Bazı belediyelerde küçük oy oranları bile etkili olduğu için, DSP kazanmasa bile kaybettirerek siyaseten etkili olabilir
Bazı belediyelerde küçük oy oranları bile etkili olduğu için, DSP kazanmasa bile kaybettirerek siyaseten etkili olabilir
2002 seçimlerinde yüzde 1,2 oy oranı aldıktan sonra, daha Bülent Ecevit yaşamını yitirmeden bir tabela partisi haline gelen DSP, seçim dönemlerinde merkez sol küskünlerinin rest çekme aracı haline geldi. Şimdi de pek çok CHP’li belediye başkanı ya da CHP aday adayı 31 Mart seçimlerinde aday gösterilmeyince adlarını DSP listelerine yazdırdı.
Bazı belediyelerde küçük oy oranları bile etkili olduğu için, DSP kazanmasa bile kaybettirerek hedefine ulaşabilir. Şu an geçmişinin bir karikatürü haline gelmişse de DSP, 1994’te SHP’ye kaybettirerek merkez-sol içi rakibine ciddi bir çelme takmıştı.
1994 yerel seçimlerinde Tayyip Erdoğan, İstanbul’u yüzde 25,19; Melih Gökçek de Ankara’yı yüzde 21,47 oyla almıştı. Erdoğan’ın en yakın rakibi yüzde 22,14 alan ANAP adayı İlhan Kesici’ydi; kendisi şimdi CHP’de. Bugünkü CHP’nin öncülü SHP’nin adayı ise Zülfü Livaneli’ydi ve yüzde 20,3’te kalmıştı. DSP, Necdet Özkan’la yüzde 12,38; o dönemde SHP’den ayrılan Deniz Baykal hizbinin partisi olan küçük CHP ise daha sonra AKP bakanı olan Ertuğrul Günay’la yüzde 1,3 almıştı.
Ankara’da ise Melih Gökçek yüzde 27.3 ile kazandı. SHP’li Korel Göymen yüzde 26.9, DSP yüzde 7.5, CHP yüzde 2,1 aldı. Toplam sol oylar yüzde 36.5’ti.
Bu seçimlerden önce SHP üç büyük kent İstanbul, Ankara ve İzmir dahil 39 il belediyesini elde tutuyordu ve Bülent Ecevit DSP’si ile Deniz Baykal CHP’si siyaseten var olabilmek için SHP’ye kaybettirmeyi seçmişlerdi. Kişisel hedefleri bağlamında başarılı da oldular. SHP, DSP ve CHP olarak üç parça halinde olan merkez sol toplamdaki yüzde 33-34’lük oy oranına rağmen yüzde 20-25’lik oy oranına sahip olan Refah Partisi merkez sol ve merkez sağın arasında sıyrılarak Türkiye siyasetine Erdoğan ve Gökçek’i “hediye” etti.
Sendika.Org