Kamuda çalışan taşeron işçiler, güvenceli ve kadrolu çalışmak, aynı işi yapan kamu işçileri ve memurlarla aynı haklara sahip olmak ve aynı ücretleri almak talepleriyle Kadıköy’de eylemde
Mimar, mühendis, öğretmen, veteriner, kütüphaneci, yazılımcı, tekniker, teknisyen, enerji işçileri, itfaiye eri, zabıta, güvenlik görevlileri, şoför, operatör, temizlik işçileri, fen işleri-park bahçe çalışanları, büro ve çağrı merkezi çalışanları, su ve kanalizasyon çalışanları, usta öğreticiler… Ve daha nice meslekte ve statüde işçi Kadıköy’de eylemde. Onları bir araya getiren 2018’de yürürlüğe giren 696 sayılı KHK’nin yarattığı mağduriyet oldu. Kamuda taşeron olarak çalışırken kendilerine kadro sözü verildiyse de kamu kurumlarının bünyesinde kurulan şirketlerle taşeron olarak çalışmaya devam ettiler.
Taşeron Belediye İşçileri Birliği (TABİB), İBB Çalışanları Derneği, Çağrı-İş, DİSK/Enerji-Sen’in de aralarında olduğu 22 kurumun ortak çağrısıyla İskele Meydanı’nda toplanan işçiler, sorunlarını dile getirip çözüm önerilerini sundu.
Belediye işçileri kendilerine vadedilen kadro haklarını istiyor
Belediyelere bağlı şirketlerdeki işçi sayısı 608 bini bulurken kadrodaki işçi sayısı giderek azalıyor
“Kadro hakkımız, söke söke alırız”https://t.co/DWaPRXcqtG pic.twitter.com/b2Tg4gOjml
— sendika.org (@sendika_org) December 17, 2023
📍 İstanbul
Belediyelerin bünyesinde taşeron olarak çalışan enerji işçileri eylemde
🗣 “Sadece işçi olarak sınıf bilinciyle mücadele etmeye devam edeceğiz. Onların korktuğu budur. Birleşen işçiler yenilmezler.”https://t.co/gmrSLfSsLK pic.twitter.com/y37wDV8RH8
— sendika.org (@sendika_org) December 17, 2023
Yapılan açıklamada 1393 belediyede toplamda 607 bin 999 şirket işçisi bulunduğu ifade edilirken belediyelerdeki asıl işin kendileri tarafından yapıldığı belirtildi. İşçiler “Kamuda taşeron kalmadı” sözünün kendileri için bir yalan olduğunu ifade etti.
Belediyeler dışında kamuda kadro dışında kalan işçilerle birlikte bu sayının 1 milyonu bulduğunu ifade eden işçiler, aileleriyle birlikte 4-5 milyonun sorunundan bahsettiklerine dikkat çekiyor.
Belediyelerde örgütlü üç büyük sendikanın da kendi taleplerini görmezden geldiğini söyleyen işçiler, kendi basınçlarıyla sendikaların konu hakkında bir yorum yapmak zorunda kaldığını belirtti.
Türk-İş yönetimi çok sıkışmış olmalı ki; “kamu taşeron işçileri ile birlikte, belediye şirket işçilerinin kadro sorunu da çözülmelidir” diyor, keza; Hak-İş yönetimi de “belediye şirket işçilerine 52 günlük ilave tediye verilmelidir” beyanında bulunmaya başladı. Benzer şekilde; DİSK/Genel-İş yönetimi de ardımız sıra bir görünüp bir kaybolan söylemler ile kadro ister gibi yapıyor!
Açıklamalarının sonunda Urfa’da direnen Özak Tekstil işçilerine, Agrobay Seracılık işçilerine ve tüm işçi direnişlerine selam gönderildi. İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını da kınayan işçiler, soykırımın durdurulmasını istedi.
Kamuda taşeron olarak çalıştırılan işçilerin ortak talepleri şunlar:
- 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu 49. Maddesi yeniden düzenlenmeli, belediyelerde hizmet üreten işçilerin çalışma statüsü Norm Kadro esaslarına göre düzenlenmeli, Norm Kadro sayıları revize ile artırılmalıdır.
- Sendikalar tarafından her ay açıklanan “yoksulluk Sınırı”, tüm belediye işçilerinin net taban ücreti olmalıdır.
- Belediyelerde hizmet üreten tüm işçiler kamu işçisi olarak kabul edilmeli, 6772 sayılı kanuna göre, 52 günlük ilave tediye ayrım gösterilmeksizin her işçiye ödenmelidir. Ayrıca geriye dönük hakedişlerimiz de teslim edilmelidir. Belediyelerde çalışma barışı sağlanmalıdır.
- Haksız, hukuksuz, keyfi şekilde işten çıkarmalara son verilmelidir. İş davaları “Bölge İdari Mahkemeleri’nde görülmeli, davayı kazanan işçi işine kesin suretle ve hemen dönmelidir. Dosya masraflarının ağır olması işten çıkartılan işçilerin hak aramasındaki en büyük engeldir. İşten çıkartılan her işçiye barolar tarafından ücretsiz avukat sağlanmalı ve iş davaları dosya harçlarından muaf tutulmalıdır.
- Toplu iş sözleşmelerinde (TİS) paraya taalluk eden tüm mali ve sosyal haklar “brüt” yerine “net” olarak belirtilmelidir. Belediye işçileri “gelir vergisi” yükü altında ezdirilmemelidir. İşçiye vergi muafiyeti sağlanmalı ve vergiler işveren tarafından karşılanmalıdır. İşçi ocakta ne kadar ücret alıyorsa aralık ayında da aynısını almalıdır.
- Cinsiyetçi iş bölümü ve ücretlendirme son bulmalıdır.
- 60 günlük sendikal ikramiye verilmelidir.
- Haftalık çalışma süresi 35 saat olmalıdır.
- Enflasyon oranında zam, refah payı ve meslek primi verilmelidir.
- Kamudaki işçilerle eşit yemek ve ulaşım ücreti verilmelidir.
- Tayin hakkı verilmelidir.
- İşçi sağlığı ve iş güvenliğine uygun çalışma koşulları sağlanmalıdır.
- İş kanunu işçilerin çıkarlarına göre yeniden düzenlemelidir. Sendika ve toplu iş sözleşmesi kanununda değişiklik ile sendikal örgütlülüğün önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve sendika aidatı tutarları düşürülmelidir, aidatlar sendika tüzüklerinin insafına bırakılmamalıdır.
- Anayasa 128. maddesi gereğince, belediyelerde hukuka aykırı çalıştırılan; mimar, mühendis, zabıta, teknik personel, güvenlik görevlileri ve diğer alanlarda memur işi yapan tüm işçilerin ayrım yapılmaksızın memur kadrosunda istihdam edilmesi elzemdir.
- İşten çıkarmalarda kod mağduriyetinin giderilerek mahkeme kararından sonra suçu sabit olan işçi için çıkış kodları verilmeli ve işçinin kıdem tazminatı ve işsizlik maaş hakkını elinden alan kodlar kaldırılmalıdır.
- Haksız işten çıkarmalarda, işçilerin iş akdini sona erdiren kamu görevlileri, işçiye ödenecek kötü niyet tazminatlardan kişisel olarak sorumlu tutulmalı ve keyfi işten çıkarmalarda caydırıcılık olmalıdır.
Sendika.Org