ODTÜ öğrencileri, Hacettepe’de Öğrenci Kolektifleri’nin düzenlediği 11. Gençlik Film Festivali’nin açılış etkinliğine yönelik ÖGB saldırısını, film gösteriminin ardından yapılan Ali İsmail Korkmaz silüetine ve Hacettepeli Üniversitesi öğrencilerine yönelik ÖGB saldırısını protesto etmek, dayanışma göstermek için toplandı. Fizik bölümü önünde toplanan üniversiteliler, sloganlarla basın açıklamalarını okumak için Ahmet Atakan duvarı önüne yürüdü. ODTÜ’lülerin Hacettepe Üniversitesi öğrencileri ile dayanışmak adına okudukları metin ardından Hacettepe Üniversitesi öğrencileri adına da söz alındı.

ODTÜ öğrencilerinin açıklamasının tamamı ise şu şekilde:

Bugün burada Hacettepe’de Ali İsmail Korkmaz’ın duvara çizilen resminin Özel Güvenlik Birini tarafından silinmesine ve kampüslerinde Ali İsmail’in ruhunu yaşatan arkadaşlarımıza yönelik saldırılara karşı gezide katledilenleri anmak ve bize bıraktıkları direnişi kampüslerimizde büyütmek için bir araya geldik.

Hacettepe’de arkadaşlarımız 11. Gençlik Filmleri Festivali kapsamında “Ali: Düşlerinde Özgür Dünya” belgeselini göstereceklerdi. Özel güvenlikler önce film gösteriminin yapılacağı binanın elektriğini kesti ardından da sabaha kadar duvarda nöbet tutan arkadaşlarımıza saldırıp arkadaşlarımızın duvara çizdiği Ali İsmail Korkmaz resmini sildi.

İktidarın Gezi direnişimiz ile olan “hesaplaşması” bugün kampüslerimizde gezide kaybettiklerimizi andığımızda ÖGB aracılığıyla bize saldırmalarıyla karşılık buluyor. Gezi, halkın öfkesini sokaklara taşırabileceği gerçeğini ortaya koyması itibariyle üzerinden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen hala iktidarın uykularını kaçırmaya devam ediyor. Açtıkları soruşturmalarla, yapılan gözaltı ve tutuklamalarla Gezi direnişimizi yargılayabileceklerini sanıyorlar ancak yanılıyorlar. Gezi halkın hareketiydi ve halk direnişinden geri adım atmaz. Halkı yargılayamazsınız. Bizler, kaybettiklerimiz için bir söz verdik. Ailesi mahkeme salonlarında yuhalatılan Berkin Elvan’ın, Hasan Ferit Gedik’in, Ali İsmail Korkmaz’in , Ahmet Atakan ’ın , Mehmet Ayvalıtaş’ın , Ethem Sarısülüğün, Abdullah Cömert’in katillerinden ve azmettiricilerinden hesap soracağız.

Gezinin iktidar tarafından yargılanması pek çok usulsüzluk ve hukuksuzlukla ilerleyen siyasi bir süreç haline geldi. İktidar geziyi, yargılayarak yargıyı halk üzerinde bir sopa olarak kullanmaya, bu onurlu hareketi karalamaya çalışıyor. Osman Kavala, Can Atalay, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Tayfun Kahraman birçok usulsüzlük ve hukuksuzluğa rağmen hala tutuklular. Bizler intikamcı cezalarla hapishanede olan gezi tutukları için kampüslerden meydanlara sesimizi çıkarmaya , onları savunmaya devam edeceğiz.

Hacettepe’den arkadaşlarımızın da dediği gibi ne yapsanız boşuna , Ali İsmailin ruhu kampüslerde yaşamaya devam edecek! Hacettepeli arkadaşlarımızın yanındayız, iktidarın ve onun kampüs bekçisi ÖGB’lerin saldırılarına karşı yılmayız. Gezinin çocuklarıyız, gezi direnişi ve gezide kaybettiklerimiz onurumuzdur. Bulunduğumuz her alanda kampüslerden meydanlara geziyi yaşatma ve yenilerini yaratma sözümüz için mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. İçinde bulunduğumuz bu karanlığı gezinin bize bıraktığı mirastan güç alarak hep birlikte direne direne yıkacağız.

Hacettepe Üniversitesi öğrencileri adına alınan sözün tamamı ise şu şekilde:

Ali İsmail Korkmaz ama Hacettepe Üniversitesi yönetimi ve özel güvenlik birimi korkuyor. 15 Nisan günü, Öğrenci Kolektifleri olarak on birincisini düzenlediğimiz Gençlik Filmleri Festivali’nin açılış gösterimine müdahale eden özel güvenlik birimi, elektriği kesmiş, amfiyi üstümüze kilitlemiş, etkinliğe gelen arkadaşlarımızı amfiden içeriye almamışlardır.

Ögb’nin tüm önleme çabalarına rağmen elektrik elektronik çimlerine taşıdığımız festivalimizde Ali İsmail Korkmaz belgeselini izledik. Belgeselden sonra hafızalardan silinmesin diye Ali İsmail Korkmaz’ın yüzünü kampüsümüze çizdik. Üniversite yönetimi 12 yıl önce katledilmiş Ali ismail Korkmaz’ın silüetinden o kadar korkuyor ki, hem belgesel gösterimine mani olmaya çalışıyor hem de biz bu duvarı terkettiğimizde silüeti silmekle tehdit ediyorlar. Bu tehditler üzerine tüm gece ali ismail korkmaz kampüsümüzde yaşasın diye silüetinin yanında nöbet tuttuk.

16 Nisan sabahı onlarca özel güvenlik bize saldırarak Ali İsmail Korkmaz’ın silüetini duvardan sildi. 12 yıl önce katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın katilleri sadece o gün orada onu darp edenler değil, katillerini yargılamayan yargı sistemi, dönemin eskişehir valisi, akp iktidarı, emniyet güçleridir. Şimdi bu katillerin listesine Kayyum rektör cahit, üniversite yönetimi ve özel güvenlik birimi de eklenmektedir.

19 Yaşında Gezide katledilen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın katilleri aramızda, silüetini duvarlardan, hafızalarımızdan, mücadelemizden silmek istiyorlar ancak başaramazlar. Hepimiz ali İsmail’iz. Ali İsmail’in silüetini tüm üniversitelerde, kampüslerde mücadelemizde yaşatmak hepimizin sorumluluğudur. 16 nisan günü yaptığımoz basın açıklamasında tüm üniversitelere çağrıda bulunarak Ali İsmail Korkmazı, geziyi, gezide yitirdiklerimizi kampüslerde yaşatmak için tüm üniversitelilere çağrıds bulunmuştuk. Dün İstanbul Üniversitesinde ve bugün de Bilkent Üniversitesinde Ali ismail korkmaz silüeti ve pankartı asıldı. Bugün ODTÜ’de gezide yitirdiklerimiz adına yürüyüş yapılıyor. Yaşasın öğrenci dayanışması diyoruz ve gezinin mirasını 19 martta başlayıp devam eden demokrasi mücadelesinde yaşatacağımızı ifade ediyoruz. Buradan çağrımızı yineliyoruz. Ali ismail korkmazı ve geziyi bütün kampüslerde yaşatmaya, direnişin bayrağını en önde taşımaya davet ediyoruz.

Ne olmuştu?

15 Nisan tarihinde 11. Gençlik Filmleri Festivali, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde başladı. Öğrenci Kolektifleri’nin düzenlediği film festivalinin açılış etkinliği yine Kolektif Sinema tarafından yapılan “Ali: Düşlerinde Özgür Dünya” belgeseliyle yapılmış, etkinlik ÖGB’nin engelleme çabalarına rağmen yapılmıştı.

Film gösterimi ardından üniversiteliler yemekhane yanındaki meydandaki duvara Ali İsmail Korkmaz’ın siluetini çizmiş, özel güvenlikler silueti sileceklerini söyleyince üniversiteliler de duvarın önünde nöbet tutmaya başlamıştı. ÖGB, 16 Nisan tarihinde silüeti silse de üniversiteliler “Silsinler, yine yaparız, çünkü Ali İsmail’in ruhu üniversitelerde, kampüslerde yaşamaya devam edecek” dedi, yaptıkları eylemle duruma tepki gösterdi.

Sendika.Org