Koç Üniversitesi Hastanesi işçilerinin direnişine desteğe gelen Yoksulluğa Feminist İsyan Kampanya Grubu ve gençlik örgütlerini polis engellemeye çalıştı. Kadınlar taciz ve işkence vakaları ile bilinen polis şefi Hanifi Zengin’i iterek uzaklaştırdı ve gençlik örgütleri ile feministler direniş alanına geçerek dayanışmalarını sundu
Sistematik hale gelen tacize, mobbinge ve taşerona karşı sendikalaştıkları için işten atılan Koç Üniversitesi Hastanesi işçilerinin direnişi dokuzuncu günde. Hastane önündeki direnişe desteğe gelen Yoksulluğa Feminist İsyan Kampanya Grubu’nu polis ‘slogan atmalarını’ bahane ederek engelledi. Polis desteğe gelen feministle işçiler arasına barikat kurarak yan yana gelmelerine engel oldu.
Polisin engellemeye çalıştığı diğer grup da gençlik örgütleri oldu. Direniş alanını ziyarete gelen gençlik örgütleri de polis ablukasına alınıp işçilerle bir araya gelmesi engellenmeye çalışıldı.
Koç Üniversitesi Hastanesi direnişine desteğe gelen feministlere polis engelihttps://t.co/Ci8BBLCgVM pic.twitter.com/mGbz0GHofs
— sendika.org (@sendika_org) December 16, 2022
İstanbul’da kadın ve LGBTİ+ eylemlerindeki taciz ve işkencesiyle anılan polis Hanifi Zengin de direniş alanındaydı. Zengin, kadınların slogan atmasını bahane ederek kadınlarla direnişçiler arasına barikat kurdurdu. İşçiler ve sendika temsilcileri ise tacizci müdüre karşı da yürütülen direnişe karşı verilen desteğin engellenmesine tepki gösterdi. Zengin’e kendisinin de tacizci olduğunu hatırlatan direnişçiler, “Tacizci müdürü mü koruyorsun, haddini bileceksin” dedi.
Direniş alanında açıklama yapan Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) örgütlenme uzmanı Şilan Delipalta, Bu hastanede tacizci bir müdür var. O barikatlar da tacizci müdürün korunması için kuruluyor. Bu mudur göreviniz İstanbul Emniyeti?” dedi.
Tacizci ve işkenceci polis Hanifi Zengin'e direniş alanından cevap: "Tacizci müdürü mü koruyorsun sen, haddini bileceksin"
Hanifi Zengin tacize karşı direnen Koç Üniversitesi Hastanesi işçileriyle dayanışmaya gelen feministler arasına girmeye çalıştı https://t.co/Ci8BBLCgVM pic.twitter.com/SEnxBlfNEk
— sendika.org (@sendika_org) December 16, 2022
Polisin engelleme girişimine rağmen direnişçilerin yanına ulaşan feministler ve gençlik örgütleri, destek açıklamaları yaptı. İşçilerin işten atılmasının gerekçesinin tacize ve kötü çalışma koşullarına karşı yaptıkları itirazlar olduğunu ifade eden feministler “Tacizci müdür işten atılsın” dedi. Kadınların evde ve işte çifte sömürüye maruz kaldığını ifade eden feministler, işçilerin kötü çalışma koşullarına karşı sendikalaştıkları için işten atılmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Gençlik örgütleri ise yaptığı açıklamada işçilerin haklı direnişine destek olduklarını ifade ederken tacizleri işten atmayanların tacize itiraz edenleri işten attığını ifade etti.
Eylemden fotoğraflar:
Koç Üniversitesi Hastanesi işçileri sistematik hale gelen tacize ve mobbinge, ağır çalışma koşullarına, taşeron çalışmaya ve düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşınca işten atıldı. İşten atılan işçiler hastane önünde direnişe geçti.
İşçileri sendikalaşmaya iten neydi?
Koç Üniversitesi Hastanesi’nde Euroserve şirketi aracılığıyla çalışan 500’e yakın taşeron işçi var. Bundan önceki şirket olan NWG ile olan sözleşme bitince işçilerin şirketi değiştirilmek istendi. Ancak bu yolla işçilerin kıdem tazminatları da yakılmak istendi.
İşçilerin bir bölümü de bu hak kaybından dolayı istifa etti. İstifa eden işçilerin ise yerlerine yeni işçiler alınmayınca iş yükleri çok arttı. Portörler günde 3 kata, yaklaşık 40 odaya hizmet vermek zorunda kaldı. İş yüklerinin ağırlığı işçilerin gün içi molalarının dahi kullanımının önüne geçti. İş tanımı dışındaki işler de işçilerin üzerine yıkılmak istenince çalışma koşulları dayanılmaz noktaya geldi. Üstelik bu ağır iş koşulları karşılığında asgari ücret alıyorlar.
Taciz de işçilerin baskılanması için sistematik hale gelmiş uygulamalardan biri. Hastane içinde taşeron şirketten gelen işçilerden sorumlu müdür, kadın işçileri sistematik olarak taciz ediyor. Giyim kuşamdan makyaja kadar karışan müdür için işçiler defalarca kez üstlerine başvurduysa da sonuç alınmadı.
Tacizin yanı sıra taşeron işçilere yönelik ayrımcılık ve mobbing de çok yaygın. İşçilere görevleri olmayan işler yaptırılmaya çalışılıyor. İtiraz ettiklerinde diğerlerinin ‘kadrolu’ oldukları ve onlara karşı ‘saygısızlık’ yapmamaları gerektiği söyleniyor. Ancak itiraz eden işçiler de bütün çalışanların önünde hakaretlere maruz kalıyor.
İşçilerin muzdarip olduğu bir konu da üstlerinin aranması. Her gün işten çıktıklarında ‘hırsızlık muamelesi’ yapılarak üstleri ve çantaları aranıyor. Çantalarından çıkan elma, poşet çay gibi gün içerisinde kendilerine verilen ancak gün içinde tüketmedikleri şeyler bile ‘hırsızlık’ suçlamasının konusu yapılıyor. İşçiler ise kendilerinden yemek ücreti adı altında yapılan kesintilerle bunların parasını zaten ödediklerini ifade ediyor. İşçiler arasında Kod 46 ile yani hırsızlık suçlamasıyla işten atılanlar da var.
İşçilerin taşeron şirketlerinin değişiminden dolayı hakları gasp ediliyor. Yaşadıkları sorunlardan dolayı hastane yönetimine gittiklerinde kendilerine taşeron şirkete gitmeleri gerektiği, şirkete gittiklerinde ise hastane yönetimiyle çözmeleri gerektiği söyleniyor.
İşçilerin talepleri neler?
Sendika.Org