“Mevsimlik işçilerden atölyelere, fabrikalardan ev emekçilerine temas edebilmek sözünü kurup bunun mücadelesini beraber yapabilmek içinde sahada olmak ülkenin her yerinde 1 Mayıs kutlamalarında yürüyüşlerinde mitinglerinde kendi rengiyle, kendi kıyafetiyle kadınların alanları doldurması, kürsülerde kadınların sözünü kurabilmesi gerekmektedir. Emeğin özgürleşmesinde yine yol gösterici olacak olan bugüne kadar mücadeleci bir hat yaratan kadınlardır”
“1 Mayıs 2025’e giderken kadınlar ne düşünüyor?” dosyamız kapsamında Tevgera Jinên Azad-TJA (Özgür Kadın Hareketi) aktivisti Hülya Alökmen sorularımızı yanıtladı.
TJA’nın Bahar İsyanı’na dair değerlendirmesi nedir?
Uzun süredir Türkiye’de yaşanan aslında bir rejim değişiklidir. İktidar parti devlet olma yolunda elinde bulunan tüm aygıtlarla yani zor aygıtı ya da rıza üreterek seçim sandıkları kurarak uzun süredir adım adım ilerledi. Bunu yaparken de binlerce yıldır iktidarın kadim yöntemi böl parçala yönet taktiğini uygulayarak toplumu istediği şekilde dizayn etme çabasında oldu maalesef. “Ekonomik, sosyal, kültürel yaşama dair her türlü kararı sizin yerinize ben veririm beğenseniz de beğenmeseniz de”. Anayasa var ama duruma göre uyuluyor istendiğinde yok sayılıyor. Halk temsilcilerini yöneticilerini seçiyor iktidar beğenmeyince seçimi yok sayıyor. Her gün sokak ortasında evinde günde en az iki kadın katlediliyor tedbir alınacağına İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılıyor. Yasalarla korunan tüm haklar gün be gün tırpanlanıyor. Küçük çocuklara istismar, taciz, tecavüz tehdidi altında bir yaşam reva görülürken iktidar tedbir alacağına bu kirli zihniyete daha çok olanak sağlıyor. Gençler burada bir gelecek görmediği için, doktorlar, bilim insanları işini yapacak özgür bir ortam olmadığı için sanatçılar basın kendini ifade edecek mecra bulamadığı için ülkesini terk ediyor. Ama bir grup rantiyer kazancına kazancı eklerken hiçbir sorunla karşılaşmıyor. İktidar bu planlarını yaparken sorunsuz hayata geçecek diye bir şey yok tabii ki toplumun buna itirazı olacak.
Bu kadar baskının karşında halkın isyanı da doğal bir hak oluyor. Öğrencilerin, gençlerin, emeklilerin, kadınların bu süreçte seslerini isyanının sokakta göstermekten başka çaresi kalmamıştı. Bu yüzden sokaklardaydılar. İşte tam bu noktada sorun o böl parçalanın aslında nasıl hayata geçtiğini deneyimlemek oldu. Başka mahallede yaşanan hak ihlaline ses çıkarmadığında yarın o haksızlığın senin de kapını çalmayacağı garantisi yoktur. İşte nasıl böl-parçala- yönet yönetenlerin kadim yöntemi ise; yığınların da buna karşı duruşu yine kadim yöntem olan örgütlenmedir, bir arada durmadır dayanışmadır. Bu günlerde Türkiye toplumu bunu deneyimliyor başarıp başaramayacağını zaman gösterecek.
Bu süreçte kadın hareketinin özgün rolü ne olabilir?
Yukarda bahsettiğimiz baskı sürecine yılardır kadınlar aslında en örgütlü en direngen en sokakları terk etmeyen tavrı sergiledi bugüne kadar. İktidarın aramıza koyduğu mesafeleri en çok mücadeleci örgütlü kadınlar yok sayıp yan yana durma çabasında oldu. Ama tüm bu haksızlıklara isyan ederken bile yığınların cinsiyetçi dili aşamadığı, ayrılıkların derinleştirildiği, aynılığın dayatıldığı bir kitle ile yüz yüze kalındığı da ortada. Belki kadınlar yıllardır biriktirdiği mücadele deneyimlerini daha fazla kitlelere yayma, pratikle gösterme hatta öğretme ile karşı karşıyadır. Tüm kadın örgütleri kendine güvenle ve ciddiyetle bu konuyu önüne koymalıdır.
1 Mayıs sürecine dair yaklaşımınız nedir, örgütlenme sürecine dair planlarınız nedir, ne yapılabilir?
1 Mayıs’a giderken biz TJA’lı kadınlar olarak aslında 8 Martlarda Newroz’da açığa çıkan coşkunun yanı sıra özellikle emeği ile geçinen kadınların yaşadığı sorunları çözüm önerilerini taleplerini daha yüksek sesle söyleyebilmenin heyecanını yaşıyoruz. Sosyalizmin sosyalist yaşamın sosyalist toplumun iyice hor görüldüğü günümüzde aslında kadınlar arasında daha fazla tartışılması, yaşam bulması atölye tarzı ile eğitimlerin yapılması gündemimizde olan konular. Onlar adına söz kurmak değil; mevsimlik işçilerden atölyelere, fabrikalardan ev emekçilerine temas edebilmek sözünü kurup bunun mücadelesini beraber yapabilmek içinde sahada olmak ülkenin her yerinde 1 Mayıs kutlamalarında yürüyüşlerinde mitinglerinde kendi rengiyle, kendi kıyafetiyle kadınların alanları doldurması, kürsülerde kadınların sözünü kurabilmesi gerekmektedir. Emeğin özgürleşmesinde yine yol gösterici olacak olan bugüne kadar mücadeleci bir hat yaratan kadınlardır.