Konkordato dalgasında bugün: 60 yıllık Hünkar Gıda ve 42 yıllık Urallar İnşaat

60 yıllık Hünkar Gıda ve 42 yıllık Urallar İnşaat da konkordato başvurusu yapan şirketler kervanına katıldı

Ekonomide yüksek faiz-yüksek döviz-yüksek enflasyon sarmalında kriz derinleşirken, konkordato ilan eden şirketlere her geçen gün yenileri ekleniyor.

1950’li yıllarda kurulup zaman içinde bakliyat sektörünün önde gelen şirketlerinden biri haline gelen, ürünlerini Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Afrika, Asya ve Ortadoğu ülkelerine de ulaştıran Hünkar Gıda konkordato başvuru yapan şirketler kervanına katıldı. Para Dergisi’nin haberine göre; Hünkar Gıda ile kardeş şirketi Fettahoğlu Gıda, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne konkordato başvurusunda bulundu. Başvuru doğrultusunda şirketlere konkordato komiserleri atandı.

1976 yılında İstanbul Karaköy’de kurulan ve 42 yıldır buhar, kızgın yağ, yüksek basınç hatları, yangın tesisatı, konut ve fabrika mekanik malzemeleri üreten Urallar İnşaat, borç yükü ve ekonomik darboğazı gerekçe göstererek Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ne konkordato başvurusu yaptı. Başvuru sonucunda şirkete üç konkordato komiseri atandı.

Konkordato nedir?

Ekonomik krizin etkileri ilk olarak ayakkabı ve inşaat firmalarında görülmeye başlandı. Köklü firmalar borçlarını ödeyemediklerini bildirerek ticaret mahkemelerine konkordato talebinde bulunuyor.

15 Temmuz darbe girişiminin öncesinde FETÖ’ye bağlı olduğu iddia edilen şirketlerin, FETÖ mensubu olduğu iddia edilen hakimler aracılığı ile şartları oluşmamasına rağmen alacaklıların şirkete haciz uygulamasının önüne geçmek için hukuka aykırı erteleme kararı aldırdıkları, bu yolla da şirketlerin kasasında bulunan paraları paravan şirket/hesaplara aktararak şirketleri hortumladıkları, alacakların alacaklarının tahsil imkanlarını ortadan kaldırdıkları ve sonuç olarak İcra İflas Kanunu’ndaki bu uygulamayı kötüye kullandıkları iddiası ile darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’le birlikte çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle iflas erteleme uygulaması yasaklanmıştı.

OHAL kaldırılmadan hemen öncesinde ise 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nda yapılan değişiklikle iflas ertelemeye dair kanun maddeleri tamamen kaldırıldı ki bu da hukuken iflas erteleme uygulamasının artık olmadığı anlamına geliyor. Bu tarz bir durumda geriye kalan tek seçenek ise konkordato uygulaması oldu.

İflas erteleme ve konkordato sonuçları açısından aynı uygulamalar olsa bile başvuru biçimleri ve devam eden süreçteki uygulamaları açısından farklılık gösteriyor. Her ikisi de başvuran şirketi her türlü icra takibi ve haciz tehdidi baskısından kurtarıyor. İflas erteleme/konkordato başvurusu yaparak kararı alan şirket; aleyhine icra takibi başlatılmasını engellediği gibi var olan takipler hakkında da iptal/durma kararı verilmesini sağlıyor.

Yapılan değişiklik öncesinde iflas ertelemeye başvuran şirketin başvurusu yalnızca asliye ticaret hakiminin kararı ile alınabiliyor ve hakim aksi karar verinceye kadar geçerli oluyordu. Konkordato da ise başvurucu, neden konkordato istediğinin gerekçesini (somut delilleriyle) ve konkordato teklifi (projesi) sunarak borçlarını hangi vadede, nasıl ödeyeceğini icra mahkemesine bildiriyor. Mahkeme teklifi uygun görürse üç aylık bir süre ile başvuran şirket lehine tedbir kararı veriyor ve bu süreçte şirketin teklifi alacaklarının yarısının ve alacak miktarlarının 3’te 2’sini eşdeğer kısmının çoğunluğunun onayını alırsa tedbirin kendine sağladığı korumadan faydalanmaya devam edebiliyor. Aksi durumda ise üç aylık sürenin sonunda bu tedbir alacaklılar onay vermediği için kalkıyor. Birçok şirketin borçlularına ulaşması/onay alması bu üç aylık süreçte zor olduğundan, genelde şirketler bu üç ay içerisinde durumlarını toparlamaya çalışıyor. Bu sürecin sonunda toparlayamadığı takdirde ise iflas sürecine giriliyor.

İlgili haberler:

Sendika.Org

Sendika.Org'u destekle

Okurlarından başka destekçisi yoktur