Kapitalist sistemin krizinin “enerji krizi” biçimindeki görünümlerine ve ilgili mücadelelere ilişkin yazılara bu dosyada yer veriyoruz
Türkiye 2022’ye elektriğe ve doğalgaza yapılan yüksek oranlı zamlarla girdi. Fahiş faturalar ülkenin batısından doğusuna kitlesel tepki eylemlerini tetikledi. Enerji zamlarının ardında özelleştirme sonrası sektöre giren özel enerji şirketlerinin kârlılığını güvence altına alma kaygısı olduğu için “kamulaştırma” talebi de pek çok eylemde öne çıktı.
Enerji fiyatlarında pandemi sonrası dünya ekonomisinin peş peşe yaşadığı daralma ve genişleme sonucu yaşanan küresel yükseliş, iklim krizinin ve özelleştirmelerin etkileriyle daha da tırmanmış, enerjide dışa bağımlı olan Türkiye kur kriziyle birlikte bunu tüm dünyadan daha ağır bir biçimde yaşamaya başlamıştı. Yaz aylarında kısmi rahatlama beklentileri ise Rusya-Ukrayna savaşının enerji fiyatlarını daha da yükseltmesiyle duvara çarptı.
Yaşam pahalılığının önde gelen kalemlerinden olan elektrik, doğalgaz ve akaryakıt fiyatları toplumsal hoşnutsuzluğun ve protesto hareketlerinin konusu. Ancak enerjideki mücadele bununla sınırlı değil. Bir yandan da yeniden kömüre yönelen ve doğa talanını farklı alanlarda sürdüren enerji şirketlerine karşı ekoloji mücadelesi ile özelleştirmeler sonucu sefalet ücreti, sarı sendika, güvencesizlik kıskacına alınan enerji işçileri mücadelelerini yükseltiyor.
Bir yandan da iklim krizinin temel müsebbiplerinden fosil enerji şirketlerini karşısına alan bir küresel iklim hareketi gelişiyor. Farklı özneler, farklı talepler, farklı eylem biçimleri ve farklı örgütlenmeler altında yürüyen bu hareketler bir bütünsel program ekseninde hareket gelişmese de sermayenin dünyasına itirazda ortaklaşıyor.
Kapitalist sistemin krizinin “enerji krizi” biçimindeki görünümlerine ve ilgili mücadelelere ilişkin yazılara bu dosyada yer veriyoruz.
* Dosyaya eklenmesini istediğiniz yazılarınızı [email protected]’a iletebilirsiniz…