Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü’ne dair bir açıklama yayımladı. Göçmen işçilerin maruz kaldıkları durumları aktarırken patronların cezasızlıklarla ödüllendirildiğini vurgularken göçmen kadınların şüpheli ölümlerinde erkek şiddetini işaret etti
Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü’ne dair yazılı bir açıklama yayımladı. İnisiyatif, göçmen işçilerin maruz kaldıkları durumları aktarırken patronların cezasızlıklarla ödüllendirildiğini vurguladı. İnisiyatif, göçmen kadınların şüpheli ölümlerinde erkek şiddetini işaret ederken kadınların pasaportlarına el konularak itiraz edemeyecekleri koşullarda çalıştırıldıklarının altını çizdi.
Göçmen işçilerin haklarını korumak için 18 Aralık 1990 tarihinde imzalanan Uluslararası Göçmen işçiler ve Ailelerinin Haklarını Koruma Konvansiyonu’ndan sonra, Birleşmiş Milletler tarafından 18 Aralık günü Uluslararası Göçmenler Günü olarak ilan edildi.
Kapitalizmin, emperyalizmin ve patriyarkanın işçi sınıfını göçmenleştirdiğini ve daha fazla güvencesizleştirdiğini, emek sömürüsüne, iş cinayetlerine ve erkek şiddetine daha açık hale getirdiğini söyleyen Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, iki yıl önce İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde katledilen üç Suriyeli inşaat işçisi ve henüz 10 Kasım’da Zonguldak’ta kaçak işletilen bir madende katledilen Afganistanlı Vezir Mohammad Nourtani’yi hatırlattı; bunların sistematikleştirilen işçi ve göçmen kıyımlarının birer örneği olduğunu ifade etti.
Patronların cezasızlıkla korunduğunu; işçi canı, göçmen canının ise her geçen gün değersizleştirildiğini belirten inisiyatif açıklamaya şu şekilde devam etti:
Dört yıl önce AKP’li milletvekili Şirin Unal’in evinde öldürülen göçmen kadın işçi Nadira Kadirova hakkında AYM’de bekleyen başvurunun Cumhurbaşkanlığı seçiminden bir gün sonra 29 Mayıs 2023’te reddedilmesinin tesadüf olmadığını biliyoruz, hukuki süreç şimdi AİHM’e taşınıyor. Karabük’teki Filyos Çayı’nda cansız bedeni bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Dina’nın dosyası ise hızla kapatılmaya çalışılıyor. Göçmen kadınların şüpheli ölümlerinin ardındaki erkek şiddetini görüyoruz, ırkçılık ve patriyarka birleşince bu şiddetin katmanlı hale geldiğini biliyoruz diyen, Dina için Feministler dava takip grubunun çabasıyla gerçek adalete ulaşma mücadelesi sürüyor. Beyoğlu karakolunda polis şiddetiyle, işkenceyle katledilen Festus Okey’in ölümünün üzerinden on beş yıldan fazla zaman geçti ancak davası hâlâ sürüyor, dosyada yargılanan sanık polis, cezasızlıkla ödüllendiriliyor.
Eşitsizliklerin, yoksulluğun, iklim krizinin, şiddetin ve sömürünün her geçen gün arttığı, sebebinin küresel emperyalist sistem olduğu bu düzende göçmen hareketlilikleri artıyor. İnsanca ve onurlu bir yaşam sürme, kaynaklardan eşit yararlanma, güvenceli ve sömürüsüz çalışma hakkı için, hayatta kalabilmek için hareket eden milyonlarca insan, vardıkları yerlerde devletlerin ve sermayenin insanlık dışı koşullarına maruz bırakılıyor, kâr hırsıyla sömürünün en yoğun olduğu sektörlerde, en tehlikeli işlerde çalıştırılıyor.
Kadın işçiler ise özellikle ev içi işlerde, pasaportlarına el konularak, erkek şiddetine maruz bırakılarak, uzun çalışma saatlerine ve ağır koşullara itiraz edemeyecekleri şekilde çalıştırılıyorlar. Göçmen LGBTİQ+11ar sağlık ve barınma gibi en temel haklarına erişemiyor, homofobik transfobik saldırılara maruz bırakılıyor.
Türkiye Devleti, göçmenleri kâr hırsıyla sömüren patronları korurken pervasızlığını sürdürüyor ve yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Göçmen işçilerin haklarını korumuyor, işyerlerini denetlemiyor ve göçmen işçilerin katledilmesine göz yumuyor. Bu durum göçmenlerin güvensiz ve tehlikeli göç yollarına çıkmalarına, insan kaçakçılarına mecbur kalarak ölümü göze almalarına, denizlerde ölmelerine ve eğer bir ihtimal hayatta kalırlarsa geri itmeler sonucu GGM’lere alınmalarına ve oralarda işkence ve kötü muameleye maruz kalmalarına sebep oluyor.
Birlikte Yaşamak istiyoruz İnisiyatifi olarak, göçmen işçiler işçi sınıfının bir parçasıdır ve göçmen kadın/ LGBTİQ-flarla mücadelemiz ortak, diyoruz. Devletler, patriyarka ve sermaye eliyle göçmenlerin sömürülmesini, göçmenlerin ırkçılığa, erkek şiddetine maruz kalmasını ve iş cinayetlerinde katledilmesini kabul etmiyoruz. Göçmen düşmanlığına ve ırkçılığa karşı dayanışmayı yükseltiyoruz. Biliyoruz, Dünya hepimize yeter! Sınırsız, sınıfsız, sürgünsüz ve sömürüsüz bir dünya için mücadeleye devam edeceğiz!
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Göçmen işçiler işçi sınıfının parçası, göçmen kadın ve LGBTİQ+’larla mücadelemiz ortak!
Sınırsız, sınıfsız, sürgünsüz ve sömürüsüz bir dünya istiyoruz!#18AralıkUluslararasıGöçmenlerGünü pic.twitter.com/3Qd7hwaFbR
— Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi (@biraradayasamak) December 18, 2023
Sendika.Org