“1 Mayıs’ın 19 Mart ile başlayan sürecin devamına gelmesi ayrı bir önem atfediyor. Bu sürecin sürekliliğinin sağlanması, yaygınlaşması ve milyonların bir araya gelebilmesini önemli görüyoruz. Bu, umutsuzluk havasını tümden söküp atacak ve tüm topluma bir cesaret verecektir. Bu nedenle, biz de tüm kadınlarla 1 Mayıs meydanlarında buluşacağız”
“1 Mayıs 2025’e giderken kadınlar ne düşünüyor?” dosyamız kapsamında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcilerinden Esin İzel Uysal sorularımızı yanıtladı.
KCDP’nin 19 Mart ile başlayan Bahar İsyanı’na dair değerlendirmesi nedir?
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve ardından gözaltına alınması, bir nevi bardağı taşıran son damla oldu. AKP iktidarı, yıllar boyu tüm meşruiyetini seçimlere dayandırdı. Milletimiz iradesini ortaya koydu, bizi seçti dedi. Şimdi ise, kendilerinin seçilmeyeceklerinin farkındalar. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve tutuklanması, seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırılmak istenmesi anlamına gelir. Bunun karşısında ise yurttaşlar, Türkiye’nin pek çok ilinde sel olup aktı. Özellikle 19 Mart günü İstanbul Üniversitesi’nde gençliğin barikatı yıkması korku duvarlarını aştı, hepimize umut oldu. Yıllardır pek çok antidemokratik uygulama gördük, Anayasa’nın uygulanmadığını, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının tanınmadını gördük. 19 Mart ile başlayan süreç ise örgütlü, politik hedefleri olan bir mücadelenin bu gidişatı değiştirebileceğini gösterdi.
Bu süreçte kadın hareketinin özgün rolü ne olabilir?
AKP iktidarının politikalarının sonucunu çok ağır yaşadı kadınlar. Kadın cinayetleri arttı, kadınlar şüpheli şekilde hayatını kaybetti. En azından mahkemelerden adalet çıksın diye mücadele ettik. Demokrasinin olmaması, kadınların da eşit ve özgür yaşayamaması anlamına geliyor.
Yıllardır verdiğimiz mücadelenin sonucunda ise toplumda bir dönüşüm yaratabildik. Bir kadın öldürüldüğünde kimse ilk olarak “O saatte orada ne işi varmış?” diyemez artık. Şiddete uğrayan bir kadın olduğunda, toplum onun yanındadır. Her yaştan kadın ve özellikle genç feministler, bu mücadelenin bir öznesi olabilmek için harekete geçiyorlar. Bunlar; bir politik fikrin örgütlenebileceğini, toplumsallasabileceğini gösteriyor. Kadın mücadelesindeki bu deneyimlerimiz önemlidir, bu deneyimleri demokrasi mücadelesi ile de ortaklaştırmak gerekir. Bu durum, önümüzü daha hızlı açacaktır.
1 Mayıs sürecine dair yaklaşımınız nedir, örgütlenme sürecine dair planlarınız nedir, ne yapılabilir?
Bir yandan emekçi halka açlık sınırının bile altında bir yaşam reva görülüyor, açıklanan asgari ücret her geçen gün eriyor. Diğer yandan seçme ve seçilme hakkımız gasp ediliyor, var olan Anayasa dahi uygulanmıyor. Her yıl, 1 Mayıs meydanları o dönemin sorunlarına dair söz söylenen, mücadeleyi büyüttüğümüz yerler oldu. Bu yıl da böyle olacağı şüphesiz. Bununla birlikte, 19 Mart ile başlayan sürecin devamına gelmesi ayrı bir önem atfediyor. Bu sürecin sürekliliğinin sağlanması, yaygınlaşması ve milyonların bir araya gelebilmesini önemli görüyoruz. Bu, umutsuzluk havasını tümden söküp atacak ve tüm topluma bir cesaret verecektir. Bu nedenle, biz de tüm kadınlarla 1 Mayıs meydanlarında buluşacağız.