Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde çalışan bir güvenlik görevlisi merkezde yaşananları anlattı: “750 kişilik yerde 1500 kişi kalıyor. Çoğu yerlerde uyuyor. Binanın çoğunun camı kırık. Sınırdışı edilmek istemeyenler sürekli intihara kalkışıyor. Çalışanların da psikolojisi bozuldu”
Bianet’ten Evrim Kepenek ve Artı Gerçek’ten Fırat Yeşilçınar’ın haberine göre, mülteci kadına işkence ile gündeme gelen İzmir’deki Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde çalışan ve adının açıklanmasını istemeyen güvenlik görevlisi merkezde yaşananları anlattı.
Görevli, “AIDS olan bir kadını yüksek güvenlik katında tutuyorlardı. Hastalığı nedeniyle görevliler o kata çıkmak istemiyordu, ona yemek verilmiyordu. Başka bir mülteci kadın yemeğini götürürse yiyordu” dedi.
Geri Gönderme Merkezi’nin kapasitesinin 750 kişi olduğunu ancak bin 500 kişinin kaldığını söyleyen güvenlik görevlisi, mültecilerin mermer zeminde yattığını anlattı:
Denetim yapılacağı bilgisi bize önceden geldiğinden biz ortamı toplardık. Yerlerde uyuyanların battaniyelerini kaldırırdık. Normalin çok üstünde bir sayıda mülteciyi orada tutuyorlar.
AIDS olan bir kadını ‘yüksek güvenlik katı’ adı verdikleri alanda tutuyorlardı. Hastalığı nedeniyle hiç kimse bu kadına yemek vermek istemiyordu. Kadını herkesten ayrı tutuyorlardı. Görevliler yemeğini onun katına götürmek istemediğinden başka bir mülteci kadın ona yemek veriyordu. AIDS’li kadın tutulduğu alanda yerde yatıyordu. Kimse ile de görüştürülmüyordu. Kadını, sonra sınırdışı ettiler hangi ülkeye gönderildiğini bilmiyorum.
Burası deport (sınır dışı etme) alanı olduğu için kapılar sabah açılmıyordu. Kışın oda kapıları hiç açılmıyor. Yazın da hava çok sıcak olduğu için oda kapıları belli saatlerde açılıyordu.
10 metrekarelik odalarda altı kişinin kalması gerekiyordu. Bu alanda deport olmak isteyenler 6 ay hapis olarak kalıyordu. Bu alanda da mülteciler birbirinin dilini bilmediği için psikolojisi bozuluyordu. Hemen deport edilmek istiyordu. Gitmek istemeyenler de zorla deport ediliyordu.
Çok fazla üzerinde mülteci aynı alanda kaldığı için sürekli kendi aralarında da tartışmalar çıkıyor. Görevli sayısı da yetersiz. Bir vardiyada en az 25-26 görevli oluyor. Bu kişilerin de mültecilerle başa çıkması çok zor. Onlar kavga ettikleri zaman gardiyanlar da kameralar önünde bazen darp etmenin sınırını aşıyordu. Sınırı aşan 2 kişi şu an cezaevinde. Ama genelde gardiyanlar mültecileri kameraların olmadığı alanda darp ediyordu. Orada da darp ispat edilemiyordu. Gardiyanların da çalışma saatleri çok kötü. Çok fazla çalıştıkları için onların da psikolojisi bozuluyordu.
Deport olmak istemeyen mültecilerin intihara kalkıştığına dikkat çeken görevli, şöyle konuşuyor:
Bir gün bir mülteci gelip kendini doğradı. Gerekçesi de deport olmak istememekti. Binanın çok sayıda camı da kırık. Bu kırık camlardan atlamak istiyorlar. Deport olmak istemeyenler zorla götürülmek isteniyor.
Afrikalı mülteci bir kadın öldü. Herkes önce sıcaktan bayıldığını zannetti. Kadının ölümü resmi tutanaklara “doğal ölüm” olarak geçti. Afrikalı kadının ölüm nedeni araştırılmadı.
Sendika.Org