Emniyet Genel Müdürlüğü gazetecilere “terör” haberi nasıl yapılır öğretmek için iki günlük bir seminer düzenliyor. Uygulamayı protesto eden muhalif gazeteciler bir araya gelerek meslek etiği ve onuruna sahip çıktılar. Emniyet Genel Müdürlüğü gazetelerdeki kimi haberlerin “terör propagandası” niteliği taşıdığını öne sürerek Ankara’da 6-7 Kasım tarihlerinde Polis Akademisince Emniyet Medya Güvenlik Analisti Semineri düzenleyerek gazetecilere terör […]
Emniyet Genel Müdürlüğü gazetecilere “terör” haberi nasıl yapılır öğretmek için iki günlük bir seminer düzenliyor. Uygulamayı protesto eden muhalif gazeteciler bir araya gelerek meslek etiği ve onuruna sahip çıktılar.
Emniyet Genel Müdürlüğü gazetelerdeki kimi haberlerin “terör propagandası” niteliği taşıdığını öne sürerek Ankara’da 6-7 Kasım tarihlerinde Polis Akademisince Emniyet Medya Güvenlik Analisti Semineri düzenleyerek gazetecilere terör haberi yapmayı öğretiyor!
Polisin bu uygulamasına karşı Atılım gazetesinin çağrısıyla bir araya gelen basın kuruluşları, çeşitli kişi ve gazeteciler bu uygulamaya karşı bir deklerasyon yayınladı. Deklerasyonu imzalayanlar arasında yer alan Devrimci Demokrasi, İşçi Köylü, Kaldıraç, Alınteri ve Atılım gazetesi bugün 11.30’da İçişleri Bakanlığı önünde bir araya gelerek oluşturulan metini kamuoyuna deklere etti.
Yapılan açıklamada okunan ve ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, ÇGD Yönetim Kurulu üyeleri Ömer Leventoğlu, Nusret Doğruak, Ebru Dönmez, Mehmet Açıktan, Ayşe Karabat, Tarık Hatipoğlu, Ekrem Meral, Prof. Dr. Metin Kazancı, gazeteci Ergülen Toprak, Birgün Gazetesi Ankara Temsilcisi Nuri Kayış, gazeteci Fevzi Argun, yazar Temel Demirer, yazar Sibel Özbudun, Devrimci Demokrasi, İşçi Köylü, Kaldıraç, Alınteri, Atılım, sendika.org, Halkın Sesi’nin imzaladığı deklerasyonun tam metni şöyle.
Polis gazetecilik öğretecek!
Emniyet Genel Müdürlüğü, 6-7 Kasım’da basında güvenlik alanında görev yapan muhabirlere 2 günlük ‘özel’ bir seminer veriyor. Emniyet Medya Güvenlik Analisti Semineri adı altında yapılan toplantıda, gazetecilere, terör ve istihbarat konularında haber yazarken dikkat dilmesi gereken konulara ilişkin bilgi vereceğini açıkladı. Emniyet bu seminerin gerekçesini, “yayınlanan bazı haberlerin terör örgütlerinin propaganda niteliği taşımasından duyduğu rahatsızlık” olarak belirtti.
Seminer geçtiğimiz günlerde ABD’ye giden Emniyet Müdürlerinin dönüşünün hemen akabinde gelmesiyle dikkat çekiyor. Yakın zamanda ülkemizde çokça tartışma yaratan TMY, TCK’nın 301. maddesi, basında sansür gibi tartışmaların ardından gerçekleşen bu toplantı, biz gazetecilerin basın özgürlüğüne yönelik endişelerini arttırmakta.
Emniyet, yasal sansürün ötesinde, gazetecilere nasıl haber yapılacağını öğretme arayışına girmiştir. Halkın zaten kısıtlı olan haber alma özgürlüğü bu hamle ile resmi söylemin çerçevesine sıkıştırılmaktadır. Devlet son dönemde yaptığı gazete baskınları, gazeteci tutuklamaları, 301 vesilesi ile aydın ve yazarların yargılanması ile zaten Abdülhamit dönemini aratmayan uygulamalara imza atmıştı. Şimdi ise gazetecilerin yerine polis muhabiri tahsis etmeye çalışarak tam anlamıyla bir andıç’ın altına imza atıyor.
Genel Kurmayın yıllar önce yaptığı kendi gazetecini yetiştir taktiğini şimdi de polis, polis devleti modelini kendine rehber alarak kendi gazetecilerini yetiştiriyor. Doğası gereği muhalif ve iktidarı sorgulayan bir çizgide olması gereken basın, polisin kavramları ve diliyle habercilik yapmaya zorlanıyor.
Biz bu ülkede yayın yapan özgür muhalif basın olarak, bu ülkede ayaklar altına alınmış ya da alınmak istenen gazetecilik onuruna böyle bir dönemde sahip çıkmaya kararlıyız. Yaratmaya çalıştığınız andıç’a rağmen, sansür ve keyfi engellemelerinize rağmen halkın haber alma özgürlüğünün tarafları olmaya devam edeceğiz. Bugün basının asıl sorunu düşünce ve ifade özgürlüğün dayalı bir yayın yapabilmek iken ve bugün yapılacaksa, “basın özgürlüğü” adı altında seminerler yapılması gerekirken Emniyet Genel Müdürlüğünün bu yaptığı kabul edilmez.
Devletin ve polisin kendini gazetecilerin yerine tahkim ederek böyle bir seminere kalkışması, bilirkişi olmaya soyunması, önümüzdeki günlerde muhtemel olacak TMY uygulamalarının sınırsız sansürü içindir. TMY ile özgürlük sınırlarını genişleten polisin yapacağı icraatlara basının desteğini alma arayışıdır. Bu koşullar altında, gidip ABD’de eğitim alan polislerin işleyeceği suçların akıbeti, çeteler, işkence, kaçırma…vb gibi insanlık dışı tüm uygulamaların ABD başkanı Bush’un dediği gibi “Agresif sorgulama yöntemleri” hoş görülebilinir kapsamında gazete manşetlerinde yer alacağına da şüphemiz yok.
Sansürün bu kadar yoğunlaştığı bu dönemde, gazetecilerin birbirini dinlemeye ve dayanışmaya ihtiyacı varken, bu toplantıya katılacak gazetecilerin ufacık da olsa objektif gazetecilik etiklerinin kaldığını söylemek pek mümkün değildir. Polisten habercilik dersi almayı kabul edecek meslektaşlarımıza buradan sesleniyoruz; sizlerden gazetecilik mesleğinin etik değerlerini hatırlamanızı istiyor, gazetecilik mesleğine yakışır ahlak ve onuru göstermenizi bekliyoruz.Halkın, bilakis devletin gölgesinde değil özgür haber alma hakkına ihtiyacı vardır. Bu seminerin altında yatan açık gerçekleri bilen biz aydın, yazar, sanatçı ve gazeteciler olarak bu türden uygulamaları bir kez daha kabul etmeyeceğimizi belirtir, tüm duyarlı kamuoyunu, basına yönelik sansürü ortadan kaldırmak için harekete geçmeye çağırırız.