Bizleri ekip değil rakip haline getiren sisteme karşı dayanışmanın, emeğin, direnişin baharını gelin birlikte örgütleyelim. Direnişin baharını emeğin gücüyle büyütelim
Sevgili mesai arkadaşım,
Sabahın kör karanlığında yollara düşüp belki de hiçbir zaman sahip olamayacağın evi, arabayı, güvenceli işi balık istifi otobüslerde, metrolarda düşünerek işyerine geliyorsun. Gözlerin uykusuzluktan kapanacak gibi olduğunda geleceği yok edilmiş çocuklarını, aileni düşünerek dertleniyorsun. Kendi sağlığını koruyamazken başka insanların sağlığı için tüm gün didiniyorsun. Üstelik sağlık emekçilerinin arasında yaratılan eşitsizliklere karşı sağlığın bir ekip işi olduğunu hastanelerde yaşadıklarınla her seferinde tekrar hatırlıyorsun.
Bizler birbirimizin çaresiyiz. İktidarın işçi düşmanı politikaları ile giderek daha ağır şartlarda, daha güvencesiz çalışarak enflasyon karşısında eriyen maaşlarımızla pazar poşetlerimizi doldurmaya çalışıyoruz. Kendiliğinden yoksullaşmıyoruz iktidar tarafından bilerek yoksullaştırılıyoruz. Patronlara vergi indirimleri yapılırken, borçları silinirken bizler icralardan başımızı kaldıramıyoruz. Eğer bir evimiz varsa kendimizi şanslı sayıyoruz. Patronlar villalarda, iktidar sarayda gününü gün ederken bizler ise ev sahibimizin insafına kalıyoruz. Güvenli, parasız toplu konut projeleri hayata geçirilsin istiyoruz. Yersiz yurtsuz bırakılmak istenen emekçiler olarak birbirimizin yurduyuz.
Taleplerimizi dile getirirken birlikte olmanın gücünü biliyoruz. Birlikteliğimizin en önemli adımı olan sendikalaşma hakkımıza yönelik saldırıları kabul etmiyoruz. Biliyoruz ki sendikalar bizler varsak var. Bizler mücadele edersek sendikaları sarı sendika değil mücadeleci sendikalar haline getirebiliriz. Bizimle eşit işi yapan mesai arkadaşlarımızın eşit şartlarda ve eşit ücret alması hepimizin derdi olmalı. Birbirimizin mücadelesinin sesiyiz, bir aradayız!
Felaketlerde gördük ki halkın sağlık hakkı için en önlerde bizler vardık. Her felakette bizi yönetenlerin sorumluluklarını bizler omuzladık. Emeklilik haklarımızın iptal edildiği, izinlerin kaldırıldığı günler yaşadık. Ancak bizler gerektiğinde gönüllü olduk halkın sağlığı için bir saniye düşünmeden çalışmayı sürdürdük. Bunun karşılığında en kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere, uzun çalışma saatlerine yani kölelik düzenine mahkum edildik. İnsanca yaşayacak bir ücreti, güvenli çalışma koşullarını ve çalışma saatlerinin düşürülmesini istiyoruz. Halk sağlığı için sağlık emekçilerinin de sağlıklı ve güvenceli koşullarda çalışması şart! Bizler halkın sağlık hakkının savunucularıyız, birlikte güçlüyüz!
Sağlık emekçisi kadınlar olarak tüm bu çalışma koşulları bizleri daha ağır etkiliyor. Uzun çalışma saatlerinden sonra evimize döndüğümüzde ev işleri, varsa çocukların ve yaşlıların bakımı yine bizim üzerimizde. Çocuklarımız için parasız, kamusal kreş imkanının sağlanması, emzirme saatlerinin arttırılması, doğum izinlerinin ücretli izin olması ve uzatılması başlıca taleplerimizdir. İşyerlerinde kadınlara yönelik ayrımcı uygulamalara karşı kadın sağlık emekçileri olarak dayanışmamızı, mücadelemizi büyütmeli ve meclisler kurmalıyız. Yaşasın kadın dayanışması!
İşyerinde bazen hiç bulamadığımız bulduğumuzda ise daracık, havasız, sağlıksız olan dinlenme odalarında nefes almaya çalışıyoruz. Derme çatma koşullarda kendi dinlenme alanlarımızı yaratmaya uğraşıyoruz. Dinlenme de çalışmaya dahildir. İşyerlerimizde dinlenme alanları istiyoruz.
Evlerde sağlıklı beslenemediğimiz yetmezmiş gibi uzun çalışma saatlerinde de sağlıklı beslenemiyoruz. Yemekhanelerde nitelikli, parasız, yeterli yemek bizlerin hakkı. Emek vereceksek yemek verecekler! Sadece öğlen olan tek öğün yemek uygulamasını kabul etmiyoruz. Sabahın kör saatinde başlayan mesailerimize gelirken kahvaltı yapamıyoruz. Kahvaltının mutlulukla kesinlikle ilgisi var. Mutlu olmak istiyoruz!
Bizler yıllardır çalışan emeklilik hakkını kazanan ya da kazanmasına yıllar olan emekçileriz. Emekli olduğumuzda alacağımız düşük maaşlar yüzünden çalışmaya devam ediyoruz. Ya da mezarda emeklilik uygulamasından nasibimizi alacağımızı biliyoruz. Sağlık emekçileri olarak ek ödemelerin, tediyelerin, ikramiyelerin maaşa dahil edilmesini istiyoruz. Maaşlardan vergi kesintilerinin kalkması, insanca yaşayacak bir emekli maaşının sağlanması şart! Bizleri bu hayattan emekli etmek isteyenlere karşı huzurlu, sağlıklı, üretken bir yaşam hepimizin hakkı! Unutmayalım ki emekliler hayattan emekli olmayacaktır. Emeklilik yıllarca verdiğimiz emeğin sonucu kazandığımız en önemli hakkımızdır. Birbirimizin emeğine sahip çıkıyoruz!
Tüm bunlar biz emekçilerin katılımı ile oluşturulacak TİS (Toplu İş Sözleşmesi) ile mümkündür. Tüm bu taleplerimizi ve daha da fazlasını konuşmak, yenilerini eklemek, geliştirmek için bir araya gelmeliyiz. Sağlık emekçilerinin tamamı olarak meclislerimizi kurarak kapalı kapılar arkasında bizden habersiz oluşturulan sözleşmeleri kabul etmiyoruz! Emekçiler olarak TİS’leri biz yazacağız çünkü ÜRETEN BİZİZ YÖNETEN DE BİZ OLACAĞIZ!
Bizleri ekip değil rakip haline getiren sisteme karşı dayanışmanın, emeğin, direnişin baharını gel birlikte örgütleyelim.
Söz yetki karar emekçinin olacak!
Direnişin baharını emekçilerin gücü büyütecek! 1 Mayıs’ta alanlardayız!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.