Milli Güvenlik Kurulu toplantısı 3,5 saatin ardından sona erdi. Toplantının ardından yayımlanan MGK bildirisinde yer alan Suriye’ye ilişkin madde ile Soçi zirvesi sonrası tarafların İdlip taahhütlerinin yerine getirileceğine ilişkin açıklamalarının çeliştiği görüldü
Soçi zirvesi sonrası gözlerin çevrildiği Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı 3,5 saatin ardından sona erdi. MGK bildirisinde, Erdoğan-Putin görüşmesinin ardından taraflardan yapılan açıklamalarla çelişen bir durum açığa çıktı.
Erdoğan, “Türkiye olarak Suriye’de Rusya’yla birlikte kararlaştırdığımız her hususa bağlılığımızı sürdürüyoruz” derken, Kremlin “(İdlip’e ilişkin) daha önce varılmış anlaşmalara tarafların bağlı oldukları teyit edildi. Söz konusu anlaşmaların, terörist bileşenlerin İdlip’ten çıkarılmasına dair maddesinin uygulanması gerektiğine vurgu yapıldı” ifadelerini kullanmıştı.
MGK bildirisinde ise “Suriye meselesine taraf ve müdahil olan aktörlerin Suriye halkının barış, huzur ve refaha kavuşması hususundaki mesuliyetleri üzerinde durulmuş; bilhassa sivilleri hedef alan ve istikrara zarar veren eylemlerin, bölgedeki hassas dengeleri bozarak kalıcı ve sürdürülebilir çözüme ulaşılmasını engelleyeceğine işaret edilmiştir” denildi.
“Sivilleri hedef alan ve istikrara zarar veren eylemler” ile Rusya ve Suriye ordusunun İdlip’e yönelik operasyonlarının da kastedildiğini tahmin etmek zor değil.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Soçi zirvesi öncesi Türkiye’nin İdlip yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirtirken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar bu sözlere yanıt verircesine, “Onlar ‘oradaki terörist gruplara karşı’ bu saldırıları yaptıklarını söylüyorlar. Ama bu saldırılar sonucunda ne ölenlerin ne de kaçanların arasında terörist var. Aylardan beri bunu anlatmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Bildiride yer alan diğer maddeler şöyle:
Afganistan’da yaşanan son gelişmeler neticesinde ortaya çıkan durum değerlendirilmiş, Türkiye’nin dost ve kardeş Afganistan halkının ülkelerinde müreffeh ve huzurlu bir hayata kavuşmasına yönelik Kabil Uluslararası Havalimanının işletilmesi de dahil olmak üzere desteğini sürdüreceği vurgulanmış; uluslararası topluma, insani krizlerin aşılmasında birlikte hareket etme ve samimiyetle sorumluluk üstlenme çağrısında bulunulmuştur.
Yangınlar, seller, kuraklık ve benzeri pek çok emareyle giderek daha çok yaklaştığı görülen iklim değişikliği tehdidine karşı küresel düzeyde ortak mücadele planlarının hayata geçirilmesinin zorunluluğuna işaret edilerek Türkiye’nin, her uluslararası meselede olduğu gibi bu konuda da üzerine düşenleri yapacağı belirtilmiştir.
Türkiye’nin Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’a ilişkin meseleler ile düzensiz göç konusundaki iyi niyetli, yapıcı çözüm odaklı teklif ve yaklaşımlarının göz ardı edilmesinin hem uluslararası hukuk ve hakkaniyet hem de Avrupa Birliği’nin uzun vadeli menfaatlerinin hilafına olduğu belirtilmiş; Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tek taraflı eylemlerine ve hasmane tutumlarına destek verilmesinin bölgedeki anlaşmazlıkları daha da derinleştireceğinin altı çizilmiştir.
Sendika.Org