Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü, Uğur Mumcu Meydanı’nda kadın katliamlarına karşı bir araya geldi
Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısıyla bir araya gelen kadınlar dün ve önceki gün İstanbul’da yaşanan taciz, şiddet, darp ve kadın katliamlarına karşı eylem yaptı. Eylem için bugün (6 Ekim) saat 13.00’te Uğur Mumcu Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar basın açıklaması yaptı.
Eylemde sık sık “Koruma, aklama, yargıla”, “Adalet biziz susmayacağız”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır”, “Yaşasın kadın dayanışmamız” sloganları atıldı.
Açıklamada şunlar söylendi:
Önceki gün İstanbul’da katil Semih Çelik, yarım saat arayla 2 kadını katletti. Aynı gün içinde Beyoğlu’nda bir kadını cinsel saldırıya maruz bırakan 2 kişi serbest bırakılmıştı. Emine Bulut’un ölmek istemiyorum feryadı hala hafızamızda. Başak Cengiz ve Ceren Özdemir hiç tanımadıkları erkekler tarafından öldürüldüler. Pınar, Şule, Güleda ve nicesi… Hepsinde kahrolduk.
İstanbul’da,15 sene önce Münevver Karabulut’u katleden Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldı. Katilin cezaevinde gerçekten intihar edip etmediğini açıklığa kavuşturmak için, kaçtığı ve yaşıyor olabileceği şüphesiyle mezar açıldı.
Van’da, üniversite öğrencisi 21 yaşındaki kardeşimiz Rojin Kabaiş 7 gündür kayıp. 2020’de Tunceli’de kaybolan Gülistan Doku ise 1.736 gündür kayıp ve hâlâ bulunamadı. Gülistan’a ve Rojin’e ne oldu?
Diyarbakır’ın kırsal Tavşantepe mahallesinde 8 yaşındaki Narin Güran, 21 Ağustos’ta kayboldu ve 8 Eylül’de cesedi bulundu. Cesedi bulunmadan önce olayla ilgili yayın yasağı getirildi. AKP Diyarbakır milletvekili, “Bazen bilmediğimiz şeyler var, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var. Çünkü aile de bizim dostlarımız.” açıklamasında bulundu. Olayla ilgili bir soruşturma açılması önerisi, reddedildi. 8 yaşındaki bir çocuğun katilini bulmaya neden bu kadar direnç gösteriliyor?
Daha bu haberlerle yeni karşılaşmışken dün bir kadının daha Mersin Mezitli’de katledildiğini öğrendik. Sonay Öztürk Aslan, Uğur Araç isimli erkek tarafından katledildi. Erkek şiddeti her gün aramızdan bir kadını alırken susmayacak, vazgeçmeyeceğiz. 15 Eylül’de Diyarbakır’da vahşice katledilen trans kadın arkadaşımız Sudenaz’ı da anmamız gerekiyor.
Biliyoruz ki bu olayların ortak faili devlettir. Kadın ve LGBTİ + karşıtı politikalar, devletin bu olayların faili olduğunu açıkça gösteriyor. Kadın ölümlerinin sorgulanmaması, faillere verilen “iyi hal” indirimleri, cezasızlık politikaları faillerin yararına işliyor; acısı ise biz kadınlara kalıyor.
Susmuyoruz, korkmuyoruz ve devletin kadın düşmanı politikalarına boyun eğmiyoruz.
Bizler o üzerinden kan damlayan adalet saraylarını; katilleri aklayan düzmece mahkemeleri, failleri koruyanları, aklayanları, yargılamayanları biliyoruz.
Onların çürümüş sistemine; erkek egemen ideolojisine, yargısına karşı ADALET BİZİZ DİYORUZ.Katledilen kadınların isyanıyla sokaktayız, katledilen kadınların öfkesiyle meydanları dolduruyoruz, örgütlü gücümüzle üzerinden kan damlayan saraylarını yıkmak için sokaktayız!
Ve katlettiğiniz her kadının, koruduğunuz her failin hesabını sorana dek; istediğimiz özgür dünyayı birlikte kurana dek bir an bile terk etmeyeceğiz sokakları.
İkbal için, Ayşenur için adalet sesini yükseltirken hep birlikte haykırıyoruz: ADALET BİZİZ SUSMAYACAĞIZ.Bizler hayatta kalanlar olarak buradayız. İşkence ile katledilen kadınlar için sokaktayız! Katledilen Ayşenur ve İkbal’in hesabını sormak için sokaktayız.
Katledilen çocuklar için, seneler sonra faili hala meçhul cinayetlerle katledilen kadınlar için sokaktayız.
Acımız büyük, üzüntülüyüz, öfkeliyiz! Kokuşmuş düzeninizi başınıza yıkacağız!
Faillere ödül gibi cezalar veren, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti cezasız bırakan, soruşturmaları etkin şekilde yürütmeyen, aileyi kutsal ilan eden politikalarınızı biliyoruz!
2024 yılının ilk 6 ayında 205 kadının katledilmesine zemin hazırlayan bu kapitalist sistem çürümüştür. Kadınların kocaları/ babaları/ kardeşleri tarafından öldürüldüğü “aileleriniz” birliğine ve aile politikalarına karşı; yaşamlarımızı savunacağız.
Sokakta hiç tanımadığı biri tarafından öldürüldüğü sürekli beslediğiniz şiddet sarmalınıza karşı yaşamlarımızı savunacağız.
Kadınlar neden korunmuyor, suçlular neden serbest kalıyor diye sorduk, yasalar neden uygulanmıyor diye sorduk. Başka bir soru sormamız gerek şimdi, ölümlerden ölüm beğenmediğimiz bir yaşam mümkün mü? Bu ataerkil sistemin ne yasaları koruyacak bizi ne de verdiği vaatleri.
Sokakta yasaları biz yazacağız. Örgütlü mücadeleyi büyütecek, yaşamını çaldığınız her bir kadının hesabını soracağız.
Herkesi katledilen kadınların isyanını kuşanıp, öfkemizi örgütlemeye, örgütlenmeye çağırıyoruz!
Sendika.Org