İdlip operasyonu konusunda Tahran’da Rusya-İran-Türkiye liderleri arasında düzenlenen üçlü zirve sonrası, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “İdlip Çıkmazı: Uluslararası Sistemin Yeni Sınavı” başlıklı bir yazı kaleme aldı
İdlip operasyonu konusunda dün (7 Eylül) Tahran’da Rusya-İran-Türkiye liderleri arasında düzenlenen üçlü zirve sonrası, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Daily Sabah gazetesinde “İdlip Çıkmazı: Uluslararası Sistemin Yeni Sınavı” başlıklı bir yazı kaleme aldı
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Daily Sabah gazetesinde “İdlip Çıkmazı: Uluslararası Sistemin Yeni Sınavı” başlıklı bir makale kaleme aldı.
Suriye savaşının, yedinci yılında kaos, insani dram ve siyasi çalkantı üretmeye devam ettiğini belirten Kalın, sağlam ve sürdürülebilir bir siyasi çözüm olmadan devam eden siyasi ve askeri çatışmaların yalnızca mevcut krizi daha da tırmandıracağını söyledi.
Dünyanın, Suriye halkına ekseriyetle sırtını döndüğünü, Suriye halkının acılarına desteklerin sözde kaldığını, esas aktörlerin savaşı durdurmak için ya çok az şey yaptığını ya da hiçbir şey yapmadığını aktaran Kalın, şu ifadeleri kullandı:
İdlip’e yönelik herhangi bir saldırı ölüm ve yıkımdan başka bir şey getirmeyecek olup hem Cenevre hem de Astana süreçlerindeki tüm siyasi çabaları baltalayacak, bu da Esed rejiminin ahlaksız bir zaferi olacaktır.
İdlip’in Astana anlaşması kapsamında bir çatışmasızlık bölgesi olduğunu hatırlatan Kalın, şunları kaydetti:
Üç garantör ülke olan Türkiye, Rusya ve İran burada askeri gözlem noktaları kurdu. Türkiye’nin 12 gözlem noktası bulunuyor. Türk askerlerinin varlığı, muhtemel bir saldırıyı önlemenin tek garantisi. Zira Rus savaş uçakları ve rejim kara kuvvetleri, Türk askerleri oradayken bir saldırı gerçekleştirmeyi göze alamaz (sivilleri ve meşru, ılımlı muhalif güçleri umursamadıklarını biliyoruz). Terörist grupların ortadan kaldırılması gerekçesiyle İdlip’e yapılacak herhangi bir saldırı Astana sürecini baltalayacaktır.
Avrupa için savaşın sonlanmasının öncelik teşkil etmediğini ve şimdiye kadar bu konuda kayda değer bir öneri ya da çaba göremediklerini, Avrupa ülkelerinin temel kaygısının 2015 ve 2016’da olduğu gibi yeni bir göç dalgası ile karşı karşıya kalmak olduğunu belirten Kalın, bu konuda Avrupa devletlerinin Türkiye’nin yanında yer aldığını ve bu dayanışmanın güçlenmesinin önemli olduğundan söz ederek şunları ekledi:
Askeri çatışmayı sonlandırma, siyasi çözüme ulaşma ve mültecilere sahip çıkma yükünü Türkiye dahil hiçbir ülke tek başına taşıyamaz. Avrupalılar bir adım daha öne çıkarak elini taşın altına koymalıdır.
Sendika.Org