Samsun Kadın Dayanışması, artan kadın katliamlarına karşı yürüdü. Kadınlar yürüyüşün ardından yaptıkları açıklamada “Bir kadın daha eksilmemek için ülkenin her yerinde kadınlar isyan ediyor. Gücümüzü bu dayanışmadan ve bu isyandan alıyoruz. Kadınlara güvenli eşit bir yaşamı kadınlar kuracak. Kadın dayanışmasıyla umut ve inançla biz kuracağız” dedi
Samsun Kadın Dayanışması’nın çağrısıyla bugün (7 Ekim) saat 18.30’da şehir kulübü önünde bir araya gelenler kadın katliamlarına karşı yürüdü.
Kadınlar yürüyüş boyunca “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarını attı.
“Artık yeter” yazılı pankartlarıyla yürüyen kadınlar Akbank önünde bir açıklama yaptı. Açıklamada şunlar söylendi:
Bu topraklarda her gün ya öldürülüyor, ya da tacize tecavüze uğruyoruz. Katledilen, şiddete uğrayan her kadının sorumlusu iktidara geldiği günden beri kadın düşmanı politikaları ile hayatımızı kuşatmaya çalışan AKP’dir. Failleri cezasızlık politikaları ile ödüllendirip cesaretlendiren “erkek adaletin” ellerinde kadınların kanı var. Her yer suç mahalli!
3 gün önce Semih Çelik isimli erkek 19 yaşında Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner adlı iki genç kadını, İstanbul’un ortasında, gündüz vakti yarım saat arayla vahşice katledip intihar etti. Cani, sapık, hasta yada münferit değil devletin önlemediği erkek şiddeti! Ayşenur’un ve İkbal’in katili sadece Semih Çelik değil, kadın düşmanı AKP-MHP iktidarı ve artıkları da bu cinayetin suç ortağıdır. Öfkeliyiz, artık yeter. Yaşamak istiyoruz! İstanbulda yarım saat arayla bir erkek 2 kadını katlederken devlet önleyici ve caydırıcı hiçbir adım atmamaktadır. Şiddetten korunmak isteyen kadınların isyanını görmeyen kolluk, kadınların şiddet karşıtı her eyleminde engelleyebilmek için kadınlardanda önce alanlarda olmaktadır.
Devlet yargısıyla kolluğuyla şiddet mağdurlarının beyanlarına göre değil, sosyal medya tepkilerine göre adaleti sağlamaktadır.Şiddet gören kadınlar sesini duyurmak için karakollara değil sosyal medyaya başvurmaktadır. Karakollardan faillerin elini kolunu sallayarak çıktığını, çıktığı gibi kadınları katletmeye devam ettiklerini biliyoruz. Cezasızlık politikasının kadınları yaşamdan kopardığını her gün görmekteyiz. İktidarın cezasızlık politikaları failleri cesaretlendirmektedir.
Sokakları kadınlar için güvensiz ve tedirgin hale getirmeye çalıştığınızı biliyoruz.’’O saatte dışarıda ne yapıyordu’’ sözlerinizi güçlendirmek için, ’’Aile Birliği’’politikalarınızı güçlendirmek için bizleri dört duvara mahkum etmek istediğinizi biliyoruz. Kadınların kahkahasına,kaç çocuk yapcağına,hangi saatte hangi sokakta olacağına karar vermeye çalışan cinsiyetçi diliniz erkek şiddetini cesaretlendiriyor. Kadınları makul ailenin makul ferdi haline getirmek istiyorsunuz. Kadın düşmanı politikalarınıza itirazımız isyanımız var!
Kadınların nasıl doğuracağı, doğurup doğurmayacağını denetlemek devletin görevi değildir. Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu ‘’Doğal Olan Normal Doğum’’ temalı toplantı ise kadınların bedeni üzerinde tahakkümü yeniden üretmektedir. Devlet kadın bedeni üzerinden ellerini çekmeli, kadınların öldürüldüğü bir ülkede erkek şiddetini önlemelidir.
Hukuken Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin ayrıldığına ilişkin beyanı bir anlam ifade etmese de toplum nezdinde bu çıkış erkek şiddeti önündeki barajı yıkan ve o günden bu yana hızla ve katlanarak artan kadın cinayetlerinin politik olduğunun en önemli kanıtıdır.
Kadınların adalete inancı tamamen yok olmuştur. Bunun en önemli göstergesi salı günü Beyoğlu’nda iki kişi tarafından sokak ortasında yere yatırılarak taciz edilen genç kadının tacizcilerden şikayetçi olamamasıdır.
Erkek şiddeti ve tacizi yaş ve sınır tanımamaktadır. Narin’in acısı hala tazeyken ve 90 haneli bir köyde bu cinayet aylardır çözüme kavuşmamışken bu kez de Osmaniye’de farklı yaşlardan 18 kişinin 14 yaşında bir çocuğa cinsel istismarda bulunduğu haberiyle sarsıldık. Bu 18 kişi teşhis edilmiş olmasına rağmen, yine bu kişilerden sadece 10’u tutuklanmıştır. Siz konuştukça biz ölüyoruz.
Kadın düşmanı iktidarınız her gün bizi ölüme, şiddete mahkum ediyor. Hayatlarımızı size teslim etmeyeceğiz. İşte buradayız. Faillerden,kadin düşmanı iktidarınızdan hesap soruyoruz!
Yıllardır kadınlar bu sokaklarda mücadele ediyor. Bir kadın daha eksilmemek için ülkenin her yerinde kadınlar isyan ediyor. Gücümüzü bu dayanışmadan ve bu isyandan alıyoruz. Kadınlara güvenli eşit bir yaşamı kadınlar kuracak. Kadın dayanışmasıyla umut ve inançla biz kuracağız.
Rojin ve Gülistan Doku nerede, Narin’e ne oldu diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Her yer kadınlar için suç mahalliyken, erkek şiddetini teşvik eden iktidardan korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz.
Bütün faillerden hesap sormaya, bu kadın düşmanı politikalar ve eril adalet mekanizması yok olana kadar meydanlarda olmaya, sesimizi yükseltmeye, birbirimizi savunmaya, dayanışmaya devam edeceğiz ve mutlaka kazanacağız.
Sendika.Org