Beyoğlu’nda beklenen 22. İstanbul Onur Yürüyüşü tüm engelleme çabalarına rağmen Kadıköy Bağdat Caddesi’nde yapıldı
32. İstanbul Onur Haftası kapsamında 22. İstanbul Onur Yürüyüşü, bugün (30 Haziran) saat 16.00’da Kadıköy Bağdat Caddesi’nde yapıldı.
İstanbul Valiliği kararıyla Hacıosman-Yenikapı metrosunun Taksim ve Şişhane durakları saat 10.00 itibariyle kapatıldı. Geçen hafta da 10. İstanbul Trans+ Onur Haftası kapsamında 2. Trans+ Onur Yürüyüşü engellemelere rağmen yapılmıştı.
LGBTİ+’lar, Onur (haziran) Ayı boyunca neredeyse tüm etkinlikleri yasaklandığı için yürüyüşün rotasını güvenlik gerekçesiyle duyurmadılar ve Kadıköy’deki yürüyüşlerinin ardından “Nanik” yazılı bir paylaşım yaptılar.
NANİK! pic.twitter.com/LSrq9XFzVz
— İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası (@istanbulpride) June 30, 2024
32. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, bu seneki Onur Yürüyüşü’nün teması olan “Hatırlıyorum, hatırlıyor musun?” ifadesinin yazılı olduğu pankartı taşıyarak buluştu ve Bağdat Caddesi üzerinde basın açıklaması yaptı.
LGBTİ+’lar basın açıklamasının okunmasından sonra yürüyüşe geçti. Sloganlarla gökkuşağı bayraklarıyla yapılan kısa yürüyüşün sonrasında komite, kitlenin güvenliği için bayraklarını oldukları yere bırakarak herkese dağılma uyarısı yaptı.
Binlerce polisiniz, helikopterleriniz, yasaklarınız bizi durduramaz. Şehrin tüm sokakları bizimdir. Yaşasın lubunya dayanışmamız! pic.twitter.com/SDCzSW3ePU
— İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası (@istanbulpride) June 30, 2024
Yaklaşık 10 dakika süren eylem, basın açıklamasının ardından yapılan kısa yürüyüşle son buldu. Eyleme son anda gelen polis, uzun süre ara sokaklarda LGBTİ+ aradı.
Bu esnada yaklaşık 15 kişi gözaltına alındı.
Yürüyüş sonrasında, Bağdat Caddesi üzerindeki bir mobilya mağazısının terasından gökkuşağı bayrağı sarkıtıldı.
Basın açıklamasının tamamı şöyle:
Bugün 30 Haziran 2024.
Bugün de yürüyoruz aşkım 22. yılımız kutlu olsun.
Bugün tüm İstanbul’u ablukaya aldınız.
Tüm yolları, meydanları kapattınız. Koca bir şehirde hayatı durdurdunuz. Ama şunu unuttunuz: Biz gerekirse taşı deler, zamanı büker, yine birbirimizi gülüşlerimizde buluruz. “Hatırlıyorum, hatırlıyor musun?” temasıyla 32. Onur Haftası’nı bugün yürüyüşümüz ile sonlandırıyoruz.
Birlikte binlerce olduğumuz yürüyüşleri, kaybettiğimiz lubunya yol arkadaşlarımızı, Gezi Direnişi’nde kaybettiğimiz yoldaşlarımızı, Roboski’yi, Filistin ve Rojava’daki savaş suçlarını, kayyım ile gasp edilen belediyelerimizi, tutsak edilen vekillerimizi, Berkin Elvan’ı, Ceylan Önkol’u, deprem bölgelerinde ihmal nedeniyle hayatını kaybeden binlerce insanı, KHK ile işinden ederek açlığa terk ettiğiniz milyonları, “başıboş” diye yaftaladığınız sokak köpeklerini unutmadık.
Bu günlerde, bu kalabalıktan güç alıyoruz ve yineliyoruz.
Polisi kandırmaktan, bizimle uğraşmak zorunda bırakmaktan hiç bıkmadık, şehrin farklı yerlerinde, her gün olduğumuz varoluşlarımıza çağrı yaptık. Saçlarımızı savuracağız, ojelerimizi süreceğiz dediğimiz eylemleri dahi yasaklamaya kalktınız.
Kermesimizi, konserimizi, çay içme etkinliklerimizi, partimizi yasaklandınız, resmi kararı hâlâ bekliyoruz. Küründen yasak tebligatlarınızı tanımadık, bir günde kıta değiştirdik, sabahlara dek partiledik, sokaklarda örgütlendik.
ALIŞIN, HER YERDEYİZ.
Şu an burada olamayan, çeşitli kaygılarla yürüyüşe gelemeyen, şu an sürgünde olan tüm lubunya dostlarımız bilsinler ki, elbet tekrar kavuşacağız.
Lubunya dostlarımız, tüm bu siyasal iklimin insanı ne kadar yalnızlaştırdığını, kendisine küstürdüğünü, bu ekonomik krizden ve yoksulluktan ne kadar etkilendiğini, en temel yaşamsal haklardan olan barınma ve sağlığa erişim hakkının dahi nasıl ihlal edildiğini biliyoruz. Yalnız olmadığını, milyonlarca insan olduğumuzu bir an bile aklından çıkarma. Şimdi uzaktan uzak bir geçmiş gibi gelen o kalabalık, o insanlar hâlâ buralardayız. Hiç gitmedik.
TRANS CİNAYETLERİ POLİTİKTİR
Seçim zaferininin ilk konuşmasında bizi hedef haline getiren 12. Cumhurbaşkanı bilsin ki, örgütlediğiniz büyük aile buluşmaları da, kutuplaştırıcı siyasetiniz de işe yaramayacak. Biz LGBTİ+’lar ne sokakları ne siyaseti ne hayatlarımızı sizlere bırakacağız.
Tüm bu yoksulluğu, biz LGBTİ+’ları, Kürtleri, mültecileri hedef haline getirerek üzerinden atmaya kalkan iktidar, savaş politikalarıyla, toplumu kutuplaştırırken bütün Türkiye halklarını yoksulluğa mahkum ediyor, politikacılar ise servetlerine servet katıyor. Bizi, rezil bir geleceğe köle sanıyorlar. Bu düzeni elbet değiştireceğiz.
Bizi binbir yasakla baskıyla bu atmosfere sürüklemeye çalışanlar bu atmosferde bizlerin birbirimizden başka dermanımızın olmadığını biliyoruz, yan yanayız.
Seçilmişlere kayyım atayanın da, vekillerimizi kumpas davalarıyla tutsak edenlerin de, Cumartesi Annelerine/İnsanlarına meydanları yasaklayanın da, işçilerin canını değersiz görenin de sokak hayvanlarının yaşamlarına savaş açanların da aynı devlet olduğunu biliyor, eşit ve özgür hayattan yana olan tüm insanları birleşik mücadeleye, bu Onur mücadelesinde LGBTİ+’ların sesini yükseltmeye çağırıyoruz.
Bizi “sözde” illegal ilan edenler duysun:
Evde, sokakta, işte, okulda, çarkta, her yerdeyiz. Ne yalnızız, ne yanlış. Bir gün değil her gün içinizdeyiz.
Binlerce polisiniz, helikopterleriniz, yasaklarınız bizi durduramaz. Şehrin tüm sokakları bizimdir.
Yaşasın lubunya dayanışmamız!
Sendika.Org