Gel 8 Mart’ta, yaşadığımız toplumu, kültürü, ekonomiyi ve özel-kamusal ilişkilerimizi baştan aşağıya sarsan kolektif bir dönüşüm için hep birlikte neoliberal faşizme ve kapitalizme güç veren erkek egemenliğine büyük bir çelme takalım
Gel 8 Mart’ta, yaşadığımız toplumu, kültürü, ekonomiyi ve özel-kamusal ilişkilerimizi baştan aşağıya sarsan kolektif bir dönüşüm için hep birlikte neoliberal faşizme ve kapitalizme güç veren erkek egemenliğine büyük bir çelme takalım
8 Mart geliyor. Dünyanın her yerinde kadınlar yine yan yana gelip dünyayı yerinden oynatmaya hazırlanıyor: “Bizler göçmen, öğrenci, gazeteci, ev kadını, trans, lezbiyen, sanatçı, hekim, avukat ve bunlardan çok, çok daha fazlasıyız. Hepimiz farklıyız ama hepimiz dünyamızı boğazlayan mevcut dinamiklerin ve iktidar eksenlerinin sorgulanmasını istiyoruz. Bu kadar heterojen bir grupken böyle bir grevi örgütlemenin kolay bir süreç olmadığının farkındayız ama çoğulluğumuzu karşılıklı tanımaya dayalı biçimde kucaklayarak, bu ortak yolda hep birlikte mücadele etmekte kararlıyız. Dünyanın her yerindeki kız kardeşlerimizin her birinin direnişinin birlik içinde her birimizde yankılanmasını istiyoruz.”*
8 Mart’ı da, haklarımızı da hep ele ele verip dünyayı yerinden oynatarak kazanmadık mı? Tam ve eşit insan sayılmazken kolay mı oldu sesimizi duyurmak, hayatın her alanında var olmak ve haklarımızı kazanmak? Bu yüzden işte her 8 Mart’ta biz, oy hakkını savunanlar, kadın sendikacılar, sömürgeciliğe, emperyalist savaşlara ve faşizme karşı bizden önce mücadele etmiş olan kuşaklar dolusu kadın eylemcinin onurlu anısı için de sokağa çıkıyoruz. Kazandığımız her ne varsa, kadınlar için ve özgürlük aşkına savaşan başka kadınlar sayesinde oldu, biliyoruz. Ve yine biliyoruz: Kazandıklarımız yetmez! Para, güç ve erk sahibi adamların bekası korunsun diye haklarımızdan ve hayatımızdan vazgeçmeye de rızamız yok. “Aşk” diyorlar, “din” diyorlar, “Kadın gibi ol” diyorlar, “Onu giyme, gece dolaşma, kahkaha asla…”
8 Mart’ta, bu uluslararası devrimci mücadele gününde tüm farklılıklarımızı aşan birliğimizle para, güç ve erk sahibi adamlara güçlü bir politik mesaj vermek ve ortak gücümüzü deneyimlemek için yola koyuluyoruz. Olduğumuz her yerde, yanımızdaki tüm kadınlarla beraber, hep birlikte kocaman bir “Yeter be!” çekiyoruz.
“8 Mart bizim için önemli bir tarih, ama ona ulaşma süreci daha da önemli, çünkü bu süreç farklı yerlerden gelen, farklı düşünceleri, var oluşları ve bakış açıları olan farklı kadınlara patriyarkaya karşı bu ortak mücadelede bir araya gelme ve birleşme imkânı veriyor. Bu unutulmaz büyük güçlenme gününden sonra da, ortak mücadele devam edecek; bir arada olmaya, örgütlenerek çalışmaya, yaratmaya, güçlenmeye, birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmeye devam edeceğiz.”
Yaşamı üretir ve yeniden üretirken sarf ettiğimiz büyük gücümüzü şimdi özgür bir ülkenin özgür kadınları olmak için; faşizme güç veren erkek egemenliğine karşı harekete geçiriyoruz. Unutma: Hayatı var eden büyük gücümüzün bir parçası sensin! Unutma: Dünyayı yerinden oynatacak büyük gücümüzün bir parçası da sensin. Ve unutma: Kız kardeşlik bu mücadeledeki en güçlü silahımız; çünkü biz yan yana gelip birbirimizi savunduğumuzda bizi birbirimizden ayıran tüm duvarlar bir bir ortadan kalkar; biz yan yana gelirsek, dünya yerinden oynar. 8 Mart’ta sadece hayatımızı savunmak için değil, hayatı yeniden kurmak için de yan yana geliyoruz. Bak hayata ve kadınlara düşman bir rejimin aile politikaları her taşın altından çıkarken ve kadınların hayatına büyük kuşatmalar planlanırken, “Kendi ayaklarım bana yeter” deyip şiddete ve aşağılamalara karşı hayatının iplerini kendi eline alan binlerce kadınla dolu etrafın. 8 Mart’ta hep bir olup susturulmuş kentlerdeki meydanları, sokakları istila edip, dünyanın her yerinde “bu bir feminist isyandır” diyerek hayatı durduran milyonlarca kadına, kız kardeşlik selamını göndermeye ne dersin? Bak bilime ve kadınlara düşman rejimin YÖK’ü toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine savaş açmışken, özgürlük için üniversite sıralarını dolduran kadınlarla dolu etrafın.
8 Mart’ta hep bir olup susturulmuş üniversiteleri, kürsüleri, amfileri o gün sadece kadın özgürlüğü şarkılarıyla çınlatmaya ne dersin? Bak emeğe ve kadınlara düşman bir rejimin bakanları, “Kadın istihdamında Avrupa’yı geçtik” martavalları sıkarken ve gerçekte okuryazar olmayanlar dışındaki tüm eğitim düzeylerinde kadın işsizliği erkek işsizliğinden çok daha yüksekken, plazalarda, dükkanlarda, AVM’lerde, hastanelerde, ofislerde ve evlerde annelikle yüceltilmeye karnı tok; görünmeyen emeği görünsün isteyen, hayatın ve evin tüm yükünü sırtlamış binlerce kadınla dolu etrafın.
8 Mart’ta hep bir olup kısacık bir mola vermeye, bulunduğun her yerde haklarımızdan ve hayatlarımızdan söz etmeye, deneyimlerimizi paylaşmaya ne dersin? Belki de evde her gün yaptığın o rutin işleri bir gün olsun yapmayıverir, hep açtığın televizyonu hiç açmayıverir, hep çıktığın alışverişe hiç çıkmayıverir, işleri iyice ağırdan alıverir ve bütün bunların yerine erkek egemenliğine, erkek egemenliğinin normalleştirdiği iş bölümlerine, kadınları ikincilleştiren aile politikalarına, o politikalardan medet uman kadın düşmanı rejime bir çelme atıverirsin… Bir çelme, kadınları şiddete karşı savunmasız; şiddet faili erkekleri cezasız bırakanlara…
Bir çelme, kadınları işsiz, güvencesiz bırakıp cinsel saldırılarla kuşatanlara… Bir çelme, kadınlara “kadınlık görevlerini” hatırlatmayı iş edinen aile irşat bürolarına… Bir çelme, fetvalarıyla özel alana müdahale eden Diyanet’e…
Bir çelme, nafaka hakkına karşı kampanya yürütenlere…
Bir çelme, “erkeklere saygı duyulan eş” yetiştirme işbirliği teşkilatlarına… Çok kalabalığız ve güçlüyüz biliyorsun. Biz hareket edip direndikçe evimizden, mahallemizden, işyerimizden, okulumuzdan dünyanın tüm kadınlarına ulaşan büyük bir dayanışma cephesini hep birlikte örüyoruz, görüyorsun. Büyük gücümüzün bir parçası sende, büyük gücünüzün bir parçası sensin. Bu büyük güçle gel 8 Mart’ta, yaşadığımız toplumu, kültürü, ekonomiyi ve özel-kamusal ilişkilerimizi baştan aşağıya sarsan kolektif bir dönüşüm için hep birlikte neoliberal faşizme ve kapitalizme güç veren erkek egemenliğine büyük bir çelme takalım. Bu büyük güçle gel 8 Mart’ta yan yana gelip, yerinden oynatalım dünyayı. Yükseltelim feminist isyanı yukarı yukarı!
* İtalik bölümler, Huelga Feminista, Uluslararası 8 Mart Grevi çağrısından…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.