TRT’de 22 yıldır şef montajcı olarak çalışan Deniz Salmanlı, sosyal medyada yaptığı paylaşımlar nedeniyle açılan soruşturmada 30 Mart’ta Kızıldere’nin yıldönümü sebebiyle yaptığım paylaşım gerekçe gösterilerek ihraç edildi. Salmanlı yaptığı açıklamada alınan kararın yürüttükleri sendikal mücadelenin karşısında politik bir karar olduğunu ifade ederken bu mücadelenin sadece işe iade mücadelesi olmadığını, aynı zamanda demokrasi mücadelesi olduğunu vurguladı
TRT’de 22 yıldır şef montajcı olarak çalışan ve KESK Haber-Sen üyesi, geçmiş dönem yöneticilik de yapmış Deniz Salmanlı hakkında Twitter hesabından yaptığı paylaşımları nedeniyle soruşturma açılmıştı.
Soruşturmaya konu sosyal medya paylaşımları, TRT Harbiye binasındaki arşivin yeni yerine uygunsuz taşınması, görevde yükselme sınavının haremlik-selamlık düzende yapılması, Milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun tutuklanmasına ve Barış Atay’ın sokakta saldırıya uğramasına tepki göstermesi ve Kızıldere direnişinin yıldönümü üzerineydi. Soruşturma sonrasında Salmanlı 9 Nisan’da açığa alındı. 9 Ağustos’ta ise ihraç edildi.
Telefonla ulaştığımız Deniz Salmanlı, yaşanan süreci Sendika.Org’a değerlendirdi. Salmanlı, soruşturmanın görevde yükselme sınavının haremlik-selamlık düzende yapılmasına tepki gösterdiklerinin hemen ertesinde açılmasının soruşturmanın asıl niyetini ortaya koyduğunu ifade ediyor. Salmanlı, soruşturma sürecindeki savunmalarını ve süreç hakkındaki değerlendirmelerini şöyle aktardı:
Yürüttüğümüz sendikal mücadeleye karşı alınan politik bir karar olarak görüyoruz. Soruşturmada 4 başlıkta soru soruldu. TRT Harbiye binasındaki arşivin yeni yerine uygunsuz taşınması yönündeki haber paylaşımı ve görevde yükselme sınavının haremlik-selamlık düzende yapılmasına karşı ses çıkarmamızı kamu yararı gözettiğimi söyleyerek savundum. Gergerlioğlu’nun tutuklanmasına ve Atay’ın sokakta uğradığı saldırıya karşı sosyal medyadan gösterdiğim tepkiyi ise insan haklarına duyarlı her yurttaşın vereceği bir tepki olduğunu belirterek ve suç teşkil etmediğini söyleyerek savundum. Bu paylaşımlardan suç bulamayınca suç türetmeye çalıştılar. Kızıldere paylaşımının sorulması da bundandır. Tarihimizdeki önemli bir olayı, yaşamanı yitirenlerin sözleriyle, “Teslim olmuyoruz” sözleriyle andım. Suç teşkil etmediğini düşünüyorum.
Salmanlı, müfettişlerin teröre övgü yapıldığı konusunda ısrar ettiğini söylüyor. Soruşturmadan ihraca giden sürecin hızını aktaran Salmanlı, “1 Nisan’da haremlik-selamlık sınava karşı ses çıkardık. 2 Nisan’da soruşturma açıldı. 5 Nisan’da savunmamı verdim. 9 Nisan’da açığa alındım. 4 ay sonra da ihraç edildim” dedi. Sonrasındaki hukuki sürece de değinen Salmanlı, bu mücadelenin sadece işe iade mücadelesi olmadığını, aynı zamanda demokrasi mücadelesi olduğunu vurguladı. Salmanlı’nın ifadeleri şöyle:
TRT, önemli bir kurum. Burada sendikal mücadele de anlamlı. Siyasi kadrolaşmanın yoğunlaştığı bir dönemde çarkın içinde öğütemediklerini dışarı atmaya çalışıyorlar. Burada da araçları uzatılmış OHAL oluyor. Beni ihraç eden karar, 657 sayılı kanuna dayanmıyor. 375 Sayılı KHK’nın 2018 yılında geçici olarak yürürlüğe giren 35. maddesine dayanıyor. KHK’ların hukuki zemini bile ayrı bir tartışma konusu ancak bu madde, terörle iltisak konusunda geniş ve açık bir tanım sunarken kurum amirlerine de inisiyatif tanıyor. Zaten ben de kurum amirinin aldığı inisiyatifle atıldım.
TRT Genel Müdürü Mehmet Emin Sobacı ile karşılaştığımda bu kararın yanlış olduğunu ve geri dönmeleri gerektiğini ifade ettim. Kendisi de değerlendireceklerini söyledi. Ancak sendikam Haber-Sen, Genel Müdürlük ile görüşme taleplerine geri dönüş bile alamıyor. Bu yüzden konu sadece benim işe dönmem değil. Bir demokrasi mücadelesi de aynı zamanda.
Haber-Sen de konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklama şöyle:
— Haber-Sen (@KESKHaberSen) August 20, 2021
Sendika.Org