SGK yayımladığı genelge ile COVID-19’u iş kazası/meslek hastalığı olarak kabul etmedi. İTO Hukuk Bürosu da yayımladığı yazılı açıklama ile SGK’nin bu bildiriminin işvereni hukuki sorumluluktan kurtarmayacağını belirtti
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü 7 Mayıs tarihinde COVID-19’un sosyal güvenlik kapsamı hakkında bir genelge yayımladı.
Bu genelgede Dünya Sağlık Örgütü tarafından COVID-19’un pandemik (salgın) bir hastalık olarak ilan edildiği belirtilerek ve 5510 sayılı Kanun’un 15. maddesindeki “sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar, hastalık halidir” ibaresine atıf yapılarak; “COVID-19 virüsünün bulaşıcı bir hastalık olduğu dikkate alındığında, söz konusu salgına maruz kalan ve sağlık hizmet sunucularına müracaat eden sigortalılara hastalık kapsamında provizyon alınması gerekmektedir” denildi.
İstanbul Tabip Odası (İTO) Hukuk Bürosu da yayımladığı bir yazılı açıklama ile COVID-19’un “iş kazası/meslek hastalığı” kapsamına alınması gerektiğine dikkat çekti. İTO Hukuk Bürosu’nun yayımladığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
SGK’nın, sağlık hizmet sunucularına COVID-19 için “iş kazası/meslek hastalığı” olarak değil “hastalık” olarak provizyon alınması gerektiğini bildirmesi, açıkça hatalı ve anlaşılmaz bir durumdur. Üç satırla bildirilen bu görüşün, hangi hukuksal ve bilimsel ölçütler dikkate alınarak oluşturulduğu belirsizdir. Yanı sıra bu görüşün bağlayıcılığı da tartışmalıdır. Üstelik bir genelge ile kanunlarda tanımlanan yükümlülüklerin ortadan kaldırılması da mümkün değildir.
Yayımlanan açıklamada COVID-19’un meslek hastalığı sayılmaması konusunda SGK’ye şu soruları yöneltti:
- Öncelikle, Covid-19 virüsünün bulaşıcı bir hastalık olduğu, bu nedenle iş kazası ve meslek hastalığı olarak ele alınmayacağı bir ön kabul olarak ifade ediliyorsa, bu durumda SGK’nın başvuru ve şikayet üzerine yapmakla yükümlü olduğu soruşturmaları objektif şekilde yürütmesi beklenebilir mi?
- Sağlık hizmeti sunucuları, Covid-19 hastalarının iş kazası veya meslek hastalığı beyanlarını görmezden mi gelecektir?
- Sağlık hizmeti sunucularına yönelik yayınlanmış olsa da içeriğindeki “hastalık” vurgusu sebebiyle işverenlerin (işyeri hekimlerinin) iş kazası ve meslek hastalığı bildirim yükümlülüğü ortadan kalkmakta mıdır?
İlgili genelgenin işverenin iş kazası bildirim yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığına dikkat çekilen açıklama şöyle sürdürüldü:
Dolayısıyla işverence bildirim yapılmamasına rağmen hak sahiplerinin yapacağı şikayet ve başvurular ya da açacağı davalar ile iş kazası/meslek hastalığının tespit edilmesi halinde, kusur ve kusursuz sorumluluk ölçütleri çerçevesinde, mahrum kalınan maddi ve takdir edilecek manevi zarar işverene yükletilecektir.
Son olarak işyeri hekimlerinin bildirim yükümlülüğün altını yeniden çizmek isteriz. 2020/12 sayılı Genelge’nin, 6331 sayılı Kanun’da düzenlenen bildirim yükümlülüğünü, tıbbi deontoloji kurallarını ve yargı içtihatlarını ortadan kaldırması mümkün değildir. COVID-19 ile ilgili olarak işyeri hekimlerinin, vicdani ve mesleki kanaatleri ile mevzuat hükümleri doğrultusunda iş kazası/meslek hastalığı bildirimlerini yapmaları, hak kayıplarının önüne geçebilir.
Hukuk Bürosu’nun yayımladığı açıklamanın tam metnine ulaşmak için tıklayınız!
Sendika.Org