Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, Raziye Oskay’ın Barış Can Uçuk isimli erkek tarafından katledilmesi ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada Oskay’ın, fail tarafından daha önce defalarca tehdit ve tacize maruz bırakıldığı ancak cezasızlık politikaları nedeniyle tutuklanmadığı ifade edildi.
Mersin’de Raziye Oskay’ın, Barış Can Uçuk isimli erkek tarafından öldürülmesi ile ilgili açıklama yapan Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, “Bugün ve bundan sonra da, kadına yönelik şiddetin engellenmesi, faillerin en yüksek cezaları alması, gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması ve kadınların tüm hukuki kazanımlarına sahip çıkılması noktasında sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Mersin Barosu’nda yapışan açıklamaya milletvekilleri ve çok sayıda avukat katıldı.
Açıklama öncesi konuşan Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Arzu Günay, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde faillerin çoğunun yakın çevreden olduğunu hatırlatarak, “Her gün en az bir kadın cinayeti ile güne başlar olmak ve bu kadın cinayetlerini normalleştirerek toplumun duyarsızlaştırılması, faillere uygulanan cezaların yetersiz olması ve şiddet gören kadınlar için gerekli tedbirlerin alınmaması nedeni ile gerçekleşen bu cinayetler karşısında , devletin tüm organları ve yargı sisteminin sorumluluğu bulunmaktadır” dedi.
Son 1 yılda 376 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü ifade eden Günay, konuşmasında “Devletin , kadını koruma yükümlülüğünü yerine getiremediği açık olarak ortadayken, İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı verilerek , faillerin yeterince ceza almadıkları, iyi hal ve haksız tahrik gibi sebeplerle ceza indiriminden faydalandıkları mağdur karşısında güçlendikleri ve mağdurların mağduriyetinin ikiye katlandığı görülmektedir” ifadelerine yer verdi.
Günay’ın ardından açıklama yapmak üzere söz alan Av. Işıl Akay, fail Uçuk tarafından Oskay’ın daha önce defalarca tehdit ve tacize maruz bırakıldığı aktararak şunları söyledi:
Raziye Oskay, uzun yıllardır baskı, taciz ve tehditler altında her gün ölmekten korkan, her gün işe giderken önünü arkasını kontrol eden, yanına yaklaşan her yabancıya şüphe ve korku ile bakan, kısacık ömrünü hep öldürülme korkusu ile geçiren henüz 24 yaşında gencecik bir kadındır.
Bundan 5 yıl önce 2017 yılında da aynı kişi Raziye’nin evine silahla saldırmış, kasten adam öldürmeye teşebbüs, silahla tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal gibi suçlardan ağır ceza mahkemesinde yargılanmış ve 1,5 ay kadar tutuklu kalmıştır.
Dava sonrası da failin tehdit ve benzer eylemleri sürekli devam etmiş; davalar, şikayetler, uzaklaştırma kararları faili durdurmamış ve geçtiğimiz yıllarda Raziye, can korkusu ile son çare olarak izini kaybettirmeye karar vermiş, her türlü telefon vs gibi şahsi bilgilerini değiştirerek İstanbul iline yerleşmiş ve orada çalışmaya başlamıştır. Ancak fail bir süre sonra Raziye’yi orada da bulmuş ve iş yerine gidip gelmeye başlamıştır. Bu şahıstan kaçamayacağını anlayan Raziye en azından ailesi ile yaşamak üzere Mersin iline dönüş yapmıştır.
Geçen yıl yani 2021 yılı içinde failin artan eylemleri nedeniyle tarafımızca yeniden şikayetçi olunmuş olup Cinsel Saldırı, Şantaj ve Tehdit suçlarından halen soruşturması devam eden bir savcılık dosyası daha vardır. Bu dosyada fail adli kontrol şartı ile serbest bırakılmış, serbest kaldıktan sonra uzaklaştırma kararlarını hep ihlal etmiş, her gün Raziye’nin iş yerine gelmiş, her gün tehdit mesajları atmaya devam etmiştir… Bu vahim durum ve delilleri sunmak sureti ile adli kontrol kararlarına itiraz edip Raziye’nin artık can güvenliği olmadığı yönünde dilekçeler vermişsek de ne yazık ki fail tutuklanmamıştır.
Geldiğimiz noktada ise fail hiçbir zaman durmak bilmemiş ve gencecik bir kadını, Raziye’yi sokak ortasında katletmiştir.
Henüz Raziye’nin ölümünün üzerinden 12 saat geçmeden İstanbul’da gencecik bir kadın meslektaşımız Dilara Yıldız’ın da yine silahla katledildiği bilgisini aldık…
Her gün onlarca kadının şiddete uğrayıp öldürüldüğü bu ülkede, kadına yönelik şiddeti engelleyecek ve azaltacak her mücadele aracı ve her hukuki düzenleme biz kadınların can simididir. Bu nedenle İstanbul sözleşmesi tartışmaları ve 6284 sayılı yasanın uygulanma pratiği hayati önem arz etmektedir. Bu mücadelede, biz kadınları hukuki olarak geriye götüren hiçbir kararı kabul etmeyecek ve sonuna kadar mücadele edeceğiz. Toplumsal eşitsizliklerin ve kadına yönelik şiddetin sonlandırılması mücadelesi için tek başına yeterli olmasa da İstanbul Sözleşmesi taraf ülkeleri, bireyleri cinsiyet temelli şiddetten korumakla ve adli süreçleri hızlı işletmekle yükümlü tutmaktadır ve biz kadınlar için çok önemlidir.
Bugün ve bundan sonra da, kadına yönelik şiddetin engellenmesi, faillerin en yüksek cezaları alması, gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması ve kadınların tüm hukuki kazanımlarına sahip çıkılması noktasında sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Sendika.Org