Termik santral karşıtı mücadelede hukuki kazanım elde eden Karabiga Çevre Platformu Sendika.org’ye konuştu
Çanakkale İdare Mahkemesi Karabiga’da yapılmak istenen termik santral hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca verilen ÇED olumlu kararını oybirliğiyle geçersiz kıldı.
Karar hakkında Sendika.Org’ye konuşan Karabiga Çevre Platformu sözcüsü Aslı Badem uzun yıllardır devam eden mücadeleleri için bu gelişmenin olumlu bir etki yaratacağını ve ülkenin dört bir yanında mücadele edenlere de umut ve güç vermesini istediklerini söyledi.
Uzun süredir termik santrale karşı mücadele eden, ÇED toplantılarını engellemekten yürüyüşlere kadar birçok eylem yapan Karabiga halkı termik santrali istemiyor. Mahkeme tarafından alınan kararla birlikte artık bölgede termik santralin gündemden düşmesini istiyor.
Aslı Badem, Radikal gazetesinde Karabiga Belediye Başkanı Muzaffer Karataş’ın devletin bir enerji politikası olduğunu vurgulayarak santralin, eksiklikleri tamamlandıktan sonra’ yeniden devam edeceğini’ söylemesine ilişkin de ortada bir mahkeme kararı varken belediye başkanının neden böyle konuştuğunu anlamadıklarını ve kendisini kınadıklarını ifade etti. Belediye başkanının giderek halkın değil şirketin belediye başkanına dönüştüğünü söyledi.
Karabiga beldesinde CENAL Elektrik tarafından kömürle çalışacak enerji santralı, liman, kül depolama sahası ve derin deniz projesi yapılmak isteniyor. Milli park alanları ve dünya mirası Kaz Dağları’nın bulunduğu bölgeye yapılmak istenen termik santral gündeme geldiğinden bu yana protesto ediliyor
Karabiga Çevre Platformu sözcüsü Aslı Badem sitemize yaptığı açıklamada şirketin hukuksuzluklarla süreci ilerlettiğini ifade etti. 26 Mart’ta belediyenin ruhsatsız çalışma nedeni ile şantiyeyi mühürlemesine rağmen şirketin harfiyat çalışmalarına devam ettiğini, kendilerinin ise 2 Haziran’da mahkeme heyeti ile birlikte alana giderek ruhsatsız çalışmayı bir kez daha belgelediklerini söyledi. Bu hukuksuz çalışmanın yöre halkına “şirketle baş edilmez” duygusunu yaymak için sürdürüldüğünü söyleyen Badem insanların iş, aş, ekmek diyerek ikna edilmeye çalışıldığını ancak sağlıktan, doğadan ve gelecekten önemli bir şey olmadığını düşünerek mücadeleyi sürdürdüklerini belirtirken mahkeme kararının hakkında ise “bu daha başlangıç mücadeleye devam” dedi.
Çanakkale Çevre Hakkı Meclisi’nden Mehmet Öztürk de Sendika.org’ye yaptığı açıklamada şirketin çevre ve şehircilik bakanlığı bürokratları ve belediye başkanını doğrudan etkilediğini ifade etti. CHP’li Belediye Başkanı’nın önceleri termik santral karşıtı mücadelenin öncülerinden olduğunu, eylemlerde yer aldığını ifade eden Öztürk şirketin girişimleri sonucu Başkanın zamanla fikir değiştirdiğini ve aktif bir termik santral savunucusuna dönüştüğünü söyledi. Aslı Badem’in ifadelerine göre de belediye başkanlığı mahkeme kararının duyurulması için anons yapılması isteklerini reddetmiş. Öztürk bürokratların da şirket lehine çalıştığını söylüyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürü’nün de daha önce halkın yaptırmadığı bir ÇED toplantısı sırasında “toplantı yapılmıştı” tutanağı hazırlamaya çalıştığı ve halk tarafından tepki ile karşılandığını ve bölgeden jandarma eşliğinde ayrılmak zorunda kaldığını anlatıyor. Öztürk karara ilişkin ise şirketin hukukun etrafından dolanmayı deneyeceğini ancak halk istemediği sürece termik santrali yapamayacaklarını ifade etti.
Dünya mirasına kömürlü santral
Radikal gazetesinden Serkan Ocak’ın haberine göre dava Madra Dağı ve Kaz Dağı Belediyeler Birliği Başkanı Cahit İnceoğlu, Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkele Şube Başkanlığı ile Biga Çevre Derneği tarafından santrala verilen ÇED olumlu kararının durdurulması istemiyle açılmıştı. Geçen yıl açılan dava 19 Temmuz 2013’te sonuçlandı. Oybirliği ile bakanlık tarafından santrala verilen izin durduruldu.
“Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkı vardır”
Mahkemenin aldığı kararda, Anayasanın 35’inci Maddesi’ne göre herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına sahip olduğu hatırlatılarak termik santralın neden o bölgede kurulmaması gerektiği anlatıldı. Kararda “Dava konusu işlem kapsamında, termik santralın yapımına başlanılması ve işletmenin çalışmaya geçmesi durumunda, çevreye olacak etki ve yapılan yatırımlar açısından telafisi güç ve imkânsız zararlar doğacağı açıktır” denildi.
Kararda iki inşaat, bir ziraat, bir çevre mühendisi ile bir arkeolog tarafından bölgede yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan rapora da atıfta bulunuldu. Bilirkişi raporunda santralın tarım ve hayvancılık açısından uygun olmadığı, santralın kurulması için belirlenen yerin hemen yakınında Priapos antik kentinin bulunduğu, santralın yerleşim yerlerine en az 1 kilometre uzaklıkta olması gerekirken 200-300 metre uzaklıkta olduğu, santralın zeytin ağaçlarını nasıl etkileyeceği konusunda ÇED raporunda bilgi olmadığı vurgulanmıştı.
Kararda ayrıca termik santralın antik kentin kalıntılarına zarar vermeyecek olmasına rağmen, inşaat ve işletme aşamasında deniz suyuna ve deniz canlılığına, yerleşim yerlerine, tarım arazilerine, insan yaşamına telafisi güç zararlar vereceği belirtilerek, bakanlık tarafından verilen ÇED olumlu kararının yürürlüğü durduruldu.
Mahkeme kararının yanı sıra, termik santralın yapılacağı bölgede başka bir keşif daha yapıldı.
3 Haziran 2013’te santralın yapılacağı alana giden iki uzman 250 bin metrekarelik alanda inşaat ve hafriyat yapıldığını tespit etti. Ruhsatsız ve kaçak denilen bu faaliyet de Asliye Hukuk Mahkemesi’ne bildirildi.
.
Radikal, Sendika.Org