2018 yılında yerel bir gazete haberine göre; Bartın Çimento Fabrikası için, vatandaşların ilgili kurumlara yaptığı şikayetler konusunda yüksek fırın baca gazında koku analizi yapıldığı haberleştirilmiştir. İşte büyük bir yanılgı buradan ortaya çıkmıştır. Bu ağır pis koku bacadan değil, fabrika sahası içindeki ATY tesisinden yayılmaktadır. Çünkü bu tesiste atıklar alternatif yakıt olarak hazırlanırken ortalığa koku yayılmaktadır. Kent içinde kalan bu fabrika sahası nedeniyle yerleşim yerlerinde ATY tesisinde işlem gören atıkların kokusu ulaşmaktadır
Bartın ili, ulusal ulaşım sistemi üzerindeki ana arterler dışında kalmıştır. Uzun yıllardan bu yana yapımı devam eden Karadeniz sahil yolu ile bağlantısı gerçekleşmemiştir. Ayrıca demiryolu bağlantısı da yoktur. Ana arter Ankara – İstanbul yolundan Zonguldak yolu, sonrasında ise Bartın yol ayrımından ulaşım sağlanmaktadır. Bartın’a doğru yol alırken sizi Çaycuma İlçesi ve kâğıt fabrikasının ortaya çıkardığı kötü koku ile yüzleşirsiniz. Çaycuma’dan uzaklaşıp Bartın’a doğru yol alırken siz, yemyeşil bir doğanın içinde ilerlersiniz.
Bartın kent merkezine ulaştığınızda, kırmızı Marsilya kiremitlerinin beyaza büründüğünü dikkatlice baktığınızda görürsünüz. 1962 yılında üretime başlayan Bartın Çimento Fabrikasının bacasından çıkan toz partikülleri; beyaza boyadı kiremitleri yıllarca. Fabrikayı satın alan özel firma gerekli yatırımları yaparak modernize etti. Şimdi gözle görünür bir toz yağmuru olmuyor.
1962 yılında Bartın Çimento, 1969 yılında Çaycuma Kâğıt Fabrikası üretime başladıktan sonra ormanlarımızda şimşir ağaçları kurumaya başladı. Sebze ve meyve üreticilerinin üretimlerinde, gözle görülür kayıplar ortaya çıktı. Sanayi ile birlikte çevre kirliliğiyle tanıştı bu bölgede yaşayanlar.
İlk kurulduğu tarihte; kent dışında kalan ve yerleşim yerlerine uzakta olan Bartın Çimento Fabrikası artık kent içinde kalmıştır. Ayrıca Bartın ırmağı koruma amaçlı imar planı içinde yer almaktadır. 1998 yılında Bartın ilinin yaşadığı büyük sel felaketinden sonra DSİ tarafından yürütülen Bartın Irmağı Islah projesi içinde bulunmaktadır.
2017 yılından bu yana genellikle yaz aylarında kent içinde kesif bir ağır pis koku hissedilmektedir. Bir süre bu koku kaynağına hiç kimse anlam veremedi. Çok farklı söylentilerle kent içinde yayıldı. Bu koku için şehir efsaneleri ortaya atıldı. Ama işin aslı; Bartın Çimento Fabrika sahası içinde faaliyete geçen “Atıktan Türetilmiş Yakıt Hazırlama Tesisi’ydi (ATY)”.
20.06.2014 tarihli ve 29036 sayılı Resmî Gazete ile yürürlükte olan Atıktan Türetilmiş Yakıt (ATY), Ek Yakıt ve Alternatif Hammadde Tebliği; atıkların hammadde olarak kullanılması ve atıktan türetilmiş yakıt hazırlanması kuralları belirlenmiştir. ATY kullanımından kaynaklanan en önemli etkilerin başında ağır metaller gelmektedir. Bazı metallerin hemen hemen tamamı, fırın sisteminden klinkerin içinde kararlı bir şekilde tutulmuş olarak çıkmaktadır. Tl (Talyum) ve Hg (Cıva) ise tam olarak klinkerde tutulamamakta, bu sebeple özellikle bu metallerin ATY içerisinde sisteme girişinin kontrol edilmesi gerekmektedir.
Bartın Çimento Fabrika sahası içinde yer alan bu tesiste, çimento yüksek fırınına alternatif yakıt olarak hazırlanmaktadır. Yüksek fırın içine giren bu alternatif yakıt bacadan çıktığında koku vermez. Koku atık hazırlama tesisi (ATY) içinden yayılmaktadır.
Günümüzde, dünyadaki birçok çimento fabrikası atıklardan türetilmiş yakıtları (ATY) alternatif yakıt olarak kullanmakta, bu sayede de yakıt maliyetlerinden tasarruf ederek topluma ve çevreye büyük katkılarda bulunmaktadır. Ancak Bartın özelinde olduğu gibi; şehir merkezi içinde kalan fabrika sahası içinde bu ATY tesisinin bulunması ne kadar doğrudur. ATY kullanımının ve etkilerinin, ATY özelliklerine ve üretim tekniklerine bağlı olduğu ve bir standardizasyon ile kalorilik değer, nem, klor, sülfür ve ağır metal içeriklerine göre yapılmakta olduğu görülmektedir. Eğer nem oranı yüksek olduğunda çevreye pis koku salması da doğaldır.
2018 yılında yerel bir gazete haberine göre; Bartın Çimento Fabrikası için, vatandaşların ilgili kurumlara yaptığı şikayetler konusunda yüksek fırın baca gazında koku analizi yapıldığı haberleştirilmiştir. İşte büyük bir yanılgı buradan ortaya çıkmıştır. Bu ağır pis koku bacadan değil, fabrika sahası içindeki ATY tesisinden yayılmaktadır. Çünkü bu tesiste atıklar alternatif yakıt olarak hazırlanırken ortalığa koku yayılmaktadır. Kent içinde kalan bu fabrika sahası nedeniyle yerleşim yerlerinde ATY tesisinde işlem gören atıkların kokusu ulaşmaktadır.
Bartın Çimento Fabrikası, Sanko adlı şirket tarafından çalıştırılmaktadır. Bu firma Çimento Fabrikasını satın aldıktan sonra tevsii yatırım projeleri ile hem modernleştirdi hem de kapasitesini artırdı. 1962 yılından bu yana Bartın Çimento Fabrikası bacasından atmosfere yayılan tozları hem soludu Bartınlı hem de topraklarının çok geniş bir bölümü bu toz tabakası ile kaplanarak çevresi zarar gördü. Bu kadar zarar görmesine rağmen şimdi de çok kesif ve güçlü kötü kokuyu solumakta ve rahatsız olmaktadır.
2017 yılında bu tesis kurulurken Bartın halkını bilgilendirmeyen Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi üyeleri değişti. Şimdi Bartın Belediyesi’nde yeni Başkan ve Belediye Meclis üyeleri görev yapmakta. Görev şimdi onların. Bartınlıların oylarını alarak göreve geldiniz. Şimdi yaz ayları gelmeden bu sorunu çözmek için girişimde bulunmanız gerekiyor. Bu ATY tesisinin izin ve lisans belgesi beş yılda bir yenilenmesi gerekiyor. 2025 yılı ve sonrasında Bartın halkına bu çok ağır ve pis kokuyu (kanalizasyon açıldığında çıkan kokudan daha da beter) koklatmak istemiyorsanız bu konu ile ilgilenirsiniz Bartın Belediyesi.
Bartın Sanko Çimento Fabrikasındaki yetkilileri, Bartın halkı üretim yapsın diye artık kent içinde kalan bu fabrikaya katlanıyor. ATY tesisinde hammadde olarak kullanılan katı atıkları yürürlükteki tebliğ doğrultusunda kabul etmeniz gerektiğinin bilincinde olmanız gerekiyor. Ayrıca kendinizi Bartın halkının üstünde bir konumda görmeyin. Bu Bartın halkı sizler üç kuruş fazla kazanacak diye bu kokuyu çekmek zorunda değil.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.