Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektöre direnen akademisyenleri hedef aldı. Melih Bulu’ya yönelik istifa çağrılarına da değinen Erdoğan, “Melih Bey’i oraya atamaktan dolayı da bakıyorsunuz bazı televizyon kanalları ikide bir ‘istifa etmelidir’, yani yürekleri yetse ‘Cumhurbaşkanı da istifa etmelidir’ diyecekler” dedi
Tayyip Erdoğan, cuma namazı çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İstanbul Üsküdar’daki Hz. Ali Camii önünde açıklamalarda bulunan Erdoğan’ın gündeminde Boğaziçi direnişi de vardı.
Bir gazetecinin, “Sayın Cumhurbaşkanım İstanbul ve Türkiye’nin gündem başlıklarından biri Boğaziçi’ndeki olaylar. Olaylar esnasında gösterilere katılan ve destek veren bazı akademisyenler tespit edildi. Aralarında Osman Kavala’nın karısı da var. Hendek operasyonları devam ederken TSK’nin aleyhinde bildiri imzalayan akademisyenler de var. Boğaziçi olaylarını nasıl yorumluyorsunuz? Size göre bir öğrenci olayı mı?” sorusu üzerine Erdoğan şu yanıtı verdi:
“Şunu çok açık, net söylemeliyim. Sizler zaten tespit etmiş durumdasınız. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olayları, oradaki öğrencilerimizin bir olayı olarak tanımlamak, o şekilde kabul etmek mümkün değil. Bunun bir defa oradaki öğrencilerimizle yakından uzaktan alakası yok. Bu işin başını maalesef hem siyasetin bir boyutu çekiyor ki dün akşam işte görüyorsunuz dağdan beslenenlerin, yani HDP’nin Kadıköy’de yapmış olduğu çağrı ve oradaki gösteriler bunun çok açık, net ifadesidir. Aynı şekilde ana muhalefet partisinin başının bu işteki üstlendiği görev yine ortadadır. Bütün bunlarla beraber tabii ortak hareket ettikleri akademisyenler de bu işin içinde maalesef yer alıyor.”
“Ve bunu söylerken, şunu da söyleyeyim: Akademisyenlerin içerisinde bunu kabullenmeyenler de var. Ama akademisyenlerin içerisinde bu işe teşne olanlar da var. Bir defa birçoğu maalesef hala şunu öğrenememişler: Bu ülke bir hukuk devletidir. Bu hukuk devletinin içerisinde YÖK’ün yetki alanı var. YÖK’ün yetki alanının olduğu yerle birlikte bir de tabii bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın buradaki yetkileri var. Ve Boğaziçi Üniversitesi’yle ilgili bundan önce ben iki tane rektör atadım. Gerek Kadri Bey, gerek Barbarosoğlu. Onların atamasını da yine ben yapmıştım. YÖK teklifini yapmıştır, ben de onadım. Bunları ben yaptım. Ve şimdi de Melih Bey’le ilgili de dokuz tane aday önüme geldi. Ve bu dokuz adaydan bir tanesi olan Melih Bey’in yine aynı şekilde ben atamasını yaptım.
“Peki Melih Bey kimdir, nedir diye baktığımızda, iki farklı üniversitede rektörlük yapmış bir insan. ODTÜ’den gelme, Boğaziçi’yle yine ilişkileri olan bir insan ve alanında başarılı olan bir arkadaş. Ve kendisini oraya atamaktan dolayı da bakıyorsunuz bazı televizyon kanalları ikide bir ‘istifa etmelidir’, yani yürekleri yetse ‘Cumhurbaşkanı da istifa etmelidir’ diyecekler. Yani aynı zihniyet, biliyorsunuz şu Osman Kavala denilen, bu ülkede Soros’un adeta şubesi olan, temsilcisi olan kişinin karısı da yine aynı şekilde Boğaziçi Üniversitesi’nde bu provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır. Şimdi biz ülkemizi, böyle nadide bir üniversitemizi yani bunları alın istediğiniz gibi karıştırın mı diyeceğiz? Buna bizim bir defa müsaade etmemiz mümkün değil.
“Ve şunu da söyleyeyim: Amerika veya Avrupa Birliği ne diyorlar? ‘Biz Boğaziçi Üniversitesi’nde olanları kınıyoruz.’ Burada Amerika’ya ben şunu söylerim: Şurada seçim öncesinde Amerika’daki olaylardan demokrasi adına hiç utanç duymuyor musunuz? Oradaki olaylarda herkes birbirini nasıl tehdit etti, nasıl burada ırkçılıkta tavan yaptınız ve zenci vatandaşlarınızı oradaki polisler nasıl yere yatırıp öldürdüler, bunları dünyaya nasıl izah edeceksiniz? Macron öbür taraftan sesleniyor, Avrupa Birliği’nden. Ya Macron sen önce şu Sarı Yelekliler meselesini hallet. Şu anda bütün Sarı Yelekliler, vatandaşların sokaklarda. Bunu çözemiyorsun, sen önce bunu çöz. Benim ülkemde şu anda böyle bir sıkıntı yok, biz huzurluyuz. Biz rahatız. Ama şu anda bunlar, bizim de huzurumuzu kaçırmanın gayreti içerisindeler.
“Ana muhalefet bunu içinde. Muhalefetin diğer ayakları, işte dağdan beslenen, malum HDP bunun içinde. Ne yazık ki İP de bunun içinde. Ve bunlar şu anda, bunu karıştırmanın gayreti içindeler. Fakat karıştıramayacaklar, bu işi başaramayacaklar. Bu işi bir daha Gezi olaylarıyla aynı yere getiremeyecekler. Onun içinde bütün Emniyet teşkilatımız her türlü adımını kararlılıkla atıyor. İşte biz dün mesela YÖK-Anadolu işbirliği olarak külliyede bir oturum yaptık. Değerli arkadaşlar 76 üniversiteyle ben bu görevi devraldım. Şu anda 207 üniversite var. Bakınız karıştıra karıştıra sadece Boğaziçi Üniversitesi’ni karıştırdılar.
“Ama Boğaziçi Üniversitesi maalesef geri gidiyor. Şu anda 10 bin öğrenciye düştü. Melih Bey şimdi yeniden burayı ayağa kaldırma iddiasıyla gelmiş olan bir hocamız. Ve 206 üniversitede en ufak bir şey, sıkıntı yok. Bütün bu üniversitelerin hem fiziki altyapısı hem de akademisyen noktasındaki altyapıyla güçlü bir yapı ortaya çıkıyor, kimse kalkıp da ‘Ya 206 tane üniversite. 207. Boğaziçi Üniversitesi. Ne oluyoruz?’ Bu soruyu ekranlara çıkanlardan hiç duydunuz mu? Ekranlara çıkanlar hala kalkıp, bakıyorsunuz hem nalına hem mıhına. İşi de bilmiyorlar ha. Bilmeden konuşuyorlar. Dert? Bunların çoğu mikser ya. Bizim mikserlerle işimiz yok. Bizim hem milli olacak, hem yerli olacak ve bu vatanın, bu milletin sevdalısı olacak ve bir de Boğaziçi Üniversitesi’ndeki yavruların sevdalısı olacak. Oradaki yavruları teröre peşkeş çekmeyecekler. Çünkü dikkat edin, içeride bir şey yok. Ama yani siz kalkıp da rektörün odasını işgale yeltenirseniz ona da hoş geldin demezler.”
Sendika.Org