Vergi; devletin kamu hizmetlerini finanse edebilmesi, altyapı yatırımları yapabilmesi ve toplumsal refahı sağlayabilmesi için alınır. Eğitim, sağlık ve güvenlik gibi kamu hizmetlerinin sürdürülebilmesi, ülke ekonomisinin dengede tutulması için gereklidir. Bunun sağlanabilmesi için her mükelleften gelirine göre vergi alınmalıdır. Vergi alınırken hiçbir kişi, kurum veya kuruluş ayrıcalıklı tutulmamalıdır
Ülke genelinde olduğu gibi Bartın’da da Maliye denetim personelleri işyerlerini ziyaret etmektedir. Bu ziyaretlerde mali denetimin ilk adımı uygulanmaktadır. Muhasebe organizasyonunun yeterliliği, kayıt ve kontrol kadrosunun ehliyetli olup olmadığı, muhasebe kural ve ilkelerine uygun bir kayıt düzeninin bulunup bulunmadığı, belge sisteminin etkin ve uyumlu şekilde işleyip işlemediği yerinde kontrol edilmektedir. Ayrıca KDV oranlarının doğru uygulanıp uygulanmadığı da incelenmektedir. Bu ilk aşama kontrolde eksiklikleri tespit edilen işyerlerine, yasalar çerçevesinde ceza uygulanmaktadır.
Vergi idaresi; yoklama, vergi incelemesi, arama ve bilgi toplama yöntemleriyle verginin doğruluğunu tespit etme yetkisine sahiptir. Bu yöntemlerden arama ve bilgi toplama, bilgi edinme yolları kapsamına girerken, yoklama ve vergi incelemesi ise denetim yöntemleri olarak ifade edilmektedir. Denetim ve bilgi edinme yöntemleri birbiriyle bağlantılıdır. Yoklama, vergi idaresinin bilgisi dışında kalan vergilendirmeye ilişkin şekli hususları ortaya çıkarmaya yarayan bir denetim aracıdır ve gerçek, sağlıklı vergi toplamanın olmazsa olmazıdır.
Ancak…
Bu denetimlerden birkaç örnek verecek olursak:
Vergi dairesi, denetim elemanlarının sayısına göre bir planlama yapmalıdır. Öncelikle çalışan sayısı 10 ila 50 kişi arasında olan işyerlerine ilk kontrol ziyaretleri gerçekleştirilmelidir.
Denetimlerde KDV oranlarının doğru uygulanması ne kadar önemliyse, kayıt dışı (faturasız) mal girişi olup olmadığının kontrol edilmesi de o kadar esas olmalıdır. Bu nedenle cirosu yüksek olan ve toptan mal satışı yapan mükellefler öncelikli olarak ziyaret edilmelidir.
Kent Lokantası’nın karşısında bulunan küçük lokanta yerine, önceliğin toplu satış yapan (örneğin yurt yemekhaneleri) mükelleflere verilmesi daha doğru olur.
Ayrıca, işyeri kiraları 50, 75, 100, 125, hatta 150 bin Türk Lirası olan işletmeler var. Eğer bir işyeri bu kadar yüksek kiraları ödeyebiliyorsa, vergi daireleri öncelikle bu işyerlerini denetlemelidir. Buna karşın, tek çalışanı mükellefin kendisi olan, düşük kira ödeyen ve zar zor ayakta kalan küçük esnafın denetlenmesi ne kadar adildir?
Bu küçük esnaf da zorunlu olarak kayıtlı oldukları MESLEK ODALARINA hesap sormayı öğrenmelidir. Hem kendi oylarıyla yöneticileri seçecekler hem de bu yöneticiler onları temsil etmeyecekse, buna dur demeleri gerekir. Eğer diyemezlerse, daha fazla denetimle karşı karşıya kalırlar.
Vergi daireleri geniş yasal yetkilere sahiptir. Ayrıca, gelişen teknoloji sayesinde her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşabilmektedirler. Bulundukları kentlerde ticari hayatın hem resmi hem de gayri resmi bilgilerine erişme imkânları vardır. Ancak burada önemli olan niyettir. Önce büyükler ziyaret edilmelidir.
Bir kentte eğer 45 milyon Türk Lirasına bir bina, 15 milyon Türk Lirasına bir daire satın alınıyorsa, bankalarda milyonlarca Türk Lirası mevduat bulunuyorsa, vergi dairesinin şikâyet beklemeden bu mükellefleri denetlemesi gerekir. Bu denetim sürecinin aşamaları ise düzenlilik, uygunluk ve doğrulama/teyit olmalıdır.
Eğer bir mükellef, bulunduğu makam ve unvan ne olursa olsun, bir yargı sürecinde gözaltına alındıysa ve aynı zamanda vergi rekortmeni plaketi verildiyse, bu durum toplum vicdanını yaralar. Bir yandan vergi rekortmenleri listeleri yayınlanırken, diğer yandan gayrimenkul gelirlerinden elde edilen kazançların rekortmenleri açıklanacak ve bu bilgiler değerlendirilmeden bırakılacaksa, bunun yerine tek çalışanı kendisi olan küçük mükellefler denetime tabi tutulacaksa, adaletten söz edilemez.
Vergi; devletin kamu hizmetlerini finanse edebilmesi, altyapı yatırımları yapabilmesi ve toplumsal refahı sağlayabilmesi için alınır. Eğitim, sağlık ve güvenlik gibi kamu hizmetlerinin sürdürülebilmesi, ülke ekonomisinin dengede tutulması için gereklidir. Bunun sağlanabilmesi için her mükelleften gelirine göre vergi alınmalıdır. Vergi alınırken hiçbir kişi, kurum veya kuruluş ayrıcalıklı tutulmamalıdır.
İşte bu yüzden denetimler her zaman en büyüklerden başlamalıdır. Tek başına çalışarak yaşamını sürdürmeye çalışan mükellefler cezalarla zor durumda bırakılmamalı, onlara yol gösterici olunmalıdır. Ceza, vergi kaçırana uygulanır ve bunun için de şikâyet beklenmez.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.