Tasarruf denen şey, yorgun yoksulların omuzları üzerinde yükseliyor! Kamudaki lüks makam araçlarının hali ortadayken, kamu çalışanlarının lojmanlarını ve servis araçlarını tasarruf paketi içine koymak, tam da buna karşılık geliyor!
Son 20 yılın en yüksek bütçe açığına imza atan AKP-MHP Hükümeti ve “Ben ekonomistim” diyen Erdoğan, tasarruf paketi açıklamış, “itibardan asla tasarruf etmeyenler” olarak!
Ama madem bu kadar istekliler, onlar için, ufak gibi görünen koca bir listemiz var…
Mesela;
Cumhurbaşkanlığı uçakları…
İşlevsiz on binlerce muhtarlık…
Vekillere tanınan kıyak emeklilik…
55 Milyon dolarlık uzay macerası…
Hazine garantili devasa yatırımlar…
1150 odalı Külliye, işlevsiz bir Çankaya…
Marmaris’ten Ahlat’a uzayan lüks hayatlar…
Cuma namazlarına eşlik eden koruma ordusu…
Dibe vuran tarım ve hayvancılık, büyüyen ithalat…
Depreme hazırlıksızlığın yarattığı maliyetler…
Yap-İşlet-Devret çarkının dipsiz karanlığı…
Danışman orduları, çift maaş geleneği…
Devlet imkanlarıyla seçim yarışı…
200 bin kişilik trol ordusu…
Saatler ve çantalar da…
100 ila 150 milyar TL arasında bir tasarruf yapmayı hedefleyenlere soralım, en başta da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e, sahi bizim listemiz mi daha çok gelir getirir, yoksa hala ücretliler ve çalışanlar üzerinden tasarruf yapmaya çalışan sizlerin listesi mi?
Yahu bu ülke, dini yöneten (!) Diyanet’in görkemli makam araçlarının fiyatları üzerinden oluşan gündemin toz bulutunu bile dağıtamamışken, onların, toplantı adı altında İskandinav ülkelerinde düzenledikleri gezilerin, ödenen harcırahların maliyetlerinin gölgesinden dahi çıkamamışken, bu listeler bizi kurtarır mı sanıyorsunuz?
Sanmayın!
Kurtarmayacak!
31 Mart, kamu saltanatı içinde itibarından asla tasarruf etmeyen, etmemek için de her yolu, her dönem ve her şartta deneyenler için bir milat olsun isterdim ama eldeki son açıklamadan da anlaşılacağı üzere, yük, yine biz yurttaşların sırtına biniyor! Tasarruf denen şey, yorgun yoksulların omuzları üzerinde yükseliyor! Kamudaki lüks makam araçlarının hali ortadayken, kamu çalışanlarının lojmanlarını ve servis araçlarını tasarruf paketi içine koymak, tam da buna karşılık geliyor!
Mehmet Şimsek, “Biz kemer sıkıyoruz, kamu da gereğini yapıyor” algısı üzerine güzel bir sunum yapmış yapmasına da, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin devasa harcamalarına ilişkin herhangi bir tasarruf kalemi koy-a-mamış listesine…
Soralım mı, niye?
Emeklisine zam bile ver(e)meyen, “idare et” diyen bir ülkede, bu yoksulluğun sebebi olanların “itibarlarından” tek kalem bile tasarruf etmeme inadını da soralım!
Yok, ben inanmıyorum!
Depremden çıkmış hayatımdan sürekli eksiltenlere, inanmıyorum! İtibarını, tasarruftan itinayla uzak tutanların itibarsız hale getirdiği bizlerin gerçeği bu kadar ortadayken, inanmıyorum! Elinde, avucunda kalanlardan artık tasarruf yapamayacak hale düşmüşlerin “kral çıplak” haykırışları, 31 Mart’ın özgürlük heykelini Ankara’ya dikmişken, inanmıyorum! 6 Şubat depremlerinde, Hazine’de kalmayan parayı IBAN numaraları vererek idame ettirenlerin, Fas depremine uçak dolusu yardımları hiç düşünmeden gönderdiğini izlerken, inanmıyorum! Milletvekillerine emeklilik hakkı vererek, var olmayan bir meslek üzerinden kıyak hayatlar yaratanlar etrafımızda dolaşırken, inanmıyorum! Kendi halkı, kent lokantaları önünde uzayan kuyruğa, 3 öğün yemeğe 3 kuruş az para vermek için girerken, Et ve Süt Kurumu’ndan bir kaç lira daha ucuza et alabilmek için gece yarılarında sokaklarda beklerken, 550 çeşit yemekten oluşan Meclis lokantasının yıllardır hüküm süren o ucuz yemek rahatlığına şahitlik ediyorum ve inanmıyorum! Yaşı geldiği halde emekli olmaktan, alacağı emekli maaşıyla geçinememekten korkanların ülkesinde, asla inanmıyorum!
Ben, size inanmıyorum…
Aslında uzun zamandır inanmıyorum…
Hayatımı yoksullaştıran size inanmıyorum…
Ben yoksullaşırken zenginleşen size inanmıyorum…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.