Ertem’in yazılarında hep rastladığımız üzere bugünkü yazısında da katılmamız gereken çıplak doğrular, naif beklentiler, abartılı istatistikler ve de yanlış referanslar var
Ertem’in yazılarında hep rastladığımız üzere bugünkü yazısında da katılmamız gereken çıplak doğrular, naif beklentiler, abartılı istatistikler ve de yanlış referanslar var
Cemil Ertem’in bugün (23 Kasım) Milliyet‘teki Türkiye’nin dünya ekonomisinde yeni konumlanışı üzerine olan yazısı, kaderimizin en üst düzeyde hangi tavsiyelere dayanılarak belirlendiğini göstermesi bakımından çok önemli.
Ertem’in yazılarında hep rastladığımız üzere bu yazıda da katılmamız gereken çıplak doğrular –mesela “Batı’nın 2008’de başlayan ancak kapitalizmin en derin krizi ve dönüşümü olarak niteleyeceğimiz şimdiki süre(ç)…”–, naif beklentiler –mesela, “Türkiye gibi ülkeler tam da 20. yüzyıldan çok daha farklı bir yol izleyerek, yalnız kendilerinin değil, dünyanın da bu krizden çıkmasına katkıda bulunacaklardır”, abartılı istatistikler ve de yanlış referanslar var. Bu son konuda da, Angus Maddison’a referansla verilen Batı’daki kişi başına gelir artış istatistikleri ve dönemsel karşılaştırmalar yanlış.
Ertem, “…İngiliz iktisat tarihçisi, Angus Maddison’un ‘Contours of the World Economy; 1-2030’ kitabına başvuralım. Maddison, burada 1820’den 2030’a kadar olan süreci Doğu-Batı büyüme oranlarını vererek ve karşılaştırarak anlatır. Maddison, kapitalizmin 1952-1978 arasındaki kişi başı gelir artışının, 1700-1820 dönemindeki artışın 28 katı, 1820-1952 arasındaki artışın da üç katı olduğunu belirtir” diyor.
Maddison’ın kitabı klasikleşmiş bir kaynak; elimin altında olduğu için hemen baktım. Kitabın 70. sayfasındaki Tablo 2.1 muhtemelen Ertem’in yararlanmaya çalıştığı tablo. Tablonun konuya ilişkin kısmını aşağıda veriyorum.
İlk yanlış aktarma Maddison’ın ilgili istatistikleri Doğu-Batı ayrımı yaparak sunduğu iddiası. Tablodan da görüleceği üzere karşılaştırma Batı –ki, Batı Avrupa, ABD, Kanada ve Yeni Zelanda katılmış bu gruba– ile dünyanın geri kalan kısmı arasında yapılıyor.
İkinci yanlış aktarma dönemleştirme; 1820 ve 1973 Maddison’ın çok sık kullandığı dönem sonu/başı tarihler olmasına rağmen 1952 ve 1978 Batı’daki gelişmelere ilişkin sık kullandığı, herhangi bir dönemin başını ya da sonunu gösteren tarihler değil. Bahsi geçen kitapta da bu tarihler daha çok Çin ekonomisindeki değişikliklere referansla kullanılıyor.
Üçüncü ve bence daha önemli olan Batı’nın kişi başına gelir seviyelerindeki artışın yanlış ve abartılı olarak aktarılması. Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere, Batı’nın kişi başına reel GSYH’si 1820’de 1202 dolar, 1950’de 6297 dolar ve 1973’te ise 13379 dolardır. Bu verileri karşılaştırarak 1820-1950 ve 1950-1973 arası kişi başına gelirin kaç kat arttığını görelim ve bu artışların Ertem’in yukarıdaki alıntıda kaydettiği gibi olup olmadığını kontrol edelim.
1820-1950 arası artış % 424 ve 1950-1973 arası artış ise % 112’dir. Yani, 1820-1950 arası artış 1950-1973 arası artışın çok üstündedir. O zaman, Ertem’in iddiasının, yani “1952-1978 arasındaki kişi başı gelir artışının … 1820-1952 arasındaki artışın .. üç katı olduğunu(n)..” doğru olması imkansızdır. Bu yanlışın Maddison’a atfedilmesi ise, en hafif ifade ile ayıptır.
Neydi o atasözü? “Kılavuzu karga olanın…”
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.