Halkevciler, Mersin’den 1 Mayıs tutsakları için seslendi. Eylemde “Arkadaşlarımızı, Taksim’i, bizden çaldığınız her şeyi geri alacağız” yazılı pankart açıldı. Eylemde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada “Gerçek suç Taksim Meydanı’nın yasaklanmasıdır” denildi. Arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep eden Halkevciler “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganıyla eylemi sonlandırdı
Mersin’de Güneş İşhanı önünde bugün (8 Mayıs) saat 12.30’da Halkevleri üyeleri 1 Mayıs günü ve 3-5 Mayıs’ta ev baskınları ile gözaltına alınanlardan 49 kişinin tutuklanması kararına karşı eylem yaptı. Eylemde “Arkadaşlarımızı, Taksim’i, bizden çaldığınız her şeyi geri alacağız” yazılı pankart açıldı.
Halkevleri GYK Üyesi Ali Deniz Karahan söz aldıktan sonra basın metnini Mersin Halkevi Şube Başkanı Aycan Özcan okudu. Açıklamaya Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinden kurum temsilcileri de katıldı.
Ali Deniz Karahan, 1 Mayıs meydanının Taksim Meydanı olduğunun altını çizerek yıllardır neden Taksim Meydanı’nın abluka altında olduğunu anlattı, tutuklu 49 kişinin derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Aycan Özcan açıklamada şunları söyledi:
1 Mayıs alanı Taksim Meydanı’dır. Taksim’e yürümek haktır. Tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın!
1 hafta içinde, 1 Mayıs’ta Taksim’e yürüyen ve bu sebeple oturdukları evlerin kapıları kırılarak gözaltına alınan 6 üyemizle birlikte toplam 49 arkadaşımız tutuklandı.
1 Mayıs günü binlerce insan emekleri ve özgürlükleri için sokaklarda buluştu. Saray’ın 1 Mayıs korkusu tüm İstanbul’u sarmış 4 ilçede 49 cadde trafiğe kapatılmış, 42 bin polisle işçi-emekçilere 1 Mayıs yasaklanmak istenmiştir.
İşçilere siyanürlü madenlerde ölmek yasak değil, kadınların sokak ortasında öldürülmeleri yasak değil, öğrencilere KYK yurtlarında ölmek yasak değil, emeklilerin açlık sınırının altında, sefalet ücretiyle yaşaması yasak değil ancak Taksim size yasak denmiştir!
Özcan kara propagandayı şöyle anlattı:
Bütün engellemelere, şiddete, kara propagandaya rağmen binlerin Taksim’e yürüme iradesi kırılamamıştır.
1 Mayıs’ın hemen ardından İstanbul Valisi Davut Gül “Devlet yarına bırakır yanına bırakmaz” açıklamasıyla 1 Mayıs’ta Taksim’e yürüyenleri hedef göstermiştir. 1 Mayıs günü ve sonrasında toplam 270i aşkın kişi için gözaltı kararı alınırken, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ikametlerinden gözaltına alınan arkadaşlarımızı “kaçtıkları yerden yakalandılar” yalanıyla kriminalize etmeye çalışmış, “gereği yapıldı” ifadeleriyle polis işkencesini aklamaya çalışmıştır.
Özcan “Taksim’de 1 Mayıs kutlamak meşrudur” diyerek ortada olan tek suçun, işçi sınıfının 1 Mayıs meydanı milyonların özgürlük alanı Taksim Meydanı’nın emekçilere yasaklanması olduğunu ifade etti.
Açıklama şöyle devam etti:
İktidar sürdürülen yoksullaştırma politikalarıyla her geçen gün daha da yaşanmaz kılınan hayatları için itirazını yükseltecek öfkesini bileyecek işçilerden, emekçilerden, kadınlardan, öğrencilerden korkmaktadır.
Bu 1 Mayıs’ta dört bir yandan Taksim’e yürüyenler; işçilerin, yoksulların, barınamayanların, geçinemeyenlerin, emeklilerin, kadınların, öğrencilerin iradesidir.
Halkevleri olarak Mersin’den sesleniyoruz: Bu iradeyi kara propagandanız, hedef göstermeleriniz, yasaklamalarınız yenemeyecek.
Saldırılara karşı insanca, onurlu bir yaşam mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Taksim biziz, arkadaşlarımızın arkasındayız.
Özcan açıklamada gerçek suçluları şöyle tanımladı:
Peki gerçek suçlular kimler?
Gerçek suçlular: Orta Vadeli Programla halka kemer sıkma politikalarını dayatanlar, halkı her geçen gün yoksullaştıranlar, emeğini ve haklarını çalanlardır.
Gerçek suçlular, halkların eşitlik, özgürlük ve barış özlemlerini bastırmaya çalışanlar, kadınların gençlerin özgürlük mücadelesini baskıyla sindirmeye çalışanlardır.
Gerçek suçlular, Filistin halkına yaşatılan zulüm karşısında İsrail’le ticari ilişkilerini kesmeyenlerdir.
Gerçek suç Taksim Meydanı’nın yasaklanmasıdır.
Özcan açıklamanın sonunda şunları söyledi:
Bizler Halkevciler olarak, Taksim mücadelesinin tüm bu politikalara karşı mücadele olduğunun bilinciyle yan yana omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz.
Taksim’e yürümek istediği için gözaltına alınan arkadaşlarımız, milyonların insanca yaşam talebine sahip çıkmıştır, Taksim’e yürümek istediği için gözaltına alınan arkadaşlarımız eşit, özgür ve kardeşçe yaşanacak bir ülke talebine sahip çıkmıştır.
Tutuklanan arkadaşlarımızın talepleri hepimizin talepleridir, milyonların talepleridir. Milyonları yargılayamazsınız. Arkadaşlarımız serbest bırakılsın.
Tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılana, halkın emeğine, haklarına çöken yağmacılardan kurtulana kadar mücadelemiz devam edecek.
Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Eylem sloganlarla sona erdi.
Sendika.Org