Tayyip Erdoğan, Suriye’de TSK kontrolündeki bölgelerde artan saldırıların gölgesinde yeni operasyon sinyali verdi. Daha önce ABD ve Rusya’nın oluruyla operasyonlara girişilirken, son dönemde iki ülke de kendi nüfuz alanlarındaki bölgelerde Türkiye’nin girişeceği herhangi bir operasyona yeşil ışık yakmış değil
Saray’da düzenlenen Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulunan Tayyip Erdoğan, Suriye’ye yönelik yeni operasyon sinyali verdi.
Halep’in kuzeyinde TSK kontrolündeki yerleşimlerden Mare bölgesinde dün (10 Ekim) iki özel harekat polisinin yaşamını yitirdiği saldırıya dikkat çeken Erdoğan, sözlerinin devamında “Suriye’den ülkemize yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır. Buralardan kaynaklanan tehditleri ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkanlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız. Polislerimize yönelik son saldırı ve topraklarımızı hedef alan tacizler artık bardağı taşırmıştır. En kısa sürede bu sorunların çözümü için gereken adımları atacağız” dedi.
Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yeni bir anlaşmaya varamadığı 29 Eylül’deki Soçi zirvesinin ardından Suriye’deki “son cihatçı adacığı” İdlip’in yanı sıra, TSK’nin kontrolündeki bölgelerde de gerilim tırmanıyor. Rusya ve Suriye ordusu, İdlip’e yönelik yeni bir operasyona hazırlanırken, Ankara bu operasyona karşı çıkıyor.
Son dönemde TSK unsurları, IŞİD bağlantılı ve El-Kaideci gruplar tarafından İdlip’te, YPG/QSD ile Suriye ordusunun ortak kontrolündeki bölgelerden de Afrin, El-Bab ve Azez’de hedef alınıyor.
5 Ekim’de IŞİD bağlantılı “Seriyyet Ensar Ebu Bekir es-Sıddık” (Ebu Bekir Sıddık’ın Yardımcıları Seriyyesi) adlı örgüt İdlip’te TSK’ye ait bir aracı hedef aldı. 7 Ekim’de El-Bab bölgesindeki Tuveys köyünde bulunan TSK üssüne yönelik saldırıda bir asker, 10 Ekim’de ise Mare bölgesinde TSK’ye ait bir zırhlı aracın güdümlü tanksavar füzesiyle vurulması sonucu iki özel harekat polisi yaşamını yitirdi.
Bugün (11 Ekim) Gaziantep’in Karkamış ilçesine sınırın Suriye tarafından beş havan topu atıldı, TSK ile AKP destekli cihatçı grupların kontrolündeki Afrin’de bombalı araç saldırısı düzenlendi.
Benzer gelişmeler 2016 Fırat Kalkanı, 2018 Zeytin Dalı (Afrin), 2019 Barış Pınarı ve 2020 Bahar Kalkanı operasyonları öncesinde de yaşanmıştı. Ancak ABD ve Rusya’nın oluruyla bu operasyonlara girişilirken, son dönemde iki ülke de kendi nüfuz alanları çevresinde Türkiye’nin girişeceği herhangi bir operasyona yeşil ışık yakmış değil.
TSK’nin Suriye topraklarında büyük bir kara gücü yığınağı olsa da hava sahası Rusya’nın kontrolünde iken, Rusya’ya rağmen girişilecek bir operasyonun ağır maliyetleri olabileceği 27 Şubat 2020’de 34 Türk askerinin yaşamını yitirdiği bombardımanla hafızalara kazınmış, Erdoğan bu saldırının ardından Moskova’ya gidip Putin’le anlaşmak zorunda kalmıştı.
Moskova, İdlip’teki cihatçı grupların tasfiyesi konusunda baskı yaparken, Washington da Suriye’nin kuzeydoğusundaki eylemlerin IŞİD’le mücadeleye zarar verdiğini savunuyor.
Siyasi bekası için Suriye’de sınırlı da olsa yeni bir operasyona ihtiyaç duyan Erdoğan ise her türlü tavizi vermeye hazır bir görüntü çiziyor.
Erdoğan Soçi zirvesi sonrası yaptığı açıklamada, ikinci ve üçüncü nükleer enerji santrallerinden S-400 alımında geri adım atılmayacağına, savaş uçakları ve uçak motorlarından gemi inşası ve denizaltılara kadar birçok konuda Rusya’yla müşterek adımlar atacaklarını belirtmişti.
Aynı günlerde, 40 adet F-16 savaş uçağı ve 80’e yakın F-16 modernizasyon kiti almak için ABD’ye başvurulmuştu.
İlgili haberler:
Sendika.Org