15 Aralık 2020’de hükümetin yaptığı açıklama yeni bir süreci başlattı. Marketler dışında diğer birçok alanda işyerleri kapandı. Bir araya gelme olanakları kısıtlandı ve sınırlandırıldı. Grevler de bu kapsamda değerlendirildi. Pandemi süreci ile ilgili tedbirlerden söz ediliyor ama üretim en ileri düzeyde devam ediyor. Yasal tedbirler üretim söz konusu olunca uygulanmıyor ve de yeni baskılarla üretim sürdürülüyor
Hollanda büyük metal sektöründe 9 Eylül 2020’de başlayan TİS görüşmeleri bir sonuç vermedi. Birkaç ek görüşme yapılmasına rağmen anlaşma yapılması yönünde bir ilerleme sağlanamadı. FNV sendikasının kamuoyuna yaptığı açıklamanın ardından 10 Aralık 2020 saat 12.00’ye kadar ültimatom verdi. Ne var ki işveren sendikası FME çağrıya olumlu yanıt vermedi ve sendika bundan sonra üretimden gelen gücünü kullanacağını açıkladı. Birçok işyerinde kadro üyeleri toplantısı gerçekleşti. Bütün bölgelerden kadro üyeleri toplantısında çıkan sonuç grev yönündeydi.
11 Aralık 2020’de Gelderland bölgesinde büyük metal sektöründe 24 saatlik grev çağrısı yaptı. Birçok işyerinden greve katılım oldu. Bütün bölgeler greve hazırdı. Görüşmelerin başladığı tarihten itibaren ayda bir yapılan kadro üyeleri toplantısında genel gidişat değerlendiriliyordu. Görüşmelerin büyük bir ihtimalle sonuçsuz kalacağı tahmin ediliyordu. Üyelerin %5 dolayında ücret zammı ve diğer taleplerinin karşılıksız kalacağını tahmin etmiştik. Durum düşündüğümüz gibi oldu. Ciddi bir anlaşma sağlanmadan görüşmeler tıkandı.
a) Makul ve adil düzeyde bir zam.
b) 60 yaş üstü kuşaklar için çalışma koşullarını düzenleme.
c) Sosyal haklar, izin ve de çalışma sürelerinin daha iyi bir şekilde düzenlenmesi.
d) Taşeron firma işçilerine yönelik ücret ve kadro konusunda makul ve yasal düzenleme.
e) Genç işçilerin ücretlerinin düzenlenmesi ve iyileştirilmesinde daha iyi yasal bir uygulama.
15 Aralık 2020’de hükümetin yaptığı açıklama yeni bir süreci başlattı. Marketler dışında diğer birçok alanda işyerleri kapandı. Bir araya gelme olanakları kısıtlandı ve sınırlandırıldı. Grevler de bu kapsamda değerlendirildi ve FNV sendika merkez yönetiminin aldığı kararla grevler 19 Ocak 2021’e kadar hükümetin yapacağı yeni bir açıklamayı beklemek üzere ertelendi. Bu işçiler nezdinde çok da hoş karşılanmadı. Çünkü pandemi süreci ile ilgili tedbirler deniliyordu ama üretim en ileri düzeyde devam ediyor. Yasal tedbirler üretim söz konusu olunca uygulanmıyor ve de yeni baskılarla üretim sürdürülüyor.
TİS süreci başladığı andan sonra ASML açıklama yaparak De Unie sendikası ile birlikte işyerine yönelik özel TİS yapacaklarını açıkladılar. (ASML, yaklaşık 10 bin kişinin çalıştığı büyük bir teknoloji fabrikası. Yıllarca önce Philips’ten kopan bir grup mühendisin kurduğu elektronik-teknoloji şirketi kendi alanında dünya pazarının %80’ini elinde tutuyor. Çalışanlarının çoğunluğu değişik ülkelerden getirilen mühendislerden ve yazılımcılardan oluşuyor. (Türkiye de buna dahildir. Çok sayıda ODTÜ mezunu bu işyerine davet edilerek çalışıyor.) Hollanda’da bazı işyerleri özel TİS yapabilir. Özel TİS genel TİS’ten daha iyi olmak zorunda. ASML’nin yapmak istediği TİS için Hollanda’da işveren ve işçi temsilcileri kurullarının onay vermeleri gerekiyordu. Onay vermediler. Bu vesileyle ayrı bir TİS onaylanmadı. ASML ardından diğer sendikaların da içinde olduğu ayrı bir işyerine yönelik TİS yapmak istediğini söyledi. O talebine de onay verilmedi. Bu, işçilerin birliğine karşı olan anlamsız bir girişimdi. İşyerlerinde sendikalar örgütlü değilse ve işler de iyi gidiyorsa işverenlerin bu türden yöntemlere başvurduğu çeşitli örnekler var.
Bu büyük dört işyerindeki işçiler ortak hareket ederek imza kampanyası başlattı. Sendika yönetimi ise hükümetin pandemi süreci ile ilgili yaptığı açıklamanın ardından grevleri durdurdu. 19 Ocak 2021’den sonraya erteledi. İşçiler merkez yönetimine tepkili; grevlerin ertelenmesi sonrasında ne türden bir gelişmenin olacağını bilmiyorlar. Onun için alınan kararın yersiz ve anlamsız olduğunu söylüyorlar. Başlatılan imza kampanyası bütün hızıyla sürüyor. Binlerce üyenin imzaladığı genelge merkezi yönetime iletilecek, durum değerlendirmesi yapacak. En azından 19 Ocak 2021’den sonrası için yol haritası çizilecek. 2013 TİS sürecinden sonra sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinde işçiler arasında bir koordinasyon olması yönünde girişim ve çalışmamız oldu. Bunu kısmen başardık. Bu son gelişmelerle birlikte daha da ileri çıkarak birlikte hareket etmenin olanak ve gereksinimlerini gördük. İşçilerin birliği ve beraberliği için yapılan her çaba sınıfın daha da bilinçlenmesi ve kazanmasının yolunu açıyor. Her bölme ve ayırma adımı ise sınıfa kaybettirir. Bunu pratikte yaşayarak görüyoruz.
Korona krizi sürecinde başından beri işçi sınıfının birliğini bozmak ve ilişkileri en geri düzeye çekmek için bütün manevralar deneniyor. İlk başta çok şirin sözler ve de korku furyasıyla krizi yönetmeyi bir ustalık bildiler. Kamuoyuna karşı yaptıkları ilk açıklamalar tam bir aldatmaca dili. “Panik yok! Sükunetle barış içerisinde hep birlikte COVID-19 salgınına karşı tedbirlere riayet edersek bunu yeneriz. Üretim olmasa dahi on yıl kendimize yetecek kadar birikimimiz”, var deniliyordu. İlk üç aylık dönemde bonkörce davranıldı ama çok geçmeden kriz bir saldırı ve yönetme taktiğine dönüştü. Binlerce insan işini kaybetti. Sağlık sektörünün çöküşü en açık biçimde dışa vurdu. Bu alanda hiçbir devlet dönüp geçmişle kıyaslama yapma gereği bile duymadı. Binlerce ölümün yaşandığı bir salgın karşısında sağlık alanında daha başarılı bir mücadelenin nasıl sergileneceği ile ilgili tek sözcük etmedi, devlet ve hükümet sözcüleri. Sahte tedbirler, gözdağı vermeler… Diğer yandan üretimin yan yana sürdürülmesinin onları zerre kadar ilgilendirmediğini görüyoruz. Üretim ertelenmeden tam hızıyla devam ediyor. Yeni uygulamalara karşı gittikçe önlemler sertleşiyor. Ve çoğu ülkede polis şiddetine dönüşüyor. Süreci sakin ve gerilimsiz götürme, barış içerisinde bu belayı alt etme söylevleri inandırıcılığını her geçen gün yitiriyor.
Bu sistem kendi işçi ve emekçilerine taviz verme, yaşam koşullarını iyileştirme imkânlarını tüketmiştir. Daha ağır saldırı paketleriyle işçi ve emekçileri köleleştirmek ve ilkel gerici emellerini hayata geçirmek için dizginsiz baskı yapmaktan başka da şansı yoktur. Büyük toplumsal çalkantılar ve sarsıntılarla yüz yüzedir insanlık. Bu rolü oynayacak ve ileriye taşıyacak tek yegâne sınıf, işçi sınıfıdır. Böylesi bir dönemde işçilerin birliğini ve sınıf kimliğini savunmak hayati önem taşır. Bu tutumla sınıf kimliğini her zamankinden daha fazla savunmak, öne çıkarmak, aynı zamanda ırkçılık ve gericiliğe karşı tutumu yükseltmektir. Ve bu dönemde gericiliği geriletmek en temel ve de özel bir öneme sahiptir. Bunu başarırsa işçi sınıfı yeni sürecin de önü açılmış olacaktır.
Zor bir dönem ve zor koşullardan geçiyoruz. Ama inandığı şeyi yapan insanın enerjisi asla tükenmez!
Ali Solmaz: FNV-DAF İşyeri İşçi Temsilcisi, Eindhoven/ Hollanda
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.