Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rus ve Türk askeri yetkililerin Suriye’nin İdlip vilayetinde kurulacak “silahsızlandırılmış bölge”nin sınırları üzerinde mutabakat sağladığını açıkladı
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rus ve Türk askeri yetkililerin Suriye’nin İdlip vilayetinde kurulacak “silahsızlandırılmış bölge”nin sınırları üzerinde mutabakat sağladığını açıkladı
Rusya’nın Soçi kentinde 17 Eylül’de düzenlenen Erdoğan-Putin zirvesinde kararı alınan İdlip’te “silahsızlandırılmış bölge”nin sınırlarının belirlendiği açıklandı.
Rus haber ajansı Sputnik’in haberine göre, Moskova’da Bosna Hersek Dışişleri Bakanı İgor Crnadak ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Rus ve Türk askeri yetkililer, önceki gün İdlib’deki silahsızlandırılmış bölgenin kesin sınırı üzerinde mutabakat sağladı. Dolayısıyla, Soçi’de varılan anlaşmaları ifa süreci, son derece aktif şekilde ilerliyor” dedi.
Rusya ve Türkiye’nin İdlip kararını “ara adım” olarak nitelendiren Lavrov, “silahsızlandırılmış bölge”nin Suriye ordusuna ve Hmeymim üssüne saldırıları engelleyeceğini kaydetti.
Lavrov, “Bu elbette ara adım, zira sadece bir silahsızlandırılmış bölge kuruluyor. Ancak bu aynı zamanda gerekli bir adım, zira bu bölgenin kurulması, İdlip gerilimi azaltma bölgesinden Suriye ordusu mevzilerine ve Hmeymim’deki Rus üssüne saldırıları önleme imkanı sunacak. İdlip anlaşması, her şeyden önce terör tehdidinin ortadan kaldırılmasını amaçlıyor” ifadelerini kullandı.
Lavrov, Nusra Cephesi (yeni adıyla Şam’ın Fethi Cephesi) militanlarının ve tüm ağır silahların ekim ayı ortasına doğru silahsızlandırılmış bölgeden çıkması gerektiğini de söyledi.
Öte yandan Lavrov’un, YPG-QSD kontrolünde bulunan ve ABD’nin askeri destek verdiği Fırat doğusunu “Suriye’nin bütünlüğüne yönelik ana tehdit” olarak nitelendirmesi ve buradan gelen tehdidin yükseldiğini belirtmesi dikkat çekti.
Suriye muhalefetinin İdlip anlaşmasının ülkenin bütünlüğünü bozacağı yönündeki değerlendirmelerine değinen Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu değerlendirmelerin BM Güvenlik Konseyi kararında altı çizilen Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterme amacına hizmet ettiğini söyleyemeyiz. Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik ana tehdit, ABD’nin doğrudan kontrol ettiği ve fiiliyatta bağımsız özerk yapıların kurulduğu Fırat’ın doğusundan yükseliyor.
İlgili haberler:
Sendika.Org