Heykeli yıkın, içkiyi evde içirin, dereleri yok edip HES yapın, sinemayı tarumar edin, Batman’da Hasan’ın keyfini bozun, ağacı kesin kışla yapın, tek bir alan dahi kalmasın. Padişah-ı zillullah, tıpkı Moğol sürülerine liderlik yapan Temuçin gibi. Yanında Camukaları da var. Herkese talimat veriyor. Meclis, anayasa, yargı, hatta tanrı üstü bir iradesi var. Temel yasa ne Kuran’dır […]
Heykeli yıkın, içkiyi evde içirin, dereleri yok edip HES yapın, sinemayı tarumar edin, Batman’da Hasan’ın keyfini bozun, ağacı kesin kışla yapın, tek bir alan dahi kalmasın. Padişah-ı zillullah, tıpkı Moğol sürülerine liderlik yapan Temuçin gibi. Yanında Camukaları da var. Herkese talimat veriyor. Meclis, anayasa, yargı, hatta tanrı üstü bir iradesi var. Temel yasa ne Kuran’dır ne de anayasadır. Temel yasa onun kaprisleri, cilveleri, öfkesi, talimatları, hatt-ı hümayunudur. Onun uğruna kurbanlar kesilmeli, en değerli organlar onun için pişirilmeli. O her şeye muktedir. O artık bir demiurge. Yani Platon’daki evreni yöneten ve ona şekil veren yegâne güçtür. Mülk Allah’ındır deyip bu mülkü sömüren ve metalaştıran artık Allah üstü bir güç haline gelmiştir. Eğer bir camii yapılacaksa onun adına yapılmalı. Süper egosu onu, halk cellâdı haline getirmiş.
Kışla yapacaklarmış. Camii senin kışlan vbdeğil miydi? 75 bin kışla yetmedi mi? Uğruna şiirler yazıp, mahpuslara düşmemiş miydin? Senin derdin belli, gölgesini satamadığın ağacı keseceksin. Tıpkı Aristo’nun asırlar önce yazdığı gibi “Tiranlık, tiranın çıkarına göre yönetilir.” Ama bu kez karşında halk var. Ağaçlara da Adana’daki çocuklar muamelesi yapıyorsun. Doğaya tecavüzün bir bedeli olmalıydı. Otokrasiye karşı inadına demokratik heterokrasi. İşlediğin insanlık suçlarının en hafif cezasıdır Gezi. Senin için Nasrettin Hoca’dan bir fıkra hazırladım:
Bir gün padişah Nasreddin Hoca’dan sormuş :
-Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş. Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellâtlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış. Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.”
Nalıncı keseri gibi yontuyorsun. O yırtlaz ruh halin 5 ölümün müsebbibi. İktidar harisliğin, halk karşısında nahak. Dağ sana diz çöksün istiyorsun. Hadım ettiğin harem bekçisi tekelleşmiş medyanla direnişi kırmaya çalışıyorsun. Bu da nafile, sosyal medya asosyal medyanı bertaraf etti. O kadar vahşileşmişsin ki nerdeyse minarenin şerefesine han-hamam, ölenlerin mezarlarının üzerindeki tümseğe AVM yapacaksın. Bu yaptıkların bir zamanların Almanyasını hatırlatıyor. Dönemi yaşayan Horkheimer’ın şu cümlesi Mayıs-Haziran Devrimiyle gelinen noktayı özetliyor:
Faşist yönetimde herkes düşünde Hitler’i öldürdüğünü söylüyor ve sonra da Faşist yürüyüşlere katılıyor. Eğer insanlar bir kez artık yürümemeye karar verecek olurlarsa, düşlerinin gerçek olduğunu görecekler.”
O düşler çapul-konduda gerçekleşiyor.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.