Seli önlemek için ırmak kenarına cam döşediler. Yapay zekâ bile kamu kaynakları eli ile zenginleştirmeyi kavramış. Bu projenin elle tutulur bir yanı yok. Bir akarsuyu su kanalına çevirmek ne kadar zekâ içerir. Kemal Aşk gibi mühendisler keşke günümüzde olsalardı da onlar bu “yapay zekâyı” kullanabilselerdi. Böyle projeler ortaya çıkmazdı
2020 yılında her şey bu cümleyle başladı. Zamanın Bartın Valisi “Bartın Irmağı Türkiye’nin Venedik’i olacak” sözüyle ilk defa kamuoyu bilgilendirildi. Sonrasında gele gele camdan daraba inşaatı geldi. Kentin ırmakla bağı cam duvarla koparıldı.
Cam Daraba yapmaya karar verenler, bu projenin yolunu nasıl açtılar.
28 Mart 2001 tarihinde ihaleyi kazanan Cengiz Holding firması tarafından Bartın Limanına yakın bir mevkide Bartın Irmağı kıyısına Mobil Santral yapım işine başlanıldı. Bartın halkının öngörülmeyen tepkisi karşısında tüm kişi ve kurumlar geri adım atmak zorunda kaldılar.
Sonrasında Bartın Irmağının kıyıları birinci derecede korunacak “Doğal Sit Alanı” olarak ilan edildi. Böylelikle Mobil Santralın Bartın Irmağı kıyısına kurulması durduruldu. Bu kararı aldıran da Bartın halkının her saat her gün her hafta büyüyerek gösterdikleri tepki oldu. Bu mücadele tüm ülkeye; çevre mücadelesinin kentte yaşayanların birlikteliği ile başarıya ulaşacağını gösterdi.
“Doğal Sit Alanı” ilan edilmesi nedeniyle DSİ bu alanda ıslah çalışması yapamayacaktı. Çözüm bulundu. Bakanlık Makamının 23.03.2020 tarih 74327 sayılı OLUR’u ile “Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olarak tescil edildiği ilan edildi. Bartın Çayı ve Çevresi 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı”nı hazırlanarak yürürlüğe sokuldu. İşte bundan sonra yapay zekâ devreye girdi.
Zamanın Bartın Belediye Başkanı (MHP) Sayın Cemal Akın, “Gölbucağı’ndan Ağdacı’nın altına, bu taraftan da Çağlayan’a kadar olan iki taraflı 12 kilometrelik bir alan için kamu yararı kararı alınması lazımdı. Irmak ıslahının yapılabilmesi için bu kararın alınması gerekiyordu” derken oybirliği ile kabulünden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. CHP’li Meclis üyeleri de bu teşekkürden nasiplerini aldılar, yapay zekanın işini yapmasını sağladılar. Yapay zekâ ne yapacak. Bartın Merkez ilçesinin sürekli yaşadığı sel felaketlerini engellemek için proje hazırlayacak.
Sel felaketlerinin nasıl engellendiğini tarihimize bakarak da öğrenebiliriz. Yapay zekanın olmadığı zamanda ne yapmışlar.
Tarihimizdeki en büyük sel felaketi 12 Haziran 1908´de Tokat´ta yaşanmıştır. Aşırı yağışlar nedeniyle 208 sivil, 15 asker toplam 233 kişi yaşamını yitirmiş, 500 civarında konak harap olmuştur. Tokat Behzat Cami’sinde bu büyük seli anlatan kitabede vardır. Sonrasında 19 Haziran 1949 yılında büyük bir sel daha yaşamıştır. 1955’te Tokat’a selle mücadele için gelen Kemal Aşk isimli mühendis, derelerde ıslah çalışmaları, ıslah barajları ve teraslandırmalar yaptı. Yağmuru düştüğü yerde tutmak gerekir diyerek Tokat´ın çevresindeki dağları ağaçlandırmıştır. Büyük gayret ve çalışmalarının sonucunda Tokat’ta sel baskınları sona erdi. Kemal Aşk da “Tokat’ı selden kurtaran adam” olarak tarihe geçti.
Peki Bartın’da durum nedir. Bartın ilindeki tüm akarsular su kanalı haline çevriliyor. En ufağından en büyüğüne tüm akarsular beton duvarlarla su kanalı yapılıyor. Gerekçe ıslah. Daha da bitmiyor. Bartın’ın tüm ormanlarında son hızla ağaç kesimi yapılmakta. Böylelikle yağmur sularını tutan orman örtüsü zayıflamakta. Su kanalına çevrilen akarsularda su daha hızlı bir şekilde aşağılara ulaşmakta. Her ne kadar Kirazlı ve Kozcağız barajları ile Kışla sel kapanı yapılarak devreye alınması ile Kozcağız ve Ulus bölgelerinden gelen sular kontrol edilse de Arıt bölgesinden gelen sular için sel kapanı ve baraj yapılmamıştır. Sel kapanları ve barajlar yapılabilseydi, Bartın ırmağını besleyen su kaynakları kendi mecrasında akabilseydi, bu akarsuları beton su kanalı şekline dönüştürülmeseydi ve ormanlarımızda ölçüsüz ağaç kıyımı yapılmasaydı Bartın Kent Merkezinde taşkın olmazdı.
Yapay zekâ bile kamu kaynakları eli ile zenginleştirmeyi kavramış. Bu projenin elle tutulur bir yanı yok. Bir akarsuyu su kanalına çevirmek ne kadar zekâ içerir. Kemal Aşk gibi mühendisler keşke günümüzde olsalardı da onlar bu “yapay zekâyı” kullanabilselerdi. Böyle projeler ortaya çıkmazdı.
Görsellere bakın, dikkatlice bakın. Bu camdan darabanın ne işe yarayacağını hayal edeceksiniz. Hiçbir işe yaramadığını anlayacaksınız zaten.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.