Trakya Üniversiteli Kadınlar, Balkan Yerleşkesi’nde bulunan Bolcaana Yemekhanesi önünde “Katillerden, erkek devletten, cezasızlık politikalarından hesap soruyoruz” diyerek bir araya geldi. Açıklamadan sonra yürüyüşe geçmek isteyen kadınlara okulun özel güvenlikleri ve sivil polisler engel oldu. Kadınların ellerindeki pankartı alan özel güvenlik amiri “Gidin Anayasal hakkınızı savcılıkta kullanın” dedi
Trakya Üniversiteli Feminist Kolektif’in çağrısıyla bugün (16 Ekim) saat 17.00’de Balkan Yerleşkesi’nde bulunan Bolcaaana Yemekhanesi önündeki otobüs duraklarında bir araya gelenler “Katillerden, erkek devletten, cezasızlık politikalarından hesap soruyoruz” diyerek bir açıklama yaptı ve Delta Park Yaşam Merkezi’ne doğru yürüyüşe geçmek istedi.
Açıklamada sık sık “İstanbul Sözleşmesi yaşatır!”, “Kadın cinayetleri politiktir!”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Kadınlara değil katillere barikat”, “Direne direne kazanacağız”, “Katillerden hesabı kadınlar soracak” sloganları atıldı.
Üniversiteli kadınlar açıklamada şunları söyledi:
Kadınlar her gün sokakta, evlerinde, KYK yurtlarında katlediliyor, yaşama korkusuyla savaşıyor! Bu sistem, kadın cinayetlerini engellemiyor!
İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece vakti karga tulumba geri çekilenler,6284’ü uygulamayarak, caydırıcı cezaları teker teker yürürlükten kaldıran, faileri / kadın cinayetlerini aklayanlar kadınların sistematik olarak öldürülmesinin baş sorumlusudur!
Bizler ‘kadın cinayetleri politiktir’ demekten de katledilen, hayatlarını korkuyla sürdürmeye çalışan kadınların hesabını sormaktan da vazgeçmeyeceğiz!
Kadınların isyanını bastırmaya hiçbir gücün yetmeyeceğini failler de, fail aklayanlar, azmettirenler de çok iyi biliyor, kadınlar tam anlamıyla özgür olana kadar mücadelemizi ve isyan sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz!
Bir kişi daha eksilmemek için isyanımızı kuşanıyor, hesap soruyoruz!
Hepimiz Ayşenur’uz, hepimiz Münevver’iz, hepimiz İkbal’iz, hepimiz Gülistan’ız, hepimiz Zeren’iz, hepimiz Narin’iz! Katledilen her kadın ve kız çocuğunun sesi olmaya devam edeceğiz!Daha 1 hafta önce Mersin KYK Yurdu’nda bir kadın sıra arkadaşımız, yurt yolunda cinsel saldırıya uğradı. Kadın arkadaşımlarımız yurtlarda güvencesiz koşullarda yaşam mücadelesi verirken, neredeydiniz?
Kadınların önüne barikatlar kurarken, katillerin, tacizcilerin ne önünde ne arkasında yoktunuz!İkbal öldürülmeden önce katil Semih Çelik’e bir yıldır uzaklaştırma kararı çıkarmaya çalışıyordu!
Kadınlar, ölmemek için savaş verirken, neredeydiniz?İkbal’in, Ayşenur’un ölümünden bu yana kadınların öldürüldüğü, şiddet gördüğü haberini almadığımız tek bir gün yok!
Bizler çok iyi biliyoruz ki; erkek devlet, cezasızlık ve kadın düşmanı politikalar her geçen gün bir kadının öldürülmesinin sebebidir!
Özgecan Aslan’ın, Narin Güran’ın, Münevver Karabulut’un katillerini koruyanlar, bugün İkbal ve Ayşenur’un katledilmesinin asıl suçlularıdır!
İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi, 6284 sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması ve kadın cinayetlerinin son bulması için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz!
İsyanımızla, failleri aklayan politikalara karşı mücadeleye devam edeceğiz, katillerden hesap soracağız!
Açıklamadan sonra yürüyüşe geçmek isteyen üniversiteli kadınlar özel güvenlikler ve sivil polisler tarafından engellendi.
Engellemelere tepki gösteren kadınlar “Biz burada dayak yiyor olsaydık, şiddete uğruyor olsaydık bu kadar güvenlik olacak mıydı? Kendiniz düşünün olmayacaktı. Biz öldürüldüğümüz zaman burada olmayan insanlar Anayasal hakkımızı kullandığımız için buradalar” dedi.
Kadınların ellerindeki pankarta el koyan güvenlik amiri kadınları itekleyerek geçmelerine izin vermezken “Güvenlik amiriyim müsaade etmiyorum” ve “Gidin Anayasal hakkınızı savcılıkta kullanın” dedi.
Sendika.Org