Batık enerji şirketlerinin maliyetten kısmak için işçi ücretlerine zam yapmaktan imtina etmesi ve sarı sendika TES-İŞ’in buna çanak tutması ile yılların birikimi dalga dalga yayılan bir öfke patlamasına yol açtı. İşçiler artık sarı sendika başta olmak üzere sınıf mücadelesini baskılayan geleneksel mekanizmalarla, ayak oyunlarıyla, beklentileri diri tutan kandırmacalarla zapt edilemiyor. Enerji işçisinin öfkesi özel enerji şirketlerinin kapısına, sarı sendikaya dayanıyor, herkesin sustuğu bir anda iş bırakabiliyor ve bu öfke anti-propaganda dahil bütün ön kesme çabalarına rağmen DİSK/Enerji-Sen’de örgütlenmeye yöneliyor
AKP’nin enerji dağıtım faaliyetlerini özelleştirmesinin ardından, ülke geneline irili ufaklı onlarca firma faaliyete geçti. Kamu hizmeti yapmalarına karşın, kamu personeli statüsünde bulunmayan işçilerin ücretleri geçen süreç içerisinde tırpanlanarak, binlerce işçi açlık sınırının altında çalışmaya mahkum edildi. Özelleştirme öncesi teamüller gereği bugünün rakamlarıyla asgari 5200 TL olması gereken ücretler şimdi 3500-3800 TL civarında.
Özellikle pandemi döneminde kesintisiz çalışmaya devam eden enerji işçisinin sorunlarını görmezden gelen patronlar, her gün yüzlerce haneye işletmeye girip çıkan çalışanlarına maske, eldiven ve maske bile dağıtmadı. Tüm gün yürüyerek çalışan işçiler, kapanma dönemlerinde, dinlenme, yemek yeme ve tuvalet gibi insani ihtiyaçlarını karşılayabilecek yerler olmadığından mağdur edildi. Pandemi nedeniyle işsiz ve gelirsiz kalarak fatura ödeyemeyen yurttaşlar ile kesime zorlayan şirket arasında sıkıştırıldı.
Tüm bu zorlu çalışma koşulları altında işçiler örgütlü oldukları TES-İŞ Sendikası ile patronlar arasındaki TİS görüşmelerine kilitlendi. Batık enerji şirketlerinin maliyetten kısmak için işçi ücretlerine zam yapmaktan imtina etmesi ve sarı sendika TES-İŞ’in buna çanak tutması ile yılların birikimi dalga dalga yayılan bir öfke patlamasına yol açtı. İşçiler artık sarı sendika başta olmak üzere sınıf mücadelesini baskılayan geleneksel mekanizmalarla, ayak oyunlarıyla, beklentileri diri tutan kandırmacalarla zapt edilemiyor. Enerji işçisinin öfkesi özel enerji şirketlerinin kapısına, sarı sendikaya dayanıyor, herkesin sustuğu bir anda iş bırakabiliyor ve bu öfke anti-propaganda dahil bütün ön kesme çabalarına rağmen DİSK/Enerji-Sen’de örgütlenmeye yöneliyor.
Son üç ayın kısa özeti:
Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ) ile TES-İŞ arasında yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde sonuç çıkmayınca, sözleşmenin karara bağlanması Yüksek Hakem Kurulu’na kalmıştı. Görüşmelerde TES-İŞ yüzde 30 zam talep ederken, patron yüzde 15 zam teklifinde bulunmuştu. Yüksek Hakem Kurulu’ndan (YHK) patron ile sendika arasında bir karar çıkması beklenirken, ilk 6 ay yüzde 6, ikinci 6 ay ise yüzde 5’lik zam oranı çıkmıştı.
YHK’nin bu kararının ardından iki bine yakın enerji işçisi, ülke genelinde tam kapanma uygulamasının başladığı ancak işçilerin çalışmaya devam ettiği 30 Nisan günü BEDAŞ’ın Çağlayan’da bulunan işletmesi önünde işletmeyi protesto etti ve iş bıraktı. Yüzde 30 zamdan aşağısını kabul etmediklerini söyleyen işçiler , örgütlü oldukları TES-İŞ sendikasının sefalet ücreti dayatması karşısında etkili bir tutum almamasına da tepki gösterdi.
BEDAŞ’ta iki bine yakın enerji işçisi sefalet ücretine karşı iş bıraktı
BEDAŞ patronu Cengiz-Kolin ortaklığının iktidar ile yakın ilişkiler içerisinde olması mücadeleyi zorlu ve politik bir kavgaya dönüştürse de, “sabrımız kalmadı” diyen işçiler şirkete karşı da sarı sendikaya karşı da herkesin mücadelede kararlılıklarını dile getiriyor.
TES-İŞ’in patron yanlısı hamlelerinden sonra yola nasıl devam edeceklerini tartışan ve kararlarını geniş katılımlı oylamalarla alan işçiler %72’lik bir oyla DİSK/Enerji-Sen’e geçme kararı aldı. 7 Haziran’da DİSK Genel Merkezi önündeki kitlesel buluşmada bir araya gelen BEDAŞ işçileri toplu halde Enerji-Sen’e üye oldu.
Enerji-Sen’in örgütlenme hamlesinin önüne geçmek isteyen Cengiz Holding ise, BEDAŞ ile birlikte kendisine ait diğer enerji dağıtım şirketlerini (Yozgat, Sivas ve Tokat’ta faaliyet yürüten Çamlıbel AŞ, Akdeniz’de faaliyet yürüten Akden AŞ) birleştirerek işletme barajını yükseltti.
Ancak bu hamle ters tepti. BEDAŞ işçisinin başlattığı Enerji-Sen’de örgütlenme iradesi Cengiz’in diğer işletmelerine de yayıldı. Yüzlerce işçi TES-İŞ’ten istifa ederek Enerji-Sen’e üye oldu.
BEDAŞ işçileri sarı sendika saltanatını yıkıp DİSK/Enerji-Sen’e geçti
İşçilerin Enerji-Sen’de örgütlenme iradesini kırmak isteyen Cengiz ve TES-İŞ birçok hamlede bulundu. İşçilerin TES-İŞ’ten istifa ederek sefalet ücreti dayatmasına karşı çıkması karşısında işçiler üzerindeki baskılar artırıldı. İşçilerin iş dışı hareketlerini sınırlamaya yönelik düzenlemeler, TES-İŞ’in yarattığı hoşnutsuzluktan doğan boşluğu Hak-İş ile giderme hamleleri, işçilerden savunma isteme vb. uygulamalar peş peşe geldi.
TES-İŞ kendilerinden istifa eden işçilere, işveren ile anlaşarak 200 liralık ek ödeme aldıklarını ancak bu ek ödemenin yalnızca TES-İŞ üyesi işçilere ödeneceği ve TES-İŞ’ten istifa edenlerin toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı yalanını yayarak Enerji-Sen’e geçişin önünü kesmeye çalıştı. Ancak 4857 sayılı iş kanunun “Eşitlik ilkesi”ni düzenleyen 5. Maddesine ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39. Maddesine aykırı olan bu durumlar işçilerin iradesini kıramadı.
EnerjiSA’ya bağlı, Ankara ve Zonguldak’ta elektrik dağıtım faaliyeti yürüten Başkent Elektrik, İstanbul Anadolu Yakası’nda AYEDAŞ ve Adana’da Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ işletmelerinde çalışan işçiler de toplu sözleşme masasında TES-İŞ’in kendilerini yalnız bıraktığını, patronun teklifini işçilere rağmen kabul ettiklerini belirterek sarı sendikaya tepki gösterdi.
TES-İŞ ile EnerjiSA arasında %9+7’lik zam kararıyla toplu iş sözleşmesinin imzalandığı bilgisini alan işçiler, 7 Temmuz günü Ankara’da TES-İŞ binası önüne gelerek sendika yönetimini istifaya çağırdı. Öfke binanın kapısından içine taşındı ve TES-İŞ binası işçi sloganlarıyla yankılandı.
EnerjiSA işçileri sefalet zammına karşı sarı sendika TES İŞ’in kapısına dayandı
İstanbul’da ise Anadolu Yakası’na enerji dağıtım hizmeti veren AYEDAŞ’ta çalışan yüzlerce işçi 8 Temmuz günü EnerjiSA’nın Maltepe binası önünde toplandı. İşveren ile sarı sendika TES-İŞ arasındaki görüşmelerde resmi enflasyon oranı altında ücret artışı dayatılmasına tepki gösteren işçiler kendi aralarında bir heyet oluşturarak taleplerini EnerjiSA yetkililerine doğrudan iletti.
Enerji işçilerinin sefalet zammına isyanı büyüyor
Sözleşmelerin imzalanmadığını yalnızca mutabakat sağlandığını iddia eden TES-İŞ yönetimi işçilerin talepleri için firma yetkilileri ile yeniden görüşüleceğini savundu.
Yüreğir Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ’de çalışan enerji işçileri, işveren ile TES-İŞ’in imzaladığı toplu iş sözleşmesindeki zam oranlarına tepki olarak 9 Temmuz günü iş bıraktı. “Sefalet ücreti istemiyoruz” diyerek şirket önünde toplanan işçiler arıza, sayaç açma kesme işlemlerine çıkmayı reddetti. İşveren, kentteki şebekelerde meydana gelen arızlara, sayaç kesme-açma ve değişim işlemlerini mühendislere yaptırarak direnişi kırmaya çalıştı. Ancak işçiler eylemlerini sonlandırmadı.
EnerjiSA ile TES-İŞ arasındaki TİS’ten etkilenen Zonguldaklı işçiler ise TES-İŞ’in Zonguldak Şube Genel Kurulu’nu yapıldığı sırada TES-İŞ Genel Başkanı Ersin Akma’yı protesto etti. İşçilerin, “TİS’e imzayı kim attı?” sorusu, Akma tarafından yanıtsız bırakılırken, “İstanbul’da kata mı, Mercedes arabaya mı, boğazdaki yata mı, başkan bizi neye sattın?” yazılı pankart ile Akma protesto edildi.
12 Temmuz günü yüzlerce AYEDAŞ işçisi Enerji-Sen’in Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde düzenlediği buluşmaya katıldı. Artık işçinin çıkar ve iradesine sahip çıkan mücadeleci bir sendika istediklerini belirten işçilere seslenen DİSK/Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin, enerji işçilerinin hakkının toplu sözleşme düzenekleriyle savunulamayacağını belirterek, “Biz sizin yerinize daha iyi pazarlık ederiz demiyoruz. Biz pazarlık etmeyeceğiz. Sorunun çözümü bu salondadır. Biz enerji işçisi mücadele ettiğinde onun bir adım önünde oluruz, yapılmaz denen grevi yaparsa o grevi örgütleriz, işverenle görüşme yaptığımızda birlikte görüşürüz, süreci genel merkezden atanan temsilcilerle değil işçinin seçtiği ve geri çağırabildiği temsilcilerle yürütürüz ve en üst kurulumuz da o işçi temsilcilerinin meclisi olur” dedi.
Keskin, enerji işçisinin mücadelesinin Türkiye’nin mücadelesi olduğunu, insanca yaşanacak ücret ve güvenceli iş istedikleri gibi enerji dağıtım şirketlerinin de kamulaştırılmasını istediklerini belirtti. BEDAŞ’tan, İSPER’den ve Zondulgak’tan da katılımın olduğu, salondan söz alan işçilerin coşkulu konuşmalar yaptığı toplantıda enerji işçileri örgütlenme çalışmalarına ve mücadeleye Enerji-Sen’le birlikte devam etme kararı aldı.
Sendika.Org (Ozan Cırık)