“Halk beni fark etti de, halkın benden ne istediğini ben fark edemedim”
“Gül Hasan”[1] adlı filmi ve bu filmi Tuncel Kurtiz’in yönettiğini bilen çok azdır.
1979 yılı yapımı bu filmde Müjdat Gezen, Yaman Okay, Savaş Dinçel, Özcan Özgür gibi ünlü oyuncular oynamış. Oyuncular arasında filme ismini veren Hasan Gül de vardır.
Filmde Tuncel Kurtiz’in canlandırdığı yönetmen Bay Okan ve çetesinin, İsveç’teki işçileri sinema filminde oynatma bahanesi ile dolandırması anlatılır.
Filmde başkarakterin isminin Bay Okan olması, “Otobüs” filminin yönetmeni Tunç Okan’ın ismini çağrıştırması, Tunç Okan ile ilgili şüpheler, söylentiler oluşmasına neden olur.
Tuncel Kurtiz, uzun bir söyleşide bu film hakkında şöyle der:
“Otobüs” filminde Tunç Okan’la anlaşamadık. Bundan sonra ben oturdum “Gül Hasan” diye bir film yaptım. Yine paramız yoktu ama arkadaşlarımız vardı. Film iyi satıldı. Biz iyi para kazandık. Nuri, benim 1969’daki tiyatro arkadaşım. Anadolu turnesi yapmışız. O da orada kabzımallık yapıyor. Paralarımızı tuttuk, Türkiye’ye geldik. 300 bin markımız vardı.[2]
Bu parayı Erden Kıral’ın yönettiği “Bereketli Topraklar Üzerinde” filmine yatırırlar.
Tunç Okan ise kendisi ile yapılan söyleşide ise “Gül Hasan” filmi hakkında şunları söyler:
“Gül Hasan” filmi daha ziyade Tuncel Kurtiz’in bana olan hıncıyla alakalı. Bir nevi öç alma girişimi.
Ben bu filmi daha yeni gördüm. Çirkince bir öç alma girişimi. Neymiş, Okan diye biri İsveç’e yönetmen olarak gelmiş de film çekeceğiz diye herkesi dolandırmış falan. İntikam almak için film yapılır mı?
Bazen olaylar garip bir yön alıyor. Duyduğuma göre “Gül Hasan” filminin maliyetinin önemli bir kısmını, bu filmde başrolü oynayan, “Otobüs”te de oynamış olan İsveç’te yaşayan terzi Hasan Gül sağlamış. Acaba ne karşılığında? Tuncel’in verdiği umutla meşhur olurum diye. Peki ben de tutup buna Tuncel Kurtiz, Hasan Gül’ü dolandırdı mı diyeyim?[3]
Hem “Otobüs” hem de “Gül Hasan” filmlerinde oynayan Hasan Gül kimdir?
“Otobüs” ve “Gül Hasan” filmleri ile ilgili neler söylüyordu?
Neden filmin adı “Gül Hasan” oldu?
Hasan Gül 1979 yılından sonra neler yaşadı?
Bu soruların yanıtlarına ulaşmak benim için oldukça zor oldu. Ulaşabildiğim kaynaklarda Hasan Gül hakkında çok az bilgi vardı.
İşçi Filmleri Festivali’nde 2016 yılında “Otobüsten İndiler: Son durak Stockholm”[4] isimli bir belgesel göstermiştik. Bu belgeselin yönetmeninden, belgeselde Hasan Gül’ün bir akrabasının da yer aldığını öğrenince bu ipucunu takip ettim ve sonunda Hasan Gül’e ulaştım.
Stockholm’de yaşayan Hasan Gül ile bir kaç defa uzun telefon görüşmesi yaptım.
Ayrıca İsveç’te yaşayan ve sinema doktorası yapan Tayfun Luxembourgeus kendisi ile benim sorularımı da içeren bir video söyleşi gerçekleştirdi.[5]
Ve sonunda oldukça ilginç bir Hasan Gül portresi ortaya çıktı.
Hasan Gül 1966 yılında 16 yaşında iken Konya’nın Kulu ilçesinden İsveç’e gelir. İlk 6 ay diğerleri gibi bulaşıkçılık yapar. Türkiye’de iken 4 yıl bir terzinin yanında çalışmış olması ona terzilik kapılarını açar. İsveç’te moda ve terzilik üzerine bir meslek okuluna gider.
Dönemin İsveç kralı gibi önemli şahsiyetlerin elbiselerini diken büyük bir terzi atölyesinde çalışır. Şansı yaver gider. Zamanla 40 kişinin çalıştığı kendi atölyesini kurar. Atölyesinde diktikleri ile İsveç’te İspanyol paça pantolonların yaygın ve ünlü olmasında önemli rol oynar. Genç yaşta Mustang otomobili olan, çok para kazanan, aynı zamanda kumar alışkanlığı olan birisidir.
Nurettin (Nuri) Sezer Türkiye’de 1969 yılında Tuncel Kurtiz’le Anadolu turnesine çıkan bir sahne teknisyeni iken İsveç’e işçi olarak gelir. Hasan Gül ile arkadaş olur. 1974 yılına kadar İsviçre’de yaşayan Tuncel Kurtiz ile Nuri Sezer sürekli iletişim halindedir.
Bu arada Tunç Okan “Otobüs” filmini yapmak üzere İsveç’e gelmiştir. Tuncel Kurtiz aracılığıyla Nuri Sezer ile, Nuri Sezer aracılığıyla da Hasan Gül’le tanışır. Böylece Hasan Gül “Otobüs” filmindeki ana karakterlerden birisini oynar.
Hasan Gül sinemayı çok sever. Sinema camiasının içindedir artık. Sinema camiası da onu ve parasını çok sevecektir.
Hasan Gül, “Kazandığımız para ile sinema yapacağız” diyen Nuri Sezer’i konfeksiyon atölyesine ortak yapar. O, İsveç’teki Türklerin sinema faaliyetlerinin sponsoru, destekçisidir artık. Hatta Hasan Gül’e göre İsviçre’den İsveç’e taşınan Tuncel Kurtiz’in taşınma masrafları atölye gelirlerinden karşılanır.
Tuncel Kurtiz “Gül Hasan” filmini İsveç’te yaşayan işçi Hasan Hitay Yalçın ve Hasan Gül’ün verdikleri para ile 1978 yılında çeker.
Hasan Gül 1979 yılında İstanbul’a gelir. Parası olan ve sinemayı seven birisi olan Hasan Gül, o dönemin sinema çevrelerine kolayca girer. Bir takım sinema projelerinde para harcamaya devam eder.
“Dönemeyenler” ismi ile “Otobüs” filminin devamı olacak bir film projesine girişir. İsveç’teki 6 işçinin Türkiye’ye dönememe hikâyesinin senaryosunu Selim İleri’ye yazdırır. “Dönemeyenler”in yönetmeni Arda Uskan olacaktır.
Kendi filminde oynayacak olan Hasan Gül dışında Ahmet Mekin, Halil Ergün, İsmet Ay gibi oyuncuların oynamasına karar verilir.
Hasan Gül bir gün tesadüfen Ahmet Mekin’in sahnesinin olduğu bir video filmini seyreder… Onun öyküsünün bir parçasının video olarak piyasaya el altından satıldığını görür. Ahmet Mekin’in sahnesi satılınca yönetmenle arasında güvensizlik oluşur ve filmi Arda Uskan’dan alır ve Vural Paker’e verir. Ancak “Dönemeyenler” filmi çekilemez.
Bu arada Hasan Gül de İsveç’e dönemez. Türkiye’de 12 Eylül askeri darbesi olmuştur. Darbe sonrası koşullar ve askerlik sorunu gibi nedenlerle hakkında Türkiye’den yurtdışına çıkış yasağı konulur. 1985 yılına kadar 6 yıl Türkiye’de kalmak zorunda kalır. İsveç’teki atölyesi kapanır, iflas etmiştir. Zorunlu askerlik hizmetini iki yıl olarak Denizli’de yapar. Askerlik yaparken “Gül Hasan” filmi Denizli sinemalarında vizyona girer. Komutanları ile birlikte ilk defa filmi izler, hatta film gösterimi öncesi sahneye çıkarak bir konuşma bile yapar.
1985 yılında İsveç’e döndükten sonra bir dizi başarısız iş macerasından sonra iş dünyasındaki şaşaalı günleri sona erer. Bugün 70 yaşındadır ve emekli olarak Stockholm’de yaşamını sürdürmektedir.
Telefonla yaptığımız söyleşimiz sırasında Hasan Gül’e “Gül Hasan” filmini sordum, şu yanıtı verdi:
“Gül Hasan” filmi güzel olmadı. Ben beğenmedim. “Otobüs” filminde Tunç Okan bize gerçekten yönetmenlik yaptı. Bize tarif etti, “Şöyle yapın” dedi. Tuncel bunları söylemedi, hiçbir şey tarif etmedi. “Gül Hasan” filminde bana senaryo bile vermediler.
“Gül Hasan” filminde dolandırıcı yönetmenin adı Bay Okan. Güya Tunç Okan bizi İsveç’te dolandırmış. Yok kardeşim. Aslan gibi herkesin parasını dağıttı.
Tuncel, Nuri ve diğerleri Tunç Okan’ın film makaralarını sakladılar. Tunç Okan tekrar para getirdi ve öyle alabildi filmlerini.
Tunç Okan hiç yanlış yapmadı.
Tuncel Kurtiz “Otobüs” filminin çekimleri sırasında Tunç Okan’a hakaretler etti. Tunç Okan sakin kaldı ama Tuncel Kurtiz’in “Otobüs” filminde oynadığı karakteri erkenden öldürdü.
O dönem Cumhuriyet gazetesinde yazan Atilla Dorsay’a mektup yazdım ve işin aslını anlattım. Ama o mektubumun sadece bir kısmını taraflı bir şekilde yayımladı.
“Gül Hasan” filminde Tarık Akan başrolde oynayacaktı. İsveç’e geldi, beraber İsveç’i gezdik. Bana filmde oynamak istemediğini söyledi. “Neden oynamıyorsun?” diye sordum. Tarık Akan ise “Tuncel ile ben ‘Sürü’ filminde oynadım. Tuncel’in yönetmenlik yapacağı filmde ben oynamam. Bana bir şey vermez bu film” dedi…
Hasan Gül ile yaptığım uzun söyleşide aşağıdaki sözü oldukça manidardı:
“Halk beni fark etti de, halkın benden ne istediğini ben fark edemedim.”
“Gül Hasan” filmindeki Hasan Gül’ün öyküsü, sinema tutkusunun arkasından çok şeyini kaybedenlerden sadece bir tanesi.
Dipnotlar:
[1] “Gül Hasan” filmini sinematek.tv’de izlemek için tıklayınız!
[2] Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi tarafından yapılan oyuncu retrospektifleri kapsamında 2009 yılında Tuncel Kurtiz ile uzun bir söyleşi yapılır. Söyleşinin tamamına sinematek.tv’den erişebilirsiniz.
[3] Tayfun Luxembourgeus tarafından doktora tezi kapsamında Tunç Okan ile gerçekleştirilen kitap olarak yayımlanmış söyleşiden alınmıştır. (Eşeğin Oğlu : Tunç Okan ile Sineması-Yaşamı ve Hayatın Anlamı Üzerine Bir Söyleşi / Kasım 2020 Doruk Yayınları )
[4] “Otobüsten İndiler: Son Durak Stockholm” belgeselini izlemek için tıklayınız!
[5] Tayfun Luxembourgeus tarafından Hasan Gül’ün evinde yapılan söyleşiyi sinematek.tv’den izlemek için tıklayınız!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.