Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Aile Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü’ne “Daha fazla ölmek istemiyoruz!” başlıklı bir dilekçe iletti. Dilekçede COVID-19 salgına karşı kamu emekçilerinin canlarını ortaya koyarak çalıştığı ancak yeterli tedbirlerin alınmadığı vurgulanarak yüzlerce sağlık emekçisi bu mücadelede hayatını kaybettiği halde Bakanlığın COVID-19’u meslek hastalığı olmadığını söylemesine tepki gösterildi ve kamu emekçilerine yönelik alınması gereken 14 acil sıralandı.
“Çarklar dönsün de gerisi bir şekilde halledilir”
Salgının kontrolden çıktığının artık gizlenemez hale geldiğini vurgulayan KESK’in dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:
Bu duruma gelinmesinde iktidarın pandeminin ilan edildiği 11Mart 2020 tarihinden buyana daha çok “Çarklar dönsün de gerisi bir şekilde halledilir” ile ifade edilebilecek sosyal ve ekonomik politikalarının belirleyici olduğunu düşünmekteyiz.
Salgın başladığı andan itibaren başta KPDK toplantıları ve sonrasında da yazılı görüş, öneri ve taleplerimizi ilettiğimiz halde Bakanlığınız değerlendirmelerimizi dikkate almamakta ısrar etmektedir.
Vaka sayılarının ortaya çıkan yeni mutasyonlarla birlikte salgının ilk aylarını da aşan boyuta gelmesine rağmen kamu işyerleri yüzeysel bazı tedbirler altında tam zamanlı ve dönüşümsüz olarak devam etmektedir.
Gerekli ve zorunlu tedbirler alınmalı
Kamu emekçileri hızla yayılan COVID-19 salgınına rağmen işyerlerinde canla başla çalışmaya devam ederken her gün yüzlercesi virüs kaparak hastalanmakta, kimisi yaşamını yitirmektedir. Sadece son 48 günde 16 eğitim emekçisi yaşamını yitirmiştir.
Mutasyona uğrayan virüsün bulaşma hızının ve öldürme riskinin bunca arttığı bir dönemde dahi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk’un “Evde hastalananlar var, nasıl meslek hastalığı kabul edelim?” şeklinde bir açıklama yapması Bakanlığın kamu emekçilerine, pandemi sürecinde fedakârca çalışma yürüten sağlık emekçilerine yaklaşımını da ele vermiştir.
Daha fazla can kaybı yaşanmadan bu yaklaşım ve politikalardan derhal vazgeçilmelidir. Kamu emekçileri canlarını ortaya koyarak kamu hizmeti vermeye çalışırken Bakanlık pandemiye karşı gerekli ve zorunlu tedbirleri vakit kaybetmeksizin almalıdır.
Önümüzdeki günlerde bizleri daha zorlu bir sürecin beklediğini vurgulayan KESK’in 14 talebi şöyle:
- Pandemi ile mücadelede başta gerçek vaka ve ölüm sayıları olmak üzere süreç tam anlamıyla demokratik ve şeffaf yürütülmeli, anti demokratik yönetim anlayışından vazgeçilmeli, Meclis’te bulunan tüm partiler, emek, meslek ve demokrasi güçleri, ilgili tüm kesim temsilcileri merkezi ve yerel süreçlere dâhil edilmelidir.
- Sosyal destekli 4 haftalık tam kapanma, kademeli açılma ve tam bir izolasyon hayata geçirilmelidir.
- COVID-19 illiyet bağı aranmaksızın sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmelidir.
- Hastanelerin yanında, güvenli açık alanlarda ve seyyar test yapılabilecek koşullar oluşturularak yaygın test yapılmalı, özellikle iş yerlerinde filyasyon çalışmalarına aksamaya yer vermeksizin devam edilmelidir.
- Güvencesiz kadrolarda çalışan personelin güvenceli kadroya geçmesi sağlanmalı, haklarında kesin yargı kararı bulunmayan ihraç tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilmelidir.
- Başta yoksul halk kesimleri olmak üzere halka parasız ve nitelikli maske dağıtılmalı, su ve hijyen ürünleri ücretsiz sağlanmalıdır.
- Aşıda patentin kaldırılmasına yönelik uluslararası alanda çaba yürütülmelidir. Tedarik sorunu hızlıca çözülmelidir.
- Başta sağlık, eğitim, PTT’de çalışan kamu emekçileri olmak üzere tüm kamu emekçileri hızlıca iki doz aşılanmalı, düzenli aralıklarla test yapılmalıdır.
- Okulların yüz yüze eğitime hazır hale getirilmesi için derslik sayısı arttırılmalı ve eğitime ulaşım imkânları sunulmalıdır.
- Sağlıklı ve güvenli bir eğitim için ihtiyaç duyulan öğretmen, temizlik ve sağlık personellerinin kadrolu olarak atamaları yapılmalıdır.
- Kalabalık okullarda, öğretmenler odası sayısı artırılmalı, öğrenci ve öğretmen tuvalet sayılarının artırılması için çalışma yapılmalıdır. Uzaktan eğitim yapan okullardaki derslikler geçici süreliğine yüz yüze eğitime devam eden ilkokullara ayrılmalıdır.
- KESK olarak kamuda uzaktan çalışma ve dönüşümlü çalışma gibi çalışma yöntemlerinin sadece pandemi dönemi ile sınırlanması gerektiğini, kamu emekçilerinin hak kayıpları yaşamasının önünü açan söz konusu modellerin kalıcı hale getirilmesine karşı olduğumuzu her platformda ifade ettik, etmeye devam ediyoruz. Hakeza Pandeminin başlangıcında yayınlanan, uzaktan çalışma ve dönüşümlü çalışma konularında yetki devrini çok geniş tutan Cumhurbaşkanlığı Genelgesinin kamu idarecilerinin keyfi tutumlarına yol açma tehlikesi barındırdığının altını daha ilk gün çizmiştik. Uzaktan çalışma ve dönüşümlü çalışmayı düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Genelgesi merkezde bakanlıkların, taşrada ise valilerin, belediye başkanların, üst düzey yöneticilerin inisiyatifine, hatta vicdanına bırakılmış, kimi illerde hiç uygulanmamış, kimisinde ise kısmen uygulanmıştır. Ancak 1 Haziran 2020 sonrasında kontrolsüz ve aniden geçilen normalleşme sonrasında kamu işyerlerinde kamu emekçileri çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Örneğin salgının tekrar yükselişe geçtiği bugünlerde Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları, Koro ve Toplulukları, kısacası sanat emekçileri büyük risk altındadır. Bu nedenle; kamu emekçilerinin mağduriyetinin giderilmesi için keyfiyete yol açmayan, uygulama birliğini-bütünlüğünü sağlamaya dönük düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Herhangi bir hak kaybına yol açmaksızın yarı zamanlı, vardiyalı, dönüşümlü çalışma, ücretli izin gibi uygulamalar hayata geçirilmelidir.
- Eşi ister kamuda ister özel sektörde çalışsın erkek-kadın ayrımı yapılmadan tüm kamu personelini kapsayan, dönüşümlü ücretli ebeveyn izni, herhangi bir hak kaybı yaşanmaksızın, hızlı bir şekilde hayata geçirilmelidir.
- Kronik hastalığı olan, engelli ve hamile (24 haftadan küçük hamilelikler de dahil) tüm kamu emekçilerine keyfi yorumlanmaya açık olmayacak netlikte idari izin hakkı tanınmalıdır.
Sendika.Org