Mersin’de kadınlar, Konca Kuriş‘i katleden Hizbullahçı Hamit Çöklü’nün serbest bırakılmasını ve gözaltında kadınların cinsel şiddete maruz kalmasını protesto etti. Kadınlar “Konca Kuriş’in katillerinin serbest bırakılmasını ve gözaltında tacize uğrayan kadınları her gün konuşacağız” dedi
29 Mart’ta Konca Kuriş’in katili Hamit Çöklü Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararname ile serbest bırakılmıştı. Aynı tarihte 19 Mart’ta başlayan ve devam eden eylemlerde gözaltına alınan kadınların çıplak aramaya ve gözaltında cinsel şiddete maruz kaldığı emniyet ifadeleriyle açığa çıkmıştı. Mersin Kadın Platformu, bu gelişmelere tepki göstermek üzere Pozcu’da bir basın açıklaması düzenledi.
Kadınlar Mersin’den seslendi
“Konca Kuriş’in katillerinin serbest bırakılmasını ve gözaltında tacize uğrayan kadınları her gün konuşacağız”https://t.co/8DCzRXorLy pic.twitter.com/wonBNz1OPt
— sendika.org (@sendika_org) April 7, 2025
Mersin Kadın Platformu, adına açıklamayı okuyan Güneş Doğdu, Türkiye’de kadınların her gün bir taciz, tecavüz ve şiddet haberi ile güne uyandığını dile getirdi. Doğdu, kadın katillerinin ise cezasızlıkla ödüllendirildiğine dikkat çekerek şunları söyledi
Konca Kuriş, 16 Temmuz 1998’de Mersin’den Hizullah’ın silahlı militanları tarafından kaçırıldı. Uzun süre işkence göre Konca’nın cansız bedeni 555 gün sonra Konya’da bir evin bodrum katında bulunmuştu. Konca bugün AKP iktidarı tarafından meclise taşınan HÜDA PAR isimli sözde siyasi partinin silahlı gücü olan Hizbullah tarafından domuz bağı ile işkence edilerek katledildi. Konca’nın katili sadece Hamit Çöklü değildi. Konca’nın katili, Konca’nın düşüncelerini, söylemlerini ve kadınların özgürleşmesini hazmedemeyen iktidar yetkilileri, dini kuralları erkil sisteme uyarlayan terör örgütü Hizbullah’ın önderleriydi. Esas katiller devlet tarafından korunurken, katil olarak cezalandırılan tek kişi Hamit Çöklü’de kadın düşmanı söylemleri ve politikalarıyla adeta kadınlara savaş açan AKP’li Erdoğan tarafından hastalıkları gerekçe gösterilerek serbest bırakıldı.
Aynı tarihlerde kadınların emniyette cinsel şiddete maruz kaldığını söyleyen Doğdu, şöyle devam etti:
Emniyet Genel Müdürlüğü tacizin üzerini ‘mesnetsiz iftira’ diyerek kapatmaya çalışırken, öte yandan da beyanda bulunan kadınlara dair soruşturma başlattığını açıkladı. sosyal medyaya yansıyan görüntüler, söz konusu tacizlerin boyutlarını teyit eder nitelikteydi.
Pek çok kadın, sosyal medya hesabında eylem alanından çıkmak istediklerinde polislerin sosyal medya hesaplarını istediğini yazarken, bir çok kadın ise bunun fotoğraflarını paylaştı. Bunun yanı sıra, İstanbul Saraçhane’de gerçekleşen eylemlerde bir polisin ağır biber gazına maruz kalan ve ‘canım acıyor lütfen bırakın beni’ diyen bir kadına ‘Güzelim burda ne işin var’ dediği açık seçik ortada. Hal böyleyken, emniyetin mesnetsiz açıklamalarını değil, kız kardeşlerimizin beyanlarını ve sosyal medyaya yansıyan tacizleri esas alıyor ve mücadeleyi yükselttiğimiz sokaklardan bir kez daha sesimizi yükseltiyoruz: Gözaltında tacize uğrayan kadınları her gün konuşacağız. Gözaltında tacize uğrayan kadınları her gün konuşacağız. Gözaltında tacize uğrayan kadınları her gün konuşacağız.
Gözaltında, hapishanede çıplak arama, cinsel işkencedir. Cinsel işkence suçtur. Failin üniformalı olması, bunu devlet adına yaptığını iddia etmesi, “rutin uygulama” demesi bu gerçeği değiştirmeyecek.
Bizler bu gün Konca’nın kabrinin başından değil, mücadeleyi yücelttiğimiz sokaklardan sesleniyoruz: Bir yandan kadın katillerini Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile affederken, cezasızlıkla ödüllendirirken öte yandan kadınları taciz eden, çıplak aramayı dayatan politikalarınızı kabul etmiyoruz.
Sendika.Org