Kent Lokantası yoksullaştırılan milyonların sağlıklı ve ucuza yemek yiyebildiği alanlardır. Emeklinin, öğrencinin, işçinin her gün uğrak yeridir. Bir sosyal proje olsa dahi kazanılmış bir haktır, halkındır. Kayyumun el uzatmaya çalıştığı şey işte tam da budur, bu yüzdendir ki kavga karnı doymayanlarla gözü doymayanlar arasındadır
19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun diploma krizi ile başlayan ve İstanbul’daki belediye başkanlarına yönelik operasyonla devam eden süreç dalga dalga bir halk isyanına dönüştü. Yoksullaştırılan, geleceksizleştirilen, yıllardır hak ve özgürlükleri ve şimdi de (bir kez daha) iradeleri çalınan milyonların öfkesi sokakla buluştu.
Halkın barikatı gün gün büyürken iktidarın gayri meşruluğu da büyüdü. Okmeydanı halkı, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın yerine atanan gayri meşru kayyum ile de isyanın içerisinde tanışmış oldu. Kayyumun ilk icraatı, Şişli Belediyesi’nin Resul Emrah Şahan döneminde başlatmış olduğu Kent Lokantalarını kapatmak oldu. Öncesinde çocukların yemeğine göz diken kayyum, Fuat Soylu İlköğretim öğrencilerine eğitim öğretim yılının başından beri “bir öğün yemek kampanyası” ile dağıtılan paketleri kesti. Velilerin okul önünde ses çıkarma eylemi yapması ve bunun medyaya yansımasıyla oluşan yoğun kamuoyu baskısıyla karşılaşan kayyum “Bizim görevlendirmemizden önce durdurulmuş olan uygulamaya devam edeceğiz” diyerek suçu kendinden atmaya çalışsa da, kendisinden önce durdurulduğunu söylediği kampanyanın kendisi göreve geldikten sonra neden devam etmediğini açıklayamamış oldu.
Aynı gün içerisinde Kent Lokantası’nın da kapalı olduğunu öğrenen Okmeydanı halkı, lokanta önünde kitlesel bir eylem yaparak kayyumun ekmek hırsızlığını ikinci kez herkese duyurmuş oldu. Yaptığı açıklama ile yetinmeyen halk “Ekmek hırsızlarına inat halkın sofrasında buluşuyoruz” diyerek 12 gün süren bir mücadele deneyimi ortaya koydu. İlk günden itibaren tenceresini getirenler, ekmeğini alanlar, çorba kaynasın diye lokantasını açanlar seferber olmuş, çorba kazanı her gün halkın kolektif emeği ile kaynadı. Halkın sofrası ekonomik kriz ile boğuşan esnafın, ay sonunu getiremeyen emeklinin, bugün ne pişirsem diye pazar pazar ucuz, sağlıklı gıda arayan kadınların, okul sonrası karnını doyurmaya gelen gençlerin, alın teri emeğine karışan işçinin ortak sofrası, ortak mücadele alanı oldu. Mercimek getireni, masa taşıyanı, sofra kurulunca mahallede duyurusunu yapanı, imza toplayanı, hiçbir şey yapamıyorsa belediyeyi arayarak Kent Lokantası’nın neden kapalı olduğunu soranı ile koca bir mahallenin elinden geldiğince çorbada tuzu bulunmuştur. Ve her biri birbirine aynı sözü söyledi; “Ekmeğimizde gözü olanlara karşı yan yana duralım.”
Kent Lokantası yoksullaştırılan milyonların sağlıklı ve ucuza yemek yiyebildiği alanlardır. Emeklinin, öğrencinin, işçinin her gün uğrak yeridir. Bir sosyal proje olsa dahi kazanılmış bir haktır, halkındır. Kayyumun el uzatmaya çalıştığı şey işte tam da budur, bu yüzdendir ki kavga karnı doymayanlarla gözü doymayanlar arasındadır. Bu yüzdendir ki bu kavga devam edecektir.
Kayyuma karşı yan yana gelen Okmeydanı halkı ikinci kez kayyuma karşı kazanım elde etmiş oldu. Yerel, gündelik bir sorunun nasıl da iktidar politikalarına karşı güçlü ve kalıcı bir birliktelik, güçlü ve kalıcı bir mücadele yarattığını halkın sofrası göstermiş oldu. “Kayyumlar gidecek, biz kalacağız” sözü bir slogandan fazlasını ifade etti bu süreçte.
Aynı zamanda bazen kulaktan kulağa, bazen sesli bir soru soruldu: Bir belediye neden vardır? Okmeydanı gibi Şişli’nin pek çok mahallesi de bu süreçte çeşitli eylemlere tanık oldu, mahalleli sokağın rüzgarını tattı. Şimdi rüzgar Şişli’de yaşamlarına, haklarına, iradelerine sahip çıkanlardan yana esiyor. Şimdi sıra bu rüzgarı ortak bir mücadele zemininde büyütmekte. Şimdi sıra halkın sorunlarına çözüm üretmeyen, halkın ortak ihtiyaçlarını gidermeyen belediyenin karşısında örgütlü gücümüzle durmakta. Şimdi sıra kayyuma her adımında oturduğu koltuğun kime ait olduğunu hatırlatmakta. Şimdi sıra ilçedeki her halk düşmanı icraatta, her emek düşmanı icraatta karşı cepheyi büyütmekte.
Mahallelerimiz başta olma üzere, Şişli’de meclislerle, komitelerle yan yana gelerek söz, yetki, karar hakkımıza sahip çıkmak için kolları sıvayalım. Belediyeyi denetleyecek ve aynı zamanda kayyumun gayri meşruluğunu ortaya koyacak bir planı hayata geçirelim. Belediyede işten atılacak her işçi için, projesi başlamış olan ve artık akıbeti bilinmeyen Afet Koordinasyon Merkezi için, yine ilçemizde açılması planlanan kreş için, yaşam alanlarımızı gasp eden ve hukuksuz bir biçimde inşaatı süren Taş Yapı için, tıpkı halkın sofrası gibi halkın ortak mücadelesini yaratacak alanlar oluşturalım.
Halkın sofrasında her gün dile getirdik, her gün getirmeye devam edelim. Gözü doymayanlara karşı karnı doymayanların kavgasını büyüteceğiz. Bir adım öne!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.