Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Güna: “Bizlere düşen görev geleceğimize sahip çıkmak; eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim mücadelesini büyütmektir”
Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay dershanelerin kapatılması tartışmaları üzerine bir basın açıklaması yayımlayarak “Bu kavgada bizlere düşen görev geleceğimize sahip çıkmak; eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim mücadelesini büyütmektir” dedi
Dershanelerin kapatılması tartışmaları üzerine basın açıklaması yapan Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay yaşananları “rant ve iktidar kavgası” olarak değerlendirdi.
“Bugün itibariyle dershane kavgasında yeni bir aşama yaşanıyor diyen” Nuri Günay şunları söyledi:
Basında yer alan haberlere göre Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarlarının hazırladığı yasa tasarısıyla dershanelerin tamamen kapatılması hedefleniyor. Bilindiği gibi Bakan Nabi Avcı yeni düzenlemeyle dershanelerin yalnızca Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinden çıkartılarak bağımsız ticari kuruluşlar olarak faaliyetlerine devam edebileceğini ifade etmekteydi. Basında yer alan haberlere göre önümüzdeki dönem dershane ve etüt merkezlerinin tamamen kapatılacağı iddia ediliyor.
Son dönemde siyasi çıkarlar uğruna kavga edilen alanların başında eğitim geliyor.
Milyonlarca çocuğu ve genci ilgilendiren eğitim, egemenlerin çıkar kavgalarında kullanılıyor. Ancak şunu ifade etmeliyiz ki ne binlerce dershanenin sahibi olan Gülen cemaati öğrencilerin eğitim hakkının derdindedir ne de AKP iktidarının dershanelere olan mecburiyeti ortadan kaldırma gibi bir derdi vardır. Dershaneleri “hizmet hareketinin” en önemli ayağı olarak tarif eden cemaat ve çevresi milyon dolarların döndüğü bir gelir kapısının kapanmasını istememektedir. Aynı zamanda bilindiği gibi dershanelerin önemli bir kısmı cemaatler için kritik bir örgütlenme alanıdır. Bu nedenle AKP’nin bu hamlesi “eğitime büyük darbe” olarak yansıtılmaya çalışılmaktadır.
AKP ise eğitimde hedeflediği ve uygulamaya koyduğu neoliberal-gerici adımların en büyüğünü 4+4+4 sistemiyle atmıştı. 4+4+4 aynı zamanda sonraki kapsamlı adımların önünü açan bir düzenlemedir. Ard arda gelen düzenlemeler, hazırlanan yasalar bunu göstermektedir. Dershane ve etüt merkezlerini tamamen kapatmayı hedefleyen bu yasa tasarısı aynı zamanda başka yıkıcı düzenlemeleri de içermektedir. AKP’nin derdi sermayenin eğitim alanındaki payının sürekli arttırılmasıdır. Bu yüzden sermaye sahiplerine “Özel okul açın” demektedir. Diğer yandan da iktidar içi mücadelede cemaatin alanını sınırlamaya çalışmaktadır.
Bahsedilen tasarıya göre bilim insanları ve eğitimcilerden oluşması gereken; ancak AKP’nin 10 yıldır kadrolaşma ataklarıyla böyle bir özelliği tamamen ortadan kaldırılan Talim Terbiye Kurulu’nun bütün yetkilerinin kaldırılıp, danışma kurulu gibi bir konuma çekilmesi amaçlanıyor. AKP ele geçirdiği kurumların bile bile kendisini denetlemesini istememektedir.
Yine tasarı öğretmenlere dönük de yeni bir saldırı adımını içeriyor. Yıllardır eğitim fakültesinden mezun olmanın mesleğe başlamak için yeterli olması gerekirken, KPSS barikatıyla engellenenen öğretmenlere yeni bir engel daha hazırlanmaktadır. Sınavı kazanan öğretmenler eğer tasarı yasalaşırsa bir de mülakata alınacaktır. Bu mülakatlarda kimlerin eleneceği, kimlerin şanslarının çok yüksek olacağı ortadır.
Bütün bu düzenlemeler AKP’nin cemaatle girdiği çıkar kavgasının gölgesinde yapılmak istenmektedir. Başbakan 2007 yılından bu yana ihtiyaç duyduğu her dönem konuyu gündeme getirdi. “Biz bazıları para kazansın diye Anadolu’daki vatandaşların daha çok sömürülmesine izin vermeyeceğiz” diyerek dershaneleri kapatma sebebini halkın sömürülmesine engel olmak gibi göstermeye çalıştı. Halbuki biliyoruz ki dershane sayısındaki patlama AKP döneminde yaşanmıştır. Bununla birlikte AKP kapanacak dershanelere “Özel okula dönüşün” diye önermektedir. Dert halkın sömürülmesi değildir. Diğer yandan önümüzdeki dönem okullarda son dönem kaldırılan paralı kursların tekrar açılması da planlamalar arasındadır. Sınav odaklı eğitim sisteminde dershaneye mecbur bırakılmış öğrencilerimizin bu defa okullarda açılacak etüdlere mecbur kalması muhtemeldir.
Bizler evet dershanelerin kapatılmasını istiyoruz. Dershaneler sınav odaklı eğitim sistemine son verilerek kaldırılmalıdır. Aynı zamanda özel okullar da kapatılmalıdır. Eğitim kamusal bir hak olarak bütün yurttaşlara eşit, parasız şekilde sağlanmalıdır. Yüzbinlerce ataması yapılmayan öğretmenimizin mesleğe başlamasının önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır. Eğitimin müfredatı gerici, ırkçı, cinsiyetçi bütün içeriklerden temizlenmeli; bilim insanları ve eğitimcilerden oluşan, iktidardan tamamen bağımsız kurullar tarafından oluşturulmalı ve denetlenmelidir.
Bizler, ne dershanelerin aslında halkın yararına çalıştığını vaaz edenlerin ne de “Dershaneleri kaldırıyoruz” diyerek yeni yıkım yasalarını bize dayatanların yalanlarına inanmıyoruz. Bu kavgada bizlere düşen görev geleceğimize sahip çıkmak; eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim mücadelesini büyütmektir.
Sendika.Org