Ankara Barosu Genel Kurulu’nda kadın avukatların “Jin, jiyan, azadi” sloganları üzerine yaşanan faşist saldırıya dair açıklama yapan ÖÇAV’lı Kadınlar, şiddete karşı mücadelelerinin süreceğini, ırkçı/faşistlere karşı Türkçe, Kürtçe ve başka dillerde sloganlarını atmaya devam edeceklerini dile getirdi
Ankara Barosu Genel Kurulu sırasında Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar (ÖÇAV) adına konuşmak için sahneye çıkan Ebru Beşe’nin kadın avukatları, kadına yönelik şiddete karşı sahneye çağırması ve kadın avukatların “Jin, jiyan, azadi”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır!”, “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganlarıyla sahneye çıkması üzerine faşistler avukatlara saldırdı.
Milliyetçi Avukatlar Grubu’ndan avukatların saldırısı ÖÇAV’lı avukatlar tarafından püskürtüldü. ÖÇAV’lı avukatlar, saldırının püskürtülmesi ardından “Faşizme karşı omuz omuza” sloganı attı.
ÖÇAV’lı Kadınlar, saldırı üzerine yaptığı açıklamada şiddete karşı mücadelelerinin süreceğini, ırkçı/faşistlere karşı Türkçe, Kürtçe ve başka dillerde sloganlarını atmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Kadın avukatların açıklaması şöyle:
Ankara Barosu’nun 68. Olağan Genel Kurulunda kadınların iradesi sahnedeydi. Jin Jiyan Azadi, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz sloganları her gün canıyla sınanan; sokaklarda meydanlarda, kadın özgürlük mücadelesinin parçası olan kadınların ve Ankara Barosu’na kayıtlı kadın avukatların iradesidir.
Genel Kurulun ilk günü, İlhan Masarifoğlu tarafından Kürtçe slogan atıldığı gerekçesiyle hedef gösterilmemizin ardından Türk Milliyetçisi Avukatlar Grubu tarafından sözlü ve fiziksel saldırıya uğradık. Daha da ileri giden bu ırkçı/faşist grup; baromuza kayıtlı olmayan, hatta avukat dahi olmayan kişileri kendilerine dahil ederek tehditler savurmuş, sosyal medya üzerinden de yalan yanlış bilgilerle bizleri hedef göstermiştir. Seçimlerin ardından da yine hakaret içeren sözlerle paylaşımda bulunmaya devam etmiştir.
Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar grubundan kadınlar olarak son süreçte yaşanan kadın cinayetlerine tepki göstermek üzere sloganlarımızla sahneye çıkılması eylemimiz ve o sırada amacımızı açıklayan meslektaşımızın konuşması kasıtlı olarak yok sayılarak ve tüm bu yaşananlar dezenformasyona uğratılarak sosyal medyada bilgi kirliliği yaratılmış ve adeta saldırganlar kendilerini mağdur ve madun ilan etmişlerdir.
Dünya genelinde dile getirilen, her 8 Mart’ta, 25 Kasım’da dile getirdiğimiz sloganlarımızın meşruluğu, kadın ve Kürt düşmanlığından ibaret, hayata ve gerçeklere dair yok saymak ve yok etmek dışında hiçbir katkısı olmayan, varoluşlarıyla saldırıda bulunan bir grup erilin ötesinde milyonların iradesinden gelmektedir.
Halklara, halkların diline, kadına, LGBTİ+’ya, göçmene, doğaya, hayvana düşman bir grup ırkçı/faşist grup tarafından Ankara Barosu’nun genel kurulunda saldırılan ise halkların kardeşliği ve kadın mücadelesinin kendisidir.
Yıllar içerisinde artan kadına yönelik ayrımcılığa, şiddete, kadın cinayetlerine dikkat çekmek için sahnenin bu sloganlarla kadınlar tarafından bir süre için alınmasından, kadın sloganlarından, Kürtçeden rahatsız olmak sadece Ankara Barosu’ndaki yukarıda nitelikleri belirtilen birkaç seçim grubuna özgü de değil bunun farkındayız. Bunun içindir ki her türlü avukatlık pratiğimizi bu sloganlara yaraşır şekilde yapmaya devam edeceğiz. Kürtçe ve Türkçe ve dahi birçok dildeki sloganlarımızı ırkçı/faşistlere karşı atmaya devam edeceğiz. Bu mücadelede şiddete karşı kadın avukatlar olarak sözümüzü söylemeye devam edeceğiz.
Yaşasın Kadın Dayanışması
Jin Jiyan Azadi
Kadın Yaşam Özgürlük
Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır
Sendika.Org