TÜSİAD, başkanları Ömer Aras hakkında başlatılan soruşturmanın ardından ilk defa açıklama yaptı. Uluslararası sermaye ağı ve Türkiye kapitalizmi içindeki konumunu, yüksek katma değerli ihracatçıları bünyesinde barındırma gibi pozisyonlarını iktidara yeniden hatırlatmaktan geri durmayan TÜSİAD, bir önceki açıklamadaki temel vurguları da tekrarladı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, TÜSİAD YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ ve ‘gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma’ suçundan re’sen soruşturma başlatmıştı.
TÜSİAD’dan soruşturmanın ardından ilk açıklama geldi.
TÜSİAD soruşturma konusu olan açıklamaları ardından tamamen geri adım atmasa da yürütülen soruşturmaya dair verdiği tepki sınırlı kaldı. TÜSİAD, soruşturma konusu olan açıklamalarında “Bu olaylar toplumda büyük endişe yaratıyor, sistem kendi kendini düzeltemiyor” demişken soruşturma ardından yaptığı açıklamada bu şekilde bir söyleme yer vermedi.
Uluslararası sermaye ağı içindeki konumunu, yüksek katma değerli ihracatçıları bünyesinde barındırma gibi pozisyonlarını iktidara yeniden hatırlatmaktan da geri durmadı.
TÜSİAD kendilerine yönelik eleştiriler de dahil olmak üzere tüm konuşmaların demokrasi kültürünün zenginliği olarak görülmesi gerektiğini söyledi.
Açıklamanın tamamı ise şu şekilde:
TÜSİAD olarak tüzüğümüzdeki amaçlar doğrultusunda, her zaman ülkemizin kalkınması ve tüm toplumun menfaati hedefiyle, doğru olduğuna inandığımız tespit ve önerilerimizi demokratik kurum ve kurallara saygı ile katılımcı demokrasi ilkesi çerçevesinde şeffaflıkla paylaşıyoruz. Ülkemiz için çalışan, üreten, istihdam sağlayan iş insanları ve sanayicilerin gönüllü birlikteliğini temsil eden TÜSİAD olarak; bağımsız ve tarafsız şekilde, ülkemizin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündemimize alıyoruz. Türkiye’nin dünyadaki rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlıyor; uluslararası iş dünyasındaki temsil gücümüz ile ülkemizin yüksek menfaatleri doğrultusunda çalışıyoruz.
Kamuoyunda derneğimize yöneltilen eleştiriler dahil her konunun dile getirilmesi, Türkiye’de tartışma ve demokrasi kültürünün zenginliği olarak görülmelidir.
Ekonomik kalkınmayı ancak insan hakları temelli, katılımcı demokrasi ilkesini benimsemiş bir hukuk devleti ile kalıcı hale getirebiliriz. Ülkemizi ileri taşıyacak ortak hedeflerimize bilgi, deneyim ve önerilerimizle katkıda bulunmak, ülkemize karşı sorumluluğumuzdur.
Sendika.Org