“Marmara Üniversitesi, İsrail’deki Hayfa Üniversitesi ile ilişki halindeyken üniversitede Filistin ve Gazze ile alakalı paneller düzenleniyor. Bu çarpıklığa dikkat çekmek istedik. Filistin’le dayanışmanın İsrail’deki üniversitelerle ilişkinin kesilmesi yoluyla gösterilebileceğini düşünüyoruz”
Marmara Üniversitesi’nin İsrail’deki Hayfa Üniversitesi ile işbirliğinin kesilmesi talebiyle üniversitede düzenlenen panellerde eylem yapan üniversitelilere soruşturma açıldı. Öğrenci Kolektifleri’nden Ece Hatice Özbarutçu ve Selen Basın ile Marmara Üniversitesi’nin Hayfa Üniversitesi ile işbirliğine, İsrail’e yönelik akademik boykota, taleplerine, eylemlerine açılan soruşturmalara dair konuştuk.
Özbarutçu ve Basın, akademik işbirliğinin siyonist ideolojinin meşrulaştırılması adına önemli bir yerde durduğunu, İsrail’deki üniversitelerin bunun farkında olduğunu ve bu yüzden akademik ilişki ağlarını genişletmeye çalıştığının altını çizdi. Özbarutçu ve Basın, kendi üniversiteleri olan Marmara Üniversitesi’nin siyonist ideolojiyi meşrulaştırma projesine dahil olmaması için derhal Hayfa Üniversitesi ile olan Erasmus anlaşmasının sonlandırılmasını ve sonlandırıldığının da kamuoyuna açıklanmasını talep ettiklerini dile getirdi.
Sizi tanıyarak başlayalım.
Ece Hatice Özbarutçu: Ben Ece Hatice Özbarutçu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 2. sınıf öğrencisiyim.
Selen Basın: Ben Selen Basın. Marmara Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim.
Marmara Üniversitesi’nin Hayfa Üniversitesi ile işbirliğini kesmesi talebiyle bir dizi eylem yaptınız. Nasıl bir işbirliği var? Buna üniversite yönetiminin bir cevabı ya da açıklaması var mı?
Ece Hatice Özbarutçu: Marmara Üniversitesi’nin Hayfa Üniversitesi ile 2027’ye kadar sürecek olan bir Erasmus anlaşması var. Ancak bir süre önce Hayfa Üniversitesi web sitesindeki Erasmus anlaşması listesinden çıkarıldı. Bu belirsizlik nedeniyle üniversite yönetimiyle görüşme talep ediyoruz. Ama sürekli olarak erteleniyoruz ve bizimle görüşülmüyor. Üniversitenin de bu duruma dair hiçbir açıklaması olmadı.
Selen Basın: Biz de bize net bir yanıt verilmesini bekliyoruz.
Sizce neden bir üniversitenin İsrail’deki bir üniversiteyle işbirliği yapmaması gerekir?
Selen Basın: Filistin’de soykırım oluyorken, binlerce öğrencinin eğitim hakkı da ellerinden alınıyorken bu soykırımın faili olan devletin üniversitesiyle işbirliği içinde olmak, Siyonizmi destekler nitelikte. İsrail siyonist ideolojiyi üniversiteler ve eğitim yoluyla yaymaya, ona meşruluk kazandırmaya çalışıyor. Bunun önüne geçmek için bu ilişkinin de kesilmesi gerekiyor
Ece Hatice Özbarutçu: İsrail akademik anlamda da güçlü bir ilişki ağına sahip. Bu tarz işbirlikleri bu ağın güçlenmesine katkı sunuyor. Bilgi üretim ve paylaşım süreçlerini genişletiyor. İsrail’deki üniversiteler İsrail devletinin politikalarını destekler nitelikte bir pozisyon alıyor. Bu yüzden İsrail’deki üniversitelerin bu ağının güçlenmesi bilimsel faaliyet adı altında işgal politikalarına destek sağlıyor. Ayrıca İsrail’deki üniversitelerde üretilen bilim, savaş sanayisinde kullanılıyor. Erasmus anlaşması ile giden öğrenciler de bu faaliyetin bir parçası haline getiriliyor
İsrail’deki üniversiteler içinde muhalif, İsrail’in Filistin topraklarındaki saldırılarını “soykırım” olarak niteleyen akademisyenler de var. Onlarla da mı ilişki kurulmamalı? Akademik ilişkinin sınırı nasıl belirlenmeli?
Ece Hatice Özbarutçu: Burada bireysel ve kurumsal ilişkileri birbirinden ayırmamız gerekiyor. İsrail’in politikalarını soykırım olarak niteleyip bunu teşhir ediyorsa, buna karşı harekete geçmişse bu kişilerle elbette dayanışma ilişkileri kurulabilir. Kurumsal ilişkiden daha önce saydığımız sebeplerle uzak durulması gerektiğini düşünüyoruz.
Selen Basın: Emperyalistlerin çıkarları bu işgali ortaya çıkardı. Bu işgalden çıkar sağlayacak olanlar savaşın muhataplarıdır. Dolayısıyla siyonist rejimin kanlı işgal politikası halklara yüklenemez. Bir örnek verebiliriz. Daha önce yapılan bir panelde İsrailli bir gazeteci Filistin işgalinin karşısında tutum almıştı. Aynı tutumu akademisyenlerden de gördüğümüz müddetçe dayanışma gösterilmesinin bir sorun teşkil etmediğini düşünüyoruz.
Yaptığınız çeşitli eylemler nedeniyle hakkınızda soruşturma açıldı. Ne ile suçlanıyorsunuz? Bu konuda ne düşünüyorsunuz ve ne yapmayı planlıyorsunuz?
Ece Hatice Özbarutçu: Yaptığımız eylemi anlatarak başlamak istiyorum. Marmara Üniversitesi, İsrail’deki Hayfa Üniversitesi ile ilişki halindeyken üniversitede Filistin ve Gazze ile alakalı paneller düzenleniyor. Bu çarpıklığa dikkat çekmek istedik. AKP-MHP iktidarının İsrail’le ilişkileri sürdürmeye çalışırken bir yandan da Filistin’in yanındaymış gibi görünmeye çalışması bir hamaset. Bu hamasetin üniversitelerimizdeki yürütücüleri de kayyum rektörler.
En başından beri söylediğimiz gibi akademik ve ticari ilişkiye devam ederken panellerde işgale karşı söz söylemek ikiyüzlülüktür. Teşhir ettiğimiz durum tam da bu. Filistin’le dayanışmanın İsrail’deki üniversitelerle ilişkinin kesilmesi yoluyla gösterilebileceğini düşünüyoruz.
Daha sonra soruşturmalar açıldı. Böylece; Marmara Üniversitesi Kayyum Rektörlüğü Filistin’in yanında değil, tam karşısında olduğunu kanıtlamış oldu. Bize tebliğ edilen kağıtta da ne ile suçlandığımız net olarak ifade edilmiyor. Biz de bilmiyoruz ne ile suçlandığımızı.
Selen Basın: Sadece bu konuyla ilgili de değil, yurtlarla, kadın cinayetleriyle, Filistin’le dayanışmak adına yapılan diğer eylemlerle alakalı da soruşturmalar açıldı.
Mücadele etmeye devam edeceğiz. Hayfa Üniversitesi ile olan ilişkinin akıbeti konusunda cevap almak için de mücadelemiz sürecek.
İlgili haberler:
Sendika.Org