı aldırdıkları, bu yolla da şirketlerin kasasında bulunan paraları paravan şirket/hesaplara aktararak şirketleri hortumladıkları, alacakların alacaklarının tahsil imkanlarını ortadan kaldırdıkları ve sonuç olarak İcra İflas Kanunu’ndaki bu uygulamayı kötüye kullandıkları iddiası ile darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’le birlikte çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle iflas erteleme uygulaması yasaklanmıştı.
OHAL kaldırılmadan hemen öncesinde ise 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nda yapılan değişiklikle iflas ertelemeye dair kanun maddeleri tamamen kaldırıldı ki bu da hukuken iflas erteleme uygulamasının artık olmadığı anlamına geliyor. Bu tarz bir durumda geriye kalan tek seçenek ise konkordato uygulaması oldu.
İflas erteleme ve konkordato sonuçları açısından aynı uygulamalar olsa bile başvuru biçimleri ve devam eden süreçteki uygulamaları açısından farklılık gösteriyor. Her ikisi de başvuran şirketi her türlü icra takibi ve haciz tehdidi baskısından kurtarıyor. İflas erteleme/konkordato başvurusu yaparak kararı alan şirket; aleyhine icra takibi başlatılmasını engellediği gibi var olan takipler hakkında da iptal/durma kararı verilmesini sağlıyor.
Yapılan değişiklik öncesinde iflas ertelemeye başvuran şirketin başvurusu yalnızca asliye ticaret hakiminin kararı ile alınabiliyor ve hakim aksi karar verinceye kadar geçerli oluyordu. Konkordato da ise başvurucu, neden konkordato istediğinin gerekçesini (somut delilleriyle) ve konkordato teklifi (projesi) sunarak borçlarını hangi vadede, nasıl ödeyeceğini icra mahkemesine bildiriyor. Mahkeme teklifi uygun görürse üç aylık bir süre ile başvuran şirket lehine tedbir kararı veriyor ve bu süreçte şirketin teklifi alacaklarının yarısının ve alacak miktarlarının 3’te 2’sini eşdeğer kısmının çoğunluğunun onayını alırsa tedbirin kendine sağladığı korumadan faydalanmaya devam edebiliyor. Aksi durumda ise üç aylık sürenin sonunda bu tedbir alacaklılar onay vermediği için kalkıyor. Birçok şirketin borçlularına ulaşması/onay alması bu üç aylık süreçte zor olduğundan, genelde şirketler bu üç ay içerisinde durumlarını toparlamaya çalışıyor. Bu sürecin sonunda toparlayamadığı takdirde ise iflas sürecine giriliyor.
İlgili haberler:
Sendika.Org