Antalya’da 18. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali galası yapıldı. Galada açılış konuşmasının ardından Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, barınma hakkı mücadelesi yürüten Kızılarık halkı, Kanun Hükmü belgesel filminin yönetmeni Nejla Demirci ve Kumluca Belediyesi işçilerine plaketler verildi. Açılış gecesinde Yaşam Ücreti, Navnişan, Don Don Kurşunu filmleri izleyicilerle buluştu. Gala müzik dinletisiyle sona erdi. Festival kapsamında 10 gün boyunca Antalya’da film gösterimleri ve paneller devam edecek
18. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, Antalya’da bugün (16 Aralık) saat 20.00’de Konyaaltı Cemevi’nde düzenlenen gala ile açılışını yaptı.
Saygı duruşunun ardından, Dr. Ulaş Yılmaz festival komitesi adına açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasında “Burada 18.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin açılışı için bir araya geldik. Antalya’da 16/26 Aralık tarihleri arasında izleyicisiyle buluşacak filmler, belgeseller ile 10 gün boyunca sanatı konuşacağız” diyen Yılmaz şöyle devam etti:
Ülkede uzun süredir tek adam anlayışının hayatın her alanında uyguladığı nefessizlik politikası sanata da etki etmiştir. Antalya Altın Portakal Film Festivali estirilen korku ikliminin somut bir örneği olarak programdaki Kanun Hükmü filmi nedeniyle tarihinde 2.kez iptal edilmiştir. Devlet/yerel yönetim ve büyük sermaye destekli bu tür etkinliklerin yaratılan korku ikliminde nasıl da kırılgan olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu durumda, sanatın özgürleştirici rolü yönünde bu tür bağımsız, belli bir kaygısı olan, sponsorsuz ve gönüllü festivalleri daha önemli hale geliyor.
Anayasa mahkemesi kararlarının bile hiçe sayıldığı anti demokratik ortamdan ise şu şekilde bahsedildi:
Festival düzenleyicisi Türk Tabipleri Birliği’ne 30 Kasım’da yargı darbesi yapılarak tüm Merkez Konseyi üyeleri görevden alınmıştır. Benzer uygulamaları barolar ve diğer meslek örgütlerinde de yapıldığını biliyoruz. Hepimizin orada olduğu Gezi Direnişi davasında çok sayıda hak savunucusu büyük cezalar aldı. Diğer yandan sendikasızlaştırma amacıyla devletin tüm kademeleri kullanılarak iktidara yakın yapılar büyütülmüş, en ufak hak arama eylemi engellenmiş ya da boşa çıkarılmıştır.
Evlatları gözaltında ya da karanlık dönem uygulamaları ile kaybettirilmiş “Cumartesi Anneleri” 600 haftadan uzun bir süre durdukları Galatasaray Lisesi önüne zorlu bir mücadele sonrası ancak geri gelebilmişlerdir. Kentlerdeki ranta açık yapılaşmalar, bilimsel standartlara uymayan binalarımız; merkezin ve yerelin suça ortaklığıyla 6 Şubat’ta 11 ili etkileyen depremde yüzbinlerce insanımıza mezar olmuştur. Depremin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen bölge hâlâ enkaz altında ve yaşamsal sorunlar devam etmekte. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’ni fes eden tek adam iktidarında kadına ve çocuğa yönelik şiddet artmış, kadın cinayetlerine binlerce kurban verilmiş, çocuk istismarı olağanlaştırılmıştır. Kürt, Alevi ve cinsel yönelimi farklı olan yurttaşlara yönelik ötekileştirici ve yok sayan tutumlar hayatın her alanına bilinçli bir şekilde yayılmıştır. Bir yandan dünyadaki egemenlerinin emperyalist savaş politikaları; Ukrayna’da, Filistin’de, Suriye’de yaşanan savaşlar medya aracılığıyla popcorn unsuru, tüketim nesnesi olarak sunularak sıradanlaştırılmış ve bu insanlık dışı suçlar, büyük devletlerin basit politik hesaplarına kurban edilmiştir.
Özak Tekstil işçilerinin direnişine de şöyle selam gönderildi:
Urfa’da sendikalaşma mücadelesi yürüttükleri için işten çıkarılan Özak Tekstil emekçilerinin başlattığı direniş, 20. gününde devam ediyor. Özak işçilerine buradan büyük bir selam gönderiyoruz
Sanatın bellek rolünün ne denli önemli olduğuna şöyle değinildi:
Tam da bu noktada sanatın bellek rolünün ne denli önemli olduğunu ve toplumların kasıtlı bir biçimde bellek kaybına uğratıldığı bu dönemde toplumsal gerçekliği kuşanarak, estetik ölçütlerden taviz vermeden unutmamamız gerekenleri kayıt altına almasının son derece önemli olduğunu hatırlamalıyız.
Konuşmanın devamında verilecek plaketlere ve festivalin 10 günlük programına ilişkin şunlar söylendi:
Bizler de bu bilinçle; bu sene 100’lerce film ve belgeselden oluşan çok değerli eserlerin kentin tümünü kapsayacak şekilde gösterilmesi, söyleşilerin yapılması; filmlerin sokağa, bireye inmesi, fabrikaya, mahalleye girmesi için tertip komitesi olarak bir araya geldik. Sonuçta İşçi Filmleri Festivali sadece gösterim yapılan bir etkinlik değildir. Kentte bu dönem mücadeleye omuz veren ve itiraz dili oluşturan yapıların ve bireylerin varlığı gözetilerek; dayanışmayı desteklemek için kent yerelinden tüm duyarlı yapılara danışarak plaket verilmesi kararlaştırmıştır. Festival komitesi bu sene: Kumluca Belediyesi Disk Genel -İş İşçileri, Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, Kızılarık Barınma Platformu ve Kanun Hükmü Belgeseli yönetmeni Nejla Demirci’ye plaket verilmesi kararı almıştır.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yer alan sonra iktidarın baskısı ve yaratılan korku iklimi karşısında festivalin tümden iptali ile sonuçlanan süreçte, kentin belediye başkanının ‘malum film’ dediği 2 kamu emekçisinin anlatıldığı Kanun Hükmü belgeseli yönetmeni Nejla Demirci, TTB belgeselin yönetmeni Sibel Tekin ve Beyaz Motosiklet ’in yönetmeni Esma Karaca’da aramızda olacak. 10 gün boyunca çok sayıda gösterimin yanı sıra 17 Aralık’ta, Antalya Tabip Odası salonunda, Türk Tabipleri Birliği’nin 6 Şubat Depremi’nin ardından bölgede yürüttüğü çalışmaları konu alan “Duvarsız Odalar: Dayanışmadan Süzülen Umut” belgeselini izleyeceğiz. Ardından filmin yönetmeni Sibel Tekin ve “Kanun Hükmü ”nün yönetmeni Nejla Demirci ile bir söyleşi gerçekleştireceğiz.
Yine 17 Aralık’ta, 1968’de üniversiteye başlamasıyla öğrenci hareketlerine katılan, dönemin öğrenci liderlerinin yanında mücadele eden Tayfur Cinemre’nin motosikleti ile ODTÜ’den başlayıp işkencehaneye, hapishaneye, arkadaşlarının katledilmesine tanıklığına giden yolculuğunu anlatan, “Beyaz Motosiklet” belgeselini izleyecek; ardından filmin yönetmenleri Esma Karaca, Sibel Tekin ile Baküs Sahne’de bir söyleşi yapacağız.
24 Aralık’ta ise Konuksever Mahallesindeki Hacı Bektaş Cemevi Salonunda, DISK Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin ve DGD-Sen Genel Başkanı Neslihan Acar ile önümüzdeki dönemin işçi hareketini konuştuğumuz bir panelimiz var.
Antalya Tabip Odası, KESK, DİSK VE Halkevleri’nin düzenleyicisi olduğu ve çok sayıda gönüllünün emeği üzerinde yürüyen bu tür festivallerin kentimizin ve ülkenin kaygılarını daha iyi ifade edeceğini biliyoruz. Sendika binalarımız (Eğitim-Sen, BES, SES, DİSK Genel-iş), Antalya Tabip Odası, Halkevi Sahnesi, Baküs Sahnesi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Cem Evi, ASİ Bar, Antalya’daki gösterim yerlerimiz olacak. Antalya merkezin yanı sıra festival gösterimlerimiz Finike Eğitim-Sen ve Kaş Belediyesi Kültür Evi da olacak.
Bugün Antalya’da sinemanın, belgeselin penceresinden yaşamı, daha umutlu bir dünya ve ülkede yaşama arzusunu konuşmak için bir araya geldik. Üzerimize bir karabasan gibi çökmüş olan umutsuzluk, geleceğe olan güvensizlik, yaşam haklarına yönelen ihlallerin yaratığı öfke içinden; haber alma hakkı, örgütlenme hakkı, barış içinde farklılıklarımızla bir arada yaşamamızı engellemeye çalışan ‘örgütlü gericiliğe’ karşı itiraz etmek için bugün yine yan yanayız. Bunu da sanatın toplumsal değişimdeki rolünü gözeterek, bizi içine çeken yarı sahici yarı kurmaca dünyanın geniş düzlüklerinde ve ölümün olmadığı bir ormanda yürüyormuş gibi dinginlikle yapacağız.
Konuşmanın sonunda şunlar söylendi:
Eşit, özgür, adil, sömürüsüz, farklılıkların bir arada yan yana kardeşçe yaşayacağı barışın ülkesinde ve dünyasında; mücadeleyi, dayanışmayı sanatın diliyle yükseltmek için ‘Hoş Geldiniz’ diyoruz.
Konuşmadan sonra ödül törenine geçildi.
Kadın mücadelesine verdikleri destek için, Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu’na Antalya Halkevi Başkanı Kadriye Tuğcu tarafından bir plaket verildi.
Barınma hakları için mücadele eden Kızılarık halkına bir plaket verildi.
Sansüre karşı yürüttüğü mücadele için Kanun Hükmü belgesel filminin yönetmeni Nejla Demlrci’ye de bir plaket verildi. Plaketi kendisi de bir KHK’li olan Tabip Odası yöneticisi Dr. Cumhur İzgi verdi.
İşçi Filmleri Festivali’ne katılmaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirten yönetmen Nejla Demirci, “Antalya’ya gelmek için çok uğraştık. Tıpkı 7 yıl boyunca işleri elinden alınan KHK’lı insanların işlerini istediği gibi ben de festivalimi istedim. İşçi Filmleri Festivali’nin bu alanı sinema emekçileri için 18 yıl boyunca özgür kıldı. Bu, bu topraklarda zor bir şey. Bu plaketi de bir sorumluluk olarak kabul ediyorum. Buranın kıymetini bilen bir sinema emekçisiyim. Sansürle ilgili Antalya’da sohbet etmek için geldim. Bizim temel motivasyonumuz yüreğimizde hissettiğimiz acıyı sinema izleyicisiyle buluşturmaktır. Bu arada aslında biz iyileşiriz. Ben de bunu iple çekiyorum” dedi.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden ‘Kanun Hükmü’ belgeselinin uydurma bir gerekçeyle 2 kez çıkarılmasının ve sonra festivalin iptal edilmesinin en başta Antalya halkına ve sinema emekçilerine bir saygısızlık olduğunu vurgulayan Nejla Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü:
28 tane film geri çekildi. Her filmin bir yolculuğu vardı ve o yolculuk sekteye uğradı. Büyük emekler vardı. Arkada büyük bir sinema sektörü var. Onlar bu haksızlığa karşı susmadılar. İlk defa film yapmış genç arkadaşlarım sinema için ve mesleğe olan saygısından dolayı tek yürek oldular ve karanlığa hayır dediler. Benim için Antalya farklı bir kent. Filmimizle ilgili dava açtık. Muhittin Böcek, ‘Festivali tekrar yapacağız’ dedi. Mesele boyun eğmek ya da eğmemek meselesiydi. Evet, filmimizi göstermek istiyoruz. Ama burada 1 milyon kişinin bir mücadelesi de var. O mücadeleyi elbette kazandık. Filmin gösterimiyle ilgili biraz zamana ihtiyacımız var.
Bir plaket de DİSK Genel İş önderliğinde, etkili bir grev ve bir direnişle haklarını alan Kumluca Belediyesi işçilerine verildi.
Galada Yaşam Ücreti, Navnişan, Don Don Kurşunu filmleri seyirciyle buluştu. Gala, müzik dinletisi ile devam etti. Sahnede Eda Dere, Deniz Tanrıverdi, Hekimhan Hekimoğlu müzik dinletisiyle seyircilerle buluştu.
Galadan fotoğraflar:
Antalya Son Dakika’nın yaptığı canlı yayından açılış konuşması ve ödül törenini izleyebilirsiniz.
İlgili haber:
Sendika.Org