COVID-19 ile mücadele uzun solukludur ve aşılanmalar süreklilik arz etmelidir. Özellikle mutasyonların önlenmesi için az gelişmiş ve yoksul ülkelere de aşılar uygun koşullarda sağlanmalıdır. Bunlar yapıldığı takdirde COVID-19 pandemisi endemi hali alacaktır
Neredeyse iki buçuk yıl süren pandemiden sonra tüm pandemi tedbirleri teker teker terk ediliyor. Pandemiden bunalan halk, bu gelişmelerden çok mutlu. Kimileri ise pandeminin daha bitmediği, bazı ülkelerde Omikron’a bağlı hastane ve yoğun bakım yükünün azalmadığı, yeniden pandemi tedbirleri alma eğiliminde olunduğu ve aşılanmalar tam arzu edilen düzeye ulaşılmadığı için endişeli.
Günlük yayınlanan COVID-19 istatistiklere bakılacak olursa, birçok ülkede yeni tanı konulan COVID-19 ve ölüm sayıları düşme eğilimindedir. Bu gidişat devam ederse pandemi, yavaş yavaş yerini endemiye bırakır.
Endemi kelimesinin yanlış kullanıldığını ve yanlış anlaşıldığını görüyorum. Bana gelen birkaç soru olmuş. Açıklayayım:
👉Endemi demek illa pandemi bitti ve rahatladık anlamına gelmiyor.
👉Bir hastalık endemik olabilir ama yine de her sene yüzbinlerce insanı öldürebilir.
+ pic.twitter.com/7ylFjWNGF7— Semih Tareen (@virusfantom) April 18, 2022
Endemi, COVID-19 vakalarında sayıca bir düşüşü kapsasa da yine de immünolojik olarak naiv olan, yani henüz COVID-19 hastalığı geçirmemiş, hiç aşılanmamış ya da aşı serisini tamamlamamış kişiler açısından tehlike devam eder. Bu durumda hem pandemi boyunca gözlenen vaka artışına neden olacak, hem de COVID-19 mutasyonlarının oluşmasına neden olacaktır. Bu nedenle pandemi tedbirlerinin kaldırılması nedeniyle rehavete kapılmamalı ve aşıları eksik olan bireylerin aşılarının tamamlaması sağlanmalıdır. Kapalı ortamlarda maske zorunluluğu kaldırılmış olsa da riskli yerlerde temkinli olunmalıdır. El hijyeni ve sosyal mesafe de önemini korumaktadır.
Bu kısmı anlayabilmek için, Science dergi grubunun baş editörü Holden Thorp’un Science dergisindeki yanıtına bakabiliriz:[1]
COVID-19 pandemisinin günümüzdeki yeri, HIV/AIDS küresel pandemisinin antiretroviral ilaçların ortaya çıktığı zamana benzerdir. (…) HIV salgını yok olmadı. Sadece insanların onu görmezden gelebileceği bir yere gitti. Örneğin Amerika’nın güney kırsalına gitti, zaten sağlıkta eşitsizliklerle karşı karşıya olan gruplara karıştı. HIV salgını sırasında da tıp ile halk sağlığı arasındaki kafa karışıklığı önemli bir faktördü. Şunu ayırt edebilmek lazım: “Bireylerin kendi tercihi” veya “riskin kişisel olarak yargılanması” gibi söylemler, halk sağlığı bilimi ile ilgili değildir. Halk sağlığı uzmanları, nüfus düzeyinde sağlıkla ilgilenir. Öte yandan tıp, bireysel riskler ve kişisel tercihler ile ilgilidir.
(…) SARS-CoV-2 hızla mutasyona uğruyor, yeni gen kombinasyonlarına kavuşuyor ve ufukta (potansiyel olarak daha patojenik) daha fazla varyant ve alt varyant görünüyor. Dünya henüz tam olarak aşılanmadı ve Amerika Birleşik Devletleri gibi zengin ülkelerde bile kaynaklar adaletsiz bir şekilde dağıtılıyor. Bu pandemi kesinlikle bitmedi. Şimdi çuvallama vakti değil.
Bu bağlamda COVID-19 ile yapılacak mücadele uzun solukludur ve aşılanmalar süreklilik arz etmelidir. Özellikle mutasyonların önlenmesi için az gelişmiş ve yoksul ülkelere de aşılar uygun koşullarda sağlanmalıdır. Bunlar yapıldığı takdirde COVID-19 pandemisi endemi hali alacaktır.
Pandeminin endemik hal almasının iki biçimde olabileceği unutulmamalıdır: Sürekli endemi ve periyodik endemi. Sürekli endemide, HIV virüsünde olduğu gibi toplumda, virüs ve yarattığı infeksiyon sürekli bulunur. Periyodik endemide ise nezle infeksiyonunda olduğu gibi grip mevsimlerinde artmakla birlikte, nezle endemik olarak toplumda bulunur.
Bir infeksiyonun endemik olması zararsız olduğu anlamına gelmez. Yine tedbiri elden bırakmamak gerekir. Bunu şöyle bir örnek ile izah etmek gerekirse; infeksiyon bir çeşit oka benzetilebilir, bir bireyin bir zırh giymesi ile (aşılanması ile) kendisine isabet eden ok önemli bir zarara neden olmayacaktır, ancak zırhını giymediğinde ciddi biçimde yaralanacaktır ve hatta kötü bir yerine isabet ettiği takdirde (örn. akciğer, kalp, beyin vb.) ölmesine neden olacaktır.
Günümüzde aslında birçok endemik virüs ile birlikte yaşıyoruz. Örneğin, COVID-19 dışında birçok başka koronavirüs de etrafımızda bulunur. Özellikle kış aylarında, gelişen üst solunum yolu infeksiyonlarının %30’undan sorumludurlar. Seyirlerinin hafif olması ve uzun süredir bunların var olması nedeniyle, bu virüslere artık alışmış bulunmaktayız.
COVID-19 da bu endemik infeksiyonların arasına girmeye adaydır. Ancak bu endemi sırasında nasıl davranacağı konusunda bir fikrimiz bulunmamaktadır. Toplumdaki bağışıklık düzeyi değişken olması nedeniyle koşullar da zaman içerisinde dinamizm gösterir. Bu koşullar COVID-19’un zamanla bir çeşit bir grip infeksiyonu mu ya da bir çocukluk hastalığı mı olacaklarını belirleyecektir.
Kaynaklar ve İleri Okuma
Kaynak: Evrim Ağacı
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.