Sen şimdi çıkıyorsun vatandaşın yaşadığını anlatıyorsun. Vatandaş çözüm istiyor. Nasıl çözüleceğini senden duymak istiyor. Umutsuz bir hale dönüşüyor vatandaşlar
Ülkenin yüzde seksen beşi yoksul. Kentlerin varoşlarında yaşama mücadelesi veriyor. Çalışanlar mutsuz. Her çalışanın kendisine göre ücret problemleri var. Ek gösterge, ulaşım, yemek daha onlarca sorun var. Asgari ücret genel ücret haline dönüşmüş. Özel sektörde çalışanların büyük bir çoğunluğu asgari ücret almakta. Konut ve ulaşım giderleri ölçüsüzce artmış. Beslenme, sağlıklı beslenme sınırları dışına çıkmış. Sadece karın doyurma olmuş. Çocuklar doğru dürüst eğitim öğretim göremiyor. Asgari ücretli açlık sınırının altında. Emekli ve dul yetim açlığa mahkûm. Toplumun tüm kesimleri ekonomik krizi iliklerinde hissediyor.
Sen Meclis’te kürsüye çıkıyorsun seçmene ekonomik krizi anlatıyorsun. Neyi anlatıyorsun, vatandaş yaşıyor zaten. Sonra ona gündüzün aydınlığında, lamba açıp kapama eylemine davet ediyorsun. Hem de normalleşme sürecini sürdüreceğiz diyerek. Bir taraftan normalleşiyoruz diyerek kırmızı kart gösterme eylemini başlatıyorsun.
Ülkemizde seksen bin dolar milyoneri var. Bunların içinde tabii ki dolar milyarderleri de bulunmakta. İşte bunlar tüm ülkenin yarattığı zenginliğinden %60 pay alıyor. Geriye kalan %40 seksen milyon vatandaşa yetmiyor doğal olarak.
Sen şimdi çıkıyorsun vatandaşın yaşadığını anlatıyorsun. Vatandaş çözüm istiyor. Nasıl çözüleceğini senden duymak istiyor. Umutsuz bir hale dönüşüyor vatandaşlar.
Ülkede olağan üstü bir gelişme olsun veya kamuoyunu derinden sarsan bir olay olsun CHP hemen MYK’yı toplayacağız diyerek olayı soğutmaya çalışıyor. MYK’yı bin kere toplasan ne olacak, sonucunda neyi çözüyorsun ki?
CHP nasıl bir rejimde olduğunun farkında mı; bir stratejisi yokmuş bu gözüküyor. Geçtiğimiz günlerde Kartalkaya’da yaşanılan yangın felaketi sonrasında kendi inisiyatifi ile açıklama bile yapamayan bir Bakanın istifasını istesen ne olur. Bu yönetim sisteminde 50+1 alan tek kişi her şeye karar veriyor. Milli İrade dışında görülenler ağır vergiler, düşük maaşlar, zamlar ve gerekli görülürse yargılamalarla terbiye ediliyor.
Geçtiğimiz günlerde ifadeye giden Sayın Ekrem İmamoğlu’nu belki de tutuklanmaktan koruyan şey, suçlamaların dayanaksız oluşu değil, Çağlayan’daki toplu gövde gösterisiydi. CHP milletvekillerinin ve toplanan kitlenin polisin üzerine kararlı yürüyüşü, barikatı yıkıp attı. Toplu ve kararlı tepki, halka cesaret verirken iktidarı geriletir. Muhalefet yan yana durdukça cesaretlenecek, cesaretlendikçe iktidarı geriletecektir. Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edeceğine, parti içinde seçim ile aday belirleyeceğiz diye gereksiz uzatma oynatıyorsunuz.
Sayın Ekrem İmamoğlu’nun dışında meydan okuyan, liderlik becerisi gösterebilen bir isim maalesef yok. CHP dümeni tamamen Sayın Ekrem İmamoğlu’na bırakmalı. CHP üyelerinin aday seçimi gibi zırvalıklarıyla ve Ekrem, Mansur, Özel, Kılıçdaroğlu, İnce hizipleşmeleriyle vakit harcanmamalı, İmamoğlu adaylığı etrafında birleşilip kadroların harekete geçirilmesi sağlanmalı.
Sonrasında Sayın Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını destekleyecek olan tüm siyasi partiler ve diğer tüm örgütlenmeler ile tüm STK’larla birlikte eşgüdümlü gündem belirlenmeli. Gündemi belirleyen ömrünü tamamlamış olan iktidar değil; İmamoğlu etrafında birleşen tüm güçler olmalı. Ve bu tek adam iktidarın sonuna gelindiğine dair vatandaşta güçlü bir algı oluşturulmalı. Vatandaşlarda UMUT yeniden yeşersin!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.