Alp Tekin Babaç, Halkalı’da çalışma koşullarına isyan eden Bosphorus işçilerinin direnişini Sendika.Org için yazdı
Çok şeyin bir anda değiştiği malumdu ancak içeride işçilerle konuştuğumuzda bunu daha iyi gördük. Birçok işçiyle konuştuk, her birinin ayrı ayrı hikayeleri var ancak sabahla ilgili hepsinin tek bir ortak kanısı var, “Hep birlikte bir şey isteyince ve harekete geçince oluyormuş.”
İstanbul Aksaray’dan iki vasıta ile isyanın patladığı Bosphorus şantiyesine yakın bir yerde indikten sonra şantiyeyi aramaya koyulduk. Lüks konutların olduğu Bosphorus sitesini yapan eller bu sefer işveren karşı ayaklanmıştı. Şantiyeye uzanan yol boyunca sabahki çatışma izlerini gördük; yanan lastik izleri, atılan taşların asfaltta çıkardığı izler, camı kırılmış bazı binalar…
Şantiyenin yakınında bir sivil polis aracı ile polis akrebi bekliyordu. Bir yokuştan tırmanıp şantiyeye ulaştık. Şantiyeye girmeden önce inşaatta çalıştığını düşündüğümüz bir gence şantiyeyi sorduk, “Ben de oraya gidiyorum” dedi ve bizi şantiyeye kadar getirdi. İki güvenlik noktasını geçtik, geçer geçmez işçi “Buraya bu kadar rahat giremiyorduk eskiden” dedi.
Çok şeyin bir anda değiştiği malumdu ancak içeride işçilerle konuştuğumuzda bunu daha iyi gördük. Birçok işçiyle konuştuk, her birinin ayrı ayrı hikayeleri var ancak sabahla ilgili hepsinin tek bir ortak kanısı var, “Hep birlikte bir şey isteyince ve harekete geçince oluyormuş.”
Yemeklerin çok kötü çıktığından bahseden işçiler bazı arkadaşlarının zehirlendiğini söyledi. Sendikadan geldiğimizi söylediğimizdeyse hepsi sıkıntılarını anlatmaya başladı. 80 farklı taşeron firmanın çalıştığı dev şantiyede gündelik çalışmaya gelenler hariç 3 bin işçi çalışıyor.
Buradaki işçiler, 10 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetinin gerçekleştiği Torunlar şantiyesinden nispeten daha iyi koşullarda kalıyor. İnşaatların içinde değil işçiler için yapılan konteynerlarda kalıyorlar.
İşçilerin sorunları sadece yemek değil. İşçilerin kaldıkları şantiyeyi aslında 3 bin kişilik açık hapishaneye benzetmek mümkün; içeri yiyecek, giysi ve her türlü maddenin sokulması yasak. Alışveriş şantiye içindeki kantinden yapılacak. Dışarıda 1,1 lira olan meşrubat burada 1,5 lira. Yatak, nevresim ve diğer şeyler de buralardan alınmak zorunda.
Torunlar şantiyesinde gündeme gelen gece çalıştırması var mı diye sorduk; işçiler, Bosphorus şantiyesinde beton dökümü dışında gece çalıştırma olmadığını söyledi.
Çalışma yaşamına dair sorunlar da oldukça fazla. İşçilerin sigortaları asgari ücret üzerinden yatıyor ancak işçiler asgari ücretten fazla maaş alıyor. Bu fazla paralar işçilere ayrı hesaplardan ya da elden veriliyor.
İş cinayetleri yabancı değil
Torunlar’daki iş cinayetini sorduğumuzda hepsinin haberi var. Çok üzülmüşler ve kimisinin içinden çalışmak gelmemiş. Mehmet, yıllarca Rusya’da ve Irak’ta çalışmış. Irak’ta insanlık dışı koşullardan kaçıp Türkiye’ye gelmişler. Emektar işçi Mehmet 2011’de Esenyurt’ta alışveriş merkezi inşaatı şantiyesinde yanmaktan kurtulan işçilerden. Kaza öncesinde oraya iş başvurusu yapmış. Tanıdığı Vanlı bir işçi ona “İstersen burada kal” demiş ama Mehmet, arkadaşının yorgun olduğunu fark edip “Kalacak yerim var” diyip sokakta kalmış. O gece arkadaşı o yangında hayatını kaybetmiş. Emektar işçi Mehmet, yakın zamanda iş kazası geçirdiğini ancak kendisine 20 gün istirahat verdiklerini merak edip sorduğunda iş kazası bildirimi yapılmadığını öğrenmiş. Koluna sıcak demir değen Mehmet işyeri hekimine gitmiş, işyeri hekimi de onu yakındaki Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ne sevk etmiş. Ancak kendisine verilen raporda doktor kaşesi olmadığını günler sonra fark etmiş.
Şantiyede sabahlayan işçilerin yanı sıra taşeron şirket sahipleri de var, onlar da işçilerden taraf.
Eyleme katılan işçiler hemen akrabalarını arayıp televizyona çıktıklarını söylemişler. Bu da onların akrabalarıyla neredeyse ayda bir yaptıkları telefon görüşmelerinden belki de en güzeli olmuş.
Lüks konutları yapan eller birlikte hareket etmenin gücünü fark etti
İşçilerin şimdilik en önemli beklentisi yemeklerin insani koşullarda çıkması ve bunun için önemli adımlardan birini atıp işveren protokol imzalatmayı başardılar. İşçiler eyleme geçtikten sonra İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği bölgeye avukatlarıyla ulaşıp işçilerle toplantılar gerçekleştirmiş.
Bu şantiyede aylarca kalan işçilerin bir bölümü iş bitiminde buradan ayrılıp başka bir şantiyede işe başlayacak. Günlüğü 150-70 lira arası değişen ücret alan ve gelir seviyesi yüksek kişilerin kaldıkları, ortasından boğaz gibi havuz geçen lüks konutları yapan bu ellerin bugün fark ettikleri çok önemli bir şey var. Ortak hakları için hep birlikte hareket edince bu haklar kazanılıyormuş.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.