Türkiye’nin geleceğini İstanbul belirleyecek – Mustafa Peköz

05 Kasım 2018 16:32

24 Haziran 2018 Genel Seçim sonuçları, HDP’nin İstanbul’da kilit parti olduğunu bir kez daha teyit etti denebilir. Bu nedenle, 31 Mart 2019’da İstanbul’u kazanmak isteyen her partinin HDP ile dengeli bir ittifak yapmak zorunda olduğu görülüyor

24 Haziran 2018 Genel Seçim sonuçları, HDP’nin İstanbul’da kilit parti olduğunu bir kez daha teyit etti denebilir. Bu nedenle, 31 Mart 2019’da İstanbul’u kazanmak isteyen her partinin HDP ile dengeli bir ittifak yapmak zorunda olduğu görülüyor

31 Mart 2019’da yapılacak Yerel Seçimler, Türkiye’nin geleceği bakımından oldukça önemseniyor. AKP iktidarı hem gücünü koruması ve cumhurbaşkanlığı sistemindeki yapısal değişiklikleri tamamlamak hem de bunları yerel iktidarla bütünleştirmek için 31 Mart 2019’da seçimleri mutlak olarak kazanmak istiyor. Özellikle Gülenci darbe girişiminden sonra MHP’nin aktif desteğiyle, hatta yönlendirmesiyle iktidar gücünü koruyan AKP ve Erdoğan, gelecek yerel seçimlerde MHP ile ittifak kurmadan tek başına girecek. İktidar ortağı MHP ise bir kısım önemli konularda ileri sürdüğü taleplerin AKP tarafından kabul edilmemesi nedeniyle desteğini çekti. Böylelikle AKP’yi cezalandırma yöntemini tercih ettiği anlaşılıyor.

Muhalefet için hem avantajlar hem de dezavantajlar bulunuyor. Merkezde duran CHP’nin kimlerle nasıl bir ittifak yapacağı ve bunun boyutlarının ne olacağı konusunda bir netliği yok. Ülke genelinde bir ittifaktan kimse bahsetmiyor. Daha çok illerden ilçelere doğru yerel ittifakların kurulması öncelikli olarak ön plana çıkıyor. Özellikle büyükşehir belediyelerde kurulacak ittifakın boyutları konusunda kimsenin somut bir önerisi ve talebinin olmaması, yerellerde ittifakların kurulmamasının AKP’yi yeniden yerellerde iktidar yapma olasılığı bulunuyor.

İstanbul, Mersin, Adana gibi batının stratejik illerinde HDP’nin seçim taktiği ve planlaması da sonucu önemli oranda etkileyecektir. Bu nedenle İstanbul başta olmak üzere birkaç ilde kilit konumda bulunan HDP’nin vereceği karar sonuçları ciddi oranda etkileyecek gibi görünüyor. Yani HDP’nin batı kentlerinde hata yapma lüksü bulunmuyor.

Hiç şüphesiz ki yerel seçimlerde de birkaç şehir ön plana çıkıyor. Örneğin seçmeninin yüzde 32’sini oluşturan İstanbul-Ankara-İzmir illerinde ortaya çıkacak sonuçlar Türkiye’deki politik denklemi mutlak olarak belirler. Bu iller içerisinde hiç şüphesiz ki İstanbul tek başına belirleyicidir. Seçmen kitlesinin yüzde 19’unu barındıran İstanbul, 10,5 milyonluk seçmen kitlesiyle dengeleri büyük ölçüde belirleme potansiyeline sahip. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’u kazanamazsak Türkiye genelinde kaybederiz” değerlendirmesi geçerliliğini koruyor.

Seçimlerin objektif analiz edilmesi, özellikle muhalefetin önümüzdeki süreci doğru okuması bakımından bir değerlendirmeye ihtiyaç var. Çünkü böyle bir değerlendirme, seçmen kitlesinin tercihlerinde de bir kısım farklılıklar ortaya çıkartıyor. Yerel seçimlerde ise çok daha farklı faktörler ön plana çıkıyor ve sonucu etkiliyor.

7 Haziran 2015-24 Haziran 2018 genel seçimlerinde İstanbul

7 Haziran 2015’teki Genel Seçim baz alındığında AKP’nin İstanbul ortalaması yüzde 40,9, CHP’nin yüzde 29,4, HDP’nin yüzde 12,4, MHP’nin yüzde 11 ve Saadet Partisi’nin (SP) ise 2,1 olarak gerçekleşmiş. AKP en yüksek oyu yüzde 42,7 ile 2. bölgede, CHP en yüksek oyu yüzde 32 ile 1. bölgede, HDP en yüksek oyu yüzde 14,5 ile 3. bölgede, MHP yüzde 11,5 ile 3. bölgede ve SP ise yüzde 2,5 ile 3. bölgede almış.

24 Haziran 2018’de ise AKP yüzde 41,7, CHP yüzde 26,6, HDP ise yüzde 12,5 civarında oy aldı. MHP yüzde 8,1, İyi Parti yüzde 8 ve Saadet Partisi yüzde 1,4 oy alabilmiş. MHP’nin ciddi oranda oy kaybı yaşayacağı hesaplandı. Rakamlar yüzde 11’den yüzde 8’e gerilediğini gösteriyor. Burada oylarının bir kısmını İyi Parti’ye kaptırırken AKP’den de nispeten oy aldığını gösteriyor. İyi Parti’nin ise MHP’den beklenen oyu alamadığı, özellikle CHP’den kendisine oy kayması olduğu görülüyor.

İstanbul’da ortaya çıkan sonuçlar, önümüzdeki seçimlere yönelik belirlenecek planı etkileyecektir. Yerel seçim ile genel seçim arasındaki bazı temel farklılıklara rağmen ortaya çıkan sonuçların doğru okunması gerekiyor. Özellikle 24 Haziran 2018’deki tabloyu baz alarak bazı değerlendirmeler yapmak nispeten daha gerçekçi olacaktır. Bu değerlendirmeler yapılırken birkaç noktaya dikkat çekmek gerekir. Öncelikli olarak 7 Haziran 2015’teki sonuçlar dikkate alındığında CHP ile HDP’nin oy oranının toplamı yüzde 41,85’tir ve bu oran AKP’nin oyundan fazladır.

24 Haziran 2018’deki seçimlerde ise CHP ve HDP’nin toplam oyu yüzde 39,3’e gerilemesine rağmen, önümüzdeki seçimde ikisinin toplamının AKP’ye yakın veya geçme olasılığı oldukça yüksek. İyi Parti’nin oylarının CHP’ye yönelme olasılığı dikkate alındığında AKP’nin çok ilerisinde bir oya ulaşılması pekala mümkün. MHP’nin güçlü adaylarla girme olasılığı dikkate alındığında AKP ile ittifakın kurulmaması İstanbul’daki değişimi etkileyen bir faktör olabilir.

24 Haziran: İstanbul’da bölgelere göre oy dağılımı

24 Haziran 2018’de yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Milletvekili Genel Seçimi, politik dengelerin değişmesine yol açtığı gibi önümüzdeki seçimlerde ittifak ilişkilerinin de yeniden tanımlanmasını zorunlu kılacak gibi görünüyor. Hemen her seçimde olduğu gibi 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimde de özellikle İstanbul bütünüyle belirleyici olacaktır.

Seçmen kitlesinde sürekli yaşanan artış nedeniyle İstanbul, Mart 2019’da Türkiye’nin bütün politik denklemini etkiler. Bu nedenle İstanbul’da 24 Haziran 2018’de ortaya çıkan tablo, önümüzdeki yerel seçimdeki planlamayı da etkileyecektir.

İstanbul 10,5 milyon seçmen kitlesiyle Türkiye’deki seçmen kitlesinin yaklaşık yüzde 19’unu temsil ediyor. Kullanılan oy sayısı 9,3 milyon ve geçerli olan oy sayısı ise 9,15 milyon olarak gerçekleşmiş. İstanbul’da kullanılmayan oy sayısı yaklaşık 1,3 milyondur. Bu oran yüzde 12’ye tekabül ediyor.

Ayrıca İstanbul’da seçimlere katılım yüzde 88 ile yüksek bir oranı oluşturuyor. İstanbul’daki oyların yüzde 36,1’i 1. bölgede,  yüzde 28,9’u 2. bölgede, yüzde 35’i ise 3. bölgede bulunuyor. Böylelikle her bölge, başlı başına bir büyükşehir statüsünde olan bir ilden daha fazla seçmen kitlesine sahip bulunuyor. Bu nedenle her bölgedeki durumun ayrıca analiz edilmeye ihtiyacı var.

24 Haziran: İstanbul’da partilere göre oy dağılımı

İstanbul üç seçim bölgesinden oluşuyor. Her bölgenin kendisine özgü, sosyolojik, sosyo-politik faktörleri olmakla birlikte diğer seçimlerde olduğu gibi seçmenin ekonomik, etnik, dini ve ideolojik eğilimleri seçim sonuçlarını etkilemektedir. 24 Haziran sonuçlarına göre İstanbul’da, AKP her üç bölgede açık ara farklı birinci parti durumundadır.

AKP’nin üç bölge toplamında almış aldığı oy sayısı 3,8 milyon olup toplam oyların yüzde 41,7’isini oluşturuyor. İkinci konumda olan CHP’nin almış aldığı oy ise 2,4 milyon olup bu oran olarak yüzde 26,6’ya tekabül etmektedir. HDP ise İstanbul’un üçüncü büyük partisi olarak 1,2 milyon civarında oy almış olup bu oran olarak yüzde 12,5’e tekabül ediyor. Aynı sosyo-politik kökenden gelen MHP 742 bin, İyi Parti ise 737 bin oy aldılar. Bunların her birinin oy oranı yüzde 8 civarındadır. Saadet Partisi ise 136 bin oyla İstanbul’daki genel oyların yüzde 1,4’ünü alabildi.

Üç bölgedeki ilçelerin durumunu incelemeden önce 24 Haziran 2018 seçimlerinin kendisine özgü bazı noktalarına dikkat çekmek gerekir. Bu seçimlerde İyi Parti ile MHP arasındaki dengenin önümüzdeki seçimlere nasıl yansıyacağı hiç şüphesiz ki önemlidir. Bu iki partinin kendi adaylarıyla seçime girme kararı almış olması, 31 Mart 2019’daki seçimi etkileyecektir.

Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerindeki CHP oylarının ciddiye alınabilir bir kısmı İyi Parti’ye gitti.

Meral Akşener’in güçlü bir çıkış yapacağı beklentisi nedeniyle özellikle CHP’nin ulusalcı-Kemalist eğilimi, İyi Parti’ye oy verdi.  Ancak beklenen olmadı ve İyi Parti, barajı çok zor aşabildi. CHP’nin güçlü olduğu birçok ilçede oyların İyi Parti’ye yönelmesi nedeniyle AKP’nin bu ilçelerde önce geçtiği veya ciddi bir denge sağladığı görülüyor. CHP geleneğinden gelen ama İyi Parti’ye oy veren bu kesim, 31 Mart 2019’de yapılacak olan yerel seçimde yeniden CHP’ye oy vereceklerdir. Dolayısıyla 24 Haziran 2018 seçimlerinin İstanbul’daki sonuçlarının önümüzdeki yerel seçimde ciddi oranda değişmesi pekala mümkündür.

24 Haziran 2018 Genel Seçim sonuçları, HDP’nin İstanbul’da kilit parti olduğunu bir kez daha teyit etti denebilir. Bu nedenle, 31 Mart 2019’da İstanbul’u kazanmak isteyen her partinin HDP ile dengeli bir ittifak yapmak zorunda olduğu görülüyor. Örneğin, İstanbul’da AKP’nin oy oranı yüzde 41,7 olarak gerçekleşmiş. Buna karşılık CHP+HDP ise  yüzde 39 olarak gerçekleşmiş. AKP’nin ekonomik ve politik olarak yıpranması,  İyi Parti’nin oylarının yeniden CHP’yi akması olasılığı dikkate alındığında AK Parti’nin İstanbul’u kaybetmesi sürpriz olmaz. Ayrıca üzerinde duracağımız üzere burada önemli olan CHP’nin kapsayıcı olması ve politik dengeleri iyi hesaplamasıdır.  HDP’nin dışlandığı, hesaba katılmadığı, yerel ittifakın karşılıklı tavizler ve kazanımlar üzerinde yürütülmediği koşullarda İstanbul’daki yerel iktidarın değişmesi oldukça zor olacaktır. Bu gerçeğin görülmesi son derece önemlidir. Her ilçenin özgün durumu dikkate alındığında kurulacak ittifakın ne kadar önemli olduğu görülecektir.

24 Haziran: İstanbul 1. bölgede partilere göre oy dağılımı

İstanbul’un Anadolu Yakası, 1. bölgeyi oluşturuyor. 14 ilçenin bulunduğu 1. bölgede AKP’nin oy oranı yüzde 40, CHP’nin oy oranı yüzde 29, HDP’nin oy oranı yüzde 11, MHP’nin yüzde 8 ve İyi Parti’nin de yüzde 8,2 olarak gerçekleşmiş. 1. bölgede CHP ve HDP’nin oy toplamı yüzde 40’tır. Yani her iki partinin oy toplamı AKP’ye eşit görünüyor.

Ataşehir Belediyesi bugün CHP’nin elindedir. Ancak 24 Haziran 2018 seçim sonuçlarına dikkat edildiğinde AKP’nin aldığı oy 99 bin, CHP’nin 90 bin, HDP’nin 30 bin, MHP’nin 19 bin, İyi Parti’nin ise 21 bin olarak gerçekleşmiş. İyi Parti’nin bu düzeyde yüksek oy alması esasen CHP’den yüksek oranda geçişlerin olduğunu gösteriyor. CHP, HDP veya İyi Parti ile ittifak yapmadan Ataşehir’i kaybetmesi pekala mümkündür. Aynı şekildi bugün CHP’nin 1. bölgedeki önemli belediyelerinden biri olan Kartal’ı da kaybetme riski taşıyor. Kartal ilçesinde AKP’nin oyu 114 bin, CHP’nin 97 bin, HDP’nin 33 bin, MHP’nin 23 bin ve İyi Parti’nin 26 bin oyu bulunuyor. Eğer CHP Kartal’da seçimi garantilemek istiyorsa HDP ile ittifak yapmak zorundadır. Yerel seçim nedeniyle İyi Parti’den küçük bir oy kalması olsa da Kartal’ı garantilemenin yolu da HDP’de geçer.

İttifak yapılmadığı taktirde Ataşehir ve Kartal belediyelerinin AKP’ye geçmesi sürpriz sayılmamalıdır.

Halihazırda AKP’nin elinde bulunan Sancaktepe’de de 24 Haziran’a göre AKP’nin oy oranı yüzde 42,5’tir. CHP’nin oy oranı yüzde 23, HDP’nin ise yüzde 19’dur. CHP ve HDP ittifakı matematiksel olarak Sancaktepe ilçesinin kazanılacağını gösteriyor.

AKP’nin elinde olan bir diğer belediye ise Üsküdar’dır. AKP’nin buradaki oy oranı yüzde 41,6’dır. CHP’nin yüzde 29,3 ve HDP’nin yüzde 8,7 olan oy oranlarının toplamı yüzde 38’dir; AKP’yle aradaki farkın kapanması da oldukça mümkündür.

Çekmeköy’ün ittifakla geçilmesi de yüksek bir olasılıktır. Aynı şekilde İyi Parti’yi kapsayacak bir birliktelikle Tuzla ve Şile’de de AKP’nin kaybetmesi yüksek bir olasılıktır. AKP’nin Çekmeköy, Beykoz, Sultanbeyli, Ümraniye ve Pendik’teki mutlak bir üstünlüğüne karşılık CHP’nin de Adalar, Kadıköy ve Maltepe’de mutlak bir üstünlüğü bulunuyor.

24 Haziran: İstanbul 2. bölgede partilere göre oy dağılımı

İstanbul 2. bölgede 3 milyondan fazla seçmen bulunuyor. Bunlardan 2,6 milyonu 24 Haziran’da oy kullanmıştı. AKP’nin ikinci bölgedeki oyu yüzde 44,3 iken, CHP’nin oyu yüzde 24,7 olarak gerçekleşmiş. HDP’nin yüzde 12, MHP’nin yüzde 8 civarında, İyi Parti’nin yüzde 7 ve Saadet Parti’nin ise yüzde 1,5’tir. AKP’nin 2. bölgede büyük bir farkla önde olduğu görülüyor. CHP ve HDP’nin oy oranlarının toplamı yüzde 36,7’dir. MHP ve İyi Parti’nin seçimlerde alacağı tutum 2. bölgedeki denklemi belirleyecek gibi görünüyor.

2. bölgede her parti için kritik alanlar bulunuyor denebilir. AKP’nin Bayrampaşa, Esenler, Kâğıthane, Gaziosmanpaşa ve Sultangazi de mutlak bir üstünlüğü bulunuyor. CHP’nin de Beşiktaş ve Şişli’de değişmez bir üstünlüğü söz konusu. CHP’nin elinde bulunan Sarıyer’de ise ciddi bir kırılma oluşmuş görünüyor. AKP’nin bu bölgeyi alması sürpriz sayılmaz. Örneğin Beyoğlu, Eyüpsultan hatta Fatih ve Zeytinburnu’nda AKP’nin mevcut belediyeleri kaybetmesi olasılığı küçümsenmemelidir.

 

24 Haziran: İstanbul 3. bölgede partilere göre oy dağılımı

İstanbul 3. bölgenin seçmen sayısı yaklaşık 3,7 milyon civarında olup, bu sayı toplam seçmen sayısının yüzde 35’ini oluşturmaktadır. AKP’nin 3. bölgedeki oy oranı yüzde 41, CHP’nin yüzde 25,3 ve HDP’nin yüzde 14,1 olarak gerçekleşmiş. Aynı sosyolojik tabanda hareket eden MHP yüzde 8,3 ve İyi Parti ise yüzde 8,2 oy oranına ulaşmıştır. Bütün beklentileri altüst eden Saadet Partisi oy oranı ise yüzde 1,3’tür.

AKP’nin Arnavutköy, Bağcılar ve Güngören’de mutlak bir hâkimiyeti var. CHP’nin ise Bakırköy’de mutlak bir üstünlüğü görülüyor. 24 Haziran 2018 seçimlerindeki oy oranları dikkate alındığında bugün CHP tarafından yönetilen Avcılar, Beylikdüzü ve Büyükçekmece gibi ilçeleri AKP’nin kazanma olasılığı bulunuyor. Avcılar’da AKP’nin oyu yüzde 35,1’dir. CHP’nin oyu yüzde 33,2 iken HDP’nin yüzde 13,1 ve İyi Parti’nin ise yüzde 8 civarındadır. Avcılar’da HDP ve CHP’nin toplam oy oranı yüzde 46,3 civarındadır. Aynı şekilde Büyükçekmece’de AKP’nin oyu yüzde 37,8 buna karşılık CHP’nin yüzde 32,9’dur. HDP’nin oyu ise yüzde 9 civarındadır. CHP ve HDP’nin toplam oy oranı ise yüzde 41,9 oluyor. Beylikdüzü’nde AKP’nin oyu yüzde 35,9 ve CHP’nin ise yüzde 33,4 olarak verilmiş. İyi Parti yüzde 10, HDP de aynı şekilde yüzde 10’dur. Böylece AKP, CHP’nin elinde bulunan bu üç belediyede öne geçmiş bulunuyor.

Tersten AKP’nin de 3. bölgede kaybedebileceği önemli ilçeler bulunuyor. Örneğin Türkiye’nin en kalabalık ilçelerinden Esenyurt’ta AKP’nin kaybetme olasılığı oldukça yüksek görünüyor. AKP’nin Esenyurt’taki oyu yüzde 38,8 olarak verilmiş. Buna karşılık CHP’nin yüzde 22,5 ve HDP’nin de yüzde 22 oy oranı bulunuyor. İki partinin toplamı yüzde 44,5’tir. Aynı şekilde Türkiye’nin en kalabalık ilçelerinden bir diğeri olan Küçükçekmece’de de AKP’nin oyu yüzde 37,9 civarındadır. CHP’nin yüzde 27,6 ve HDP’nin ise yüzde 13,4’dür. İkisinin toplamı yüzde 41 oluyor.

İstanbul’u kazanmak fiilen Anadolu’yu kazanmaktır

Daha önce birkaç yazıda vurguladığım temel bir noktayı hatırlatmakta yarar görüyorum: İstanbul aynı zamanda illerin ve bölgelerin sosyo-kültürel geleneğinin yaşandığı bir megapoldür. İstanbul, Anadolu’nun sosyolojik yansımasıdır. İstanbul’u tanımak bir bakıma Anadolu ve Mezopotamya’yı tanımaktır. İstanbul, çok kültürlü ve çok yönlü sosyal dinamikleri içerisinde barındıran bir metropoldür. Anadolu’nun sosyolojik yapısı ile mega-kent kültürünün buluştuğu İstanbul’u kazanmak fiilen Anadolu’yu kazanmaktır. İstanbul ile Anadolu arasındaki etkileşim tahminlerin ötesinde derin ve güçlüdür.

Karadeniz, İç Anadolu ve Kürt illeri merkez olmaz üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gelip İstanbul’a yerleşen nüfus yaklaşık 9,6 milyondur. Bu rakamlar sürekli olarak değişmekle birlikte İstanbul’un sosyo-kültürel yapısı bakımından bize bir fikir veriyor.

Bölgelerin nüfus yoğunluğu doğal olarak politik ilişkilerde ciddi bir toplumsal baskıya yol açmaktadır. Siyasi partiler, aday belirlerken, illerin ve bölgelerin nüfus durumunu, sosyal ilişkilerini hesaba katmak zorunda kalmaktadırlar. Göçün sosyolojik ve tarihsel nedenleri ciddi bir araştırmayı gerektirmekle birlikte Anadolu illerinden İstanbul’a 740 bin göçle en çok nüfus veren il Sivas’tır. Bunu 553 bin ile Kastamonu, 511 bin ile Ordu, 487 bin ile Giresun, 462 bin ile Tokat, 422 bin ile Samsun, 400 bin ile Trabzon, 398 bin ile Malatya, 392 bin ile Erzurum takip ediyor.

İstanbul’un önemli olduğu ve genel değişimin kapısı olacağı politikayla az çok yakın ilişkisi olanların bileceği bir durumdur. Farklı boyutlarda ortaya koyduğumuz veriler ve bakış açısı aynı zamanda İstanbul’un nasıl kazanılacağını gösteriyor.

Sonuç

AKP, İstanbul’da kaybederse, Türkiye’de kaybeder. Tersten, İstanbul’da kazanır ise bütünlüklü hâkimiyetini sağlamada önemli bir dönemeci geçmiş olur. AKP, MHP’nin desteğinden yoksun bir şekilde yerel seçime gidiyor. 24 Haziran’a göre AKP’nin İstanbul’daki oy oranı yüzde 41,7 ve MHP’nin oy oranı yüzde 8,1’dir. MHP kendi adaylarıyla gireceğine göre AKP ciddi oranda zorlanacaktır.

AKP’de ciddi bir yıpranma var. Ekonomik sorunlar, toplumun alt katmanlarını etkiledikçe mevcut sorunlar çok daha ciddi oranda artacak. AKP’nin yıpranması seçim sonuçlarına yansıyacaktır. Özellikle yerel alanlardaki tepkilerin çok daha somut olarak hissedilmesi küçümsenmemelidir. Devlet aygıtı elinde olmasına rağmen AKP, sanıldığı gibi, özellikle İstanbul’da avantajlı bir konumda bulunmuyor. Örneğin 3. Havalimanı’nın günde ancak beş uçağın inip-kalkabileceği konumda olmasına rağmen zorlamayla Erdoğan tarafından açılması, psikolojik üstünlüğü yakalama çabasıdır. Yani Erdoğan’ın kişisel hâkimiyetinin de tek başına yeterli olmama olasılığı oldukça fazla.

MHP’nin İstanbul’da güçlü aday arayışında olduğu anlaşılıyor. Böylelikle hem mevcut oyunu korumaya çalışacak hem de AKP’deki milliyetçi oylarını kendisinde somutlaştırarak, AKP üzerinde baskıyı arttırma ve politik etki alanını genişletmeye çalışacaktır. İstanbul’da AKP’nin kaybetmesi aynı zamanda MHP ile kurulan çok yönlü ittifakın sonlanması anlamına gelir. Böylelikle 31 Mart 2019 sonrasında politik denklemin yeniden dizayn edildiği bir süreç başlar.

İyi Parti’nin, seçim taktiği henüz net olmamakla birlikte öncelikli olarak HDP ile kesinlikle bir araya gelmeyecek ve böyle bir izlenim vermeyecektir. Buna karşılık CHP ve Saadet Partisi ile yerel ittifaklara yönelecek gibi görünüyor. İyi Parti, İstanbul’daki mevcut oyunu ciddi oranda kaybetme tehlikesi taşıyor. Özellikle CHP’den İyi Parti’ye giden oylar, göstereceği adaya bağlı olarak yeniden CHP’ye yönelebilir.

CHP’de ittifak arayışı var. Ancak bunu daha çok İyi Parti ve Saadet Partisi’yle doğrudan yürütmek istiyor gibi bir izlenim veriyor. CHP’nin İstanbul’u alması için öncelikli olarak HDP’nin oylarına ihtiyacı var. HDP olmaksızın İstanbul’u kazanması mümkün değil. Bu nedenle doğrudan veya dolaylı olarak HDP ile masaya oturmak zorundadır. “Biz aday gösteririz, HDP tabanı desteklesin” gibi bir bakış açısı CHP’ye kesin kaybettirir. HDP ile yapacağı bir kısım görüşmeler dışında, göstereceği aday profili de son derece önemlidir. Kürt kitlesinin kabul edebileceği bir adayın olması çok önemlidir.

HDP, özellikle İstanbul, Adana ve Mersin’de kilit parti konumundadır. İstanbul’da kuracağı ittifak son derece önemlidir. Yerellerdeki ittifak görüşmelerinde HDP çok yönlü alternatiflere hazır olmalı ya da kendisi sunmalıdır. HDP’nin oy potansiyeline uygun yerel kazanımları elde etmesi önemlidir. HDP’nin resmi olmasa da gayri resmi olarak Celal Doğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP’ye önermesi birçok bakımdan yanlıştır. Doğan’ın sanıldığı gibi ciddi bir etki gücü bulunmuyor. Kazanma şansı yok. Ayrıca politik çizgi olarak Ergenekon’un ‘sol’ kulvarında bulunan birinin iki de bir gündeme getirilmesi de ayrı bir politik açmazı oluşturuyor.

Yerel ittifakların mutlaka ilan edilmesi ve resmileştirilmesi gerekmez. Böyle bir zorunluluk konulmadan partiler arasındaki görüşmelere göre şekillenmelidir.

HDP, Batı’da önemli bir ilçeyi yönetmeye talip olmalıdır. Örneğin Esenyurt bunun için son derece gerçekçidir. CHP de kendisini İstanbul’u yönetmeye ayarlamalıdır. Karşılıklı dengeler ancak çok yönlü kurulabilir.

mustafapekoz65@gmail.com

Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.